Yetkin Report | Siyaset, Ekonomi Haber-Analiz, Yorum

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

Türkiye Avrupa Birliği’nin mülteci bekçisi olmamalı

Yazar: Murat Yetkin / 27 Temmuz 2021, Salı / Oda: Siyaset
Avusturya Başbakanı Kurz, Afganistan’dan mülteci akını üzerinden Türkiye’ye vurarak AB ülkelerindeki diğer aşırı sağcı, ırkçı partilerin sözcülüğüne soyunuyor; tehlikeli bir gidiş. (Foto: Florian Schrötter/Avusturya Başbakanlığı)

Avusturya Şansölyesi Sebastian Kurz, 25 Temmuz’da Alman gazetesi Bild’e Afganistan kaçanların sığınması için Avrupa Birliği ülkelerindense Türkiye gibi “komşu” ülkelere gitmesi gerektiğini söyledi. Utanç verici bir beyan. Eminim Almanya’dan İsveç’e dek AB üyesi ülkelerdeki aşırı sağcı, ırkçı partilerin doğal lideri takdirini kazanmıştır Türkiye’yi AB’nin mülteci bekçisi yerine koyan bu çıkışıyla, ama utanç verici.
Okuduğumda Nazizmin köklerinin neden eski Avusturya-Macaristan İmparatorluğunda olduğunu ve Adolf Hitler’in neden Avusturya’dan çıktığını hatırladım ister istemez. Yirminci yüzyılda, 1920’lerde Almanya’da ve İtalya’da alevlenen Avrupa dinsel ırkçılığı, yüz yıl sonra, hem de şimdiye kadar ki en başarılı barış ve kalkınma projesi sayılan AB bünyesi içinde Avrupa siyasetine berbat bir şekilde geri dönüyor.
Dışişleri Bakanlığı 26 Temmuz’da Kurz’a sert tepki verdi. Sözcü Tanju Bilgiç şunları söyledi:
• “Türkiye, bölgeden kaynaklanan kitlesel bir göç krizinin sonuçlarına katlanmayacak ve yeni bir göç dalgasını da üstlenmeyecektir. (…) Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin sınır muhafızı veya sığınmacı kampı olmayacağını vurguluyoruz.”
Güzel. Türkiye neden AB ülkelerine gitmek isteyen mülteci grupları engellemeye çalışıyor ki zaten? Türkiye’nin sorumluluğu canını kurtarmak için, baskıdan kurtulmak için kendisine kaçan sığınmacılara insani yardımı yapmakla sınırlıdır. Avusturya’ya, Almanya’ya, İsveç’e, Yunanistan’a gitmek isteyenleri neden durduruyor ki hükümet? Bence gitmekte özgür olmalılar. Onlar da bu ikiyüzlülüğü bırakıp Birleşmiş Milletler anlaşmasının onlara verdiği yükümlülükleri paşa paşa yerine getirmeli. Seçimde o ülke liderliklerini zor mı sokar? O da onların sorunu.

Türkiye’nin mülteci bekçisi gibi algılanması

Peki, ırkçı siyasetçiler Türkiye’yi Avrupa’nın mülteci bekçisi yerine koyma cesaretini nereden alıyorlar?
Bu cesareti onlara veren sadece kendi iki yüzlü, ayrımcı, giderek ırkçı ideolojileri olmadı, aynı zamanda Türkiye’nin son on yıldır izlediği yanlış mülteci siyaseti oldu. Dışişleri açıklamasındaki “Türkiye’nin AB’nin sınır muhafızı veya sığınmacı kampı olmayacağı” ifadesi doğru ama çok geç kalmış bir ifadedir. Bu sözün on yıl önce Suriye iç savaşı başladığında, Türkiye o iç savaşa taraf olmadan önce söylenmesi lazımdı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Almanya Başbakanı Angela Merkel ile anlaşıp 2016’da AB ile ilişkilerin düzelmesi şartı olarak önüne gelen mülteci akınını AB sınırlarına gelmeden durdurma anlaşmasını onaylamadan söylenmeliydi örneğin.
Erdoğan, “Sözlerinizi yerine getirin, yoksa arkalarından el sallarız” dediğinde bu mülteci bekçisi rolünü üstlenmiş olmuyor muydu?
Türkiye, BM anlaşmalarına, doğusundan gelen sığınmacılara mülteci statüsü verme yükümlülüğüne girmeyeceğini çok önceleri ilan etmiş bir ülke. Bu nedenle Türkiye’deki Suriye, İran, Irak, Afganistan, Bangladeş, Pakistan, hatta devam edelim, Kongo, Somali, Vietnam’dan gelen sığınmacılar resmen “mülteci” statüsünde değil, “misafir” sayılıyor.
Bu “misafirlerden” sadece Suriyelilerin sayısı 4 milyon civarında resmi verilere göre, yani Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 5’i. Mülteci statüsü, devamında vatandaşlık alsalar ülkedeki seçim sonuçlarını etkileyecek boyutta.

İkiyüzlülük her yerde ama ırkçılık başka

ABD’nin Afganistan’dan çekilme kararı ve Türkiye’den orada kalmaya devam etmesini talep etmesinden bu yana Afganlıların göçü hızlanmış durumda. (Bu arada, bir danışmanı Avusturya Başbakanına Türkiye ve Afganistan’ın komşu olmadığını söyler mi? Kabil-Ankara arası hava yoluyla 3248 km, kara yoluyla 4288 km. Ankara-Viyana arasıysa hava yoluyla 1602, kara yoluyla 2012 km. Yaklaşık yarısı kadar yani.) Bu durum da Türkiye kamuoyunda endişe konusu. Erdoğan’ın da önünde kazanması hayati olan bir seçim var.
Emin olun Erdoğan şu sıra Avrupa’ya mülteci akınını, diplomatik ifadesiyse “düzensiz göçü” serbest bıraksa iç politikada puan toplar, buna ihtiyacı var. Tabii doğu ve güney sınırlarını daha iyi denetleyerek ülkeyi daha çok çekim merkezi haline getirmemesi kaydıyla. Erdoğan’ın ihtiyacı olan bir başka şey de sığınmacıların ucuz ve iş güvencesiz emeğini, Türkiye’de artan işsizlik pahasına sömüren küçük ve orta ölçekli sanayici ile tarım ve hayvancılık kesiminden gelen gizli destek. Bu desteğin Türkiye’yi kovit pandemisi sonrası koşullarında Avrupa’nın Çin’in yerini tutacak düşük maliyetli ve coğrafi olarak yakın üretim üssüne dönüştürmesi de umuluyor.
Ancak bu eleştirilerin hiçbiri, Avusturya Başbakanı Kurz’un utanç verici, ırkçı beyanlarını haklı çıkaramaz. Özellikle bu sözlerden sonra Türkiye Avrupa’nın mülteci bekçisi gibi davranmayı bırakmalı.
Ha bir de Brüksel’in AB üyesi Polonya ve Macaristan’ı ayrımcılık nedeniyle uyarması var ki gerçekten traji-komik. Ne yapacak AB Komisyonu yani? Polonya ve Macaristan’ı AB’den mi atacak? Rusya orada heyula gibi duruyorken üstelik. Avusturya daha mı az ayrımcılık yapıyor? AB, İngiltere’nin ayrılışından sonra kendi siyasi gücünü parça parça eritmekle meşgul.
Avrupa Nazizmin doğuşundan bir asır sonra yeniden tehlikeli bir yere gidiyor.

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

Etiketler: Afganistan, Almanya, Angela Merkel, Avrupa Birliği, Avusturya, Bild, Dışişleri, Hitler, ırkçılık, İsveç, Macaristan, Mülteci, Murat Yetkin, Nazizim, Polonya, Sebastian Kurz, sığınmacı, Suriye, Tanju Bilgiç

OKUMAYA DEVAM EDİN

Ankara’da tuhaf işler, kaygı verici gidişler
Yoksa Erdoğan’ı kovit ölümlerinde de kandıran mı var?
Kılıçdaroğlu – HDP: Kürt sorununda çözüm adresi Meclis
  • Finlandiya’nın NATO üyeliği Meclis’te kabul edildi31 Mart 2023
  • Kılıçdaroğlu durmuyor: Sezer’den sonra Gül’le de görüşebilir31 Mart 2023
  • CHP’de İnce defteri daha kapanmadı: seçim süreci sürprizlere gebe30 Mart 2023
  • Ankara’nın da elini yakan Kürt petrolü için “yeni mekanizma”30 Mart 2023
  • Kılıçdaroğlu – İnce görüşmesi: “Bu Erdoğan gitmelidir”29 Mart 2023
  • Avrupa Birliği’nin ilk Müslüman lideri İskoç Başbakanı olabilir mi?29 Mart 2023
  • Türkiye’nin anti-Semitizm geçmişi ve okullardaki olaylar29 Mart 2023
  • Muharrem İnce’ye üzülmek: insan kendini bu kadar mı harcar?28 Mart 2023
  • Irak petrol davası, boru hattı ve Kürt sorunuyla bağlantısı28 Mart 2023
  • Seçim tuzakları, ittifak listeleri, kritik notlar28 Mart 2023
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

Made with ♥ by tbtcreative.com © 2022 yetkinreport.com All rights reserved.

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP