Türkiye’nin Ukrayna Krizinde izlediği kolaylaştırıcı siyaset ABD’den talep ettiği F-16 modernizasyonunun onayını da kolaylaştırabilir. Ankara’nın ateşkesin bir an önce sağlanıp siyasi çözüm sürecinin başlaması yönünde yürüttüğü diplomasinin sonuç vermeye başlaması sadece F-16 değil başka alanlarda da Batı ile arasındaki mesafeyi kapatabilir.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Moskova’da Rus mevkidaşı Sergey Lavrov, bir gün sonra 17 Mart’ta da Lviv’de Ukraynalı mevkidaşı Dimitro Kuleba ile görüşmesi ardından Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı araması bunun son örneği oldu. Görüşmede Rusya’nın Ukrayna’ya önerdiği bildirilen uzlaşma planının maddeleri üzerinde durulduğu ve Türkiye’nin kolaylaştırıcı rolünün fiilen arabuluculuğa dönüşmeye başladığı görülüyor. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenksy’nin de Rusya ile bir anlaşma sağlanırsa garantörleri arasında BM Güvenlik Konseyi’nin Rusya dışındaki daimi üyelerinin yanı sıra Türkiye -ve diplomatik kaynaklara göre- Almanya’yı da görmek istediği biliniyor.
Bu gelişmelerin Türkiye’nin -Rusya’dan aldığı S-400 füzeleri nedeniyle ABD’nin F-35 programından çıkarılması üzerine yine- ABD’den talep ettiği F-16 modernizasyonuyla ilgisine gelince…
ABD Büyükelçisinin F-16 vurgusu
Putin Erdoğan görüşmesinden birkaç saat önce ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake evinde büyük bir davet verdi. Davetin sebebi, Türkiye’nin NATO üyeliğinin 70’inci yılıydı. Aslında tam yıldönümü değildi, yıldönümü 18 Şubat idi ama bir olumlu gerekçe bulunmak istediği zaman bulunuyordu işte.
Türk Dışişleri ve Savunma Bakanlığı temsilcilerinin de katıldığı yemekli toplantıya Ankara’daki NATO üyesi ülkelerin tamamının büyükelçileri ve askeri ataşeleri davetliydi. Ve NATO üyesi olmasa Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar. Bodnar adeta şeref konuğuydu. ABD Büyükelçisi Flake, yaptığı kısa ama özlü konuşma sırasında Bodnar’ı da yanına davet ederek Ukrayna halkının “kahramanca direnişini” övdü.
Konuşmasındaki bir cümle ise özellikle ilginçti. Flake, Türkiye’nin NATO’da ABD’den sonra ikinci büyük orduya ve “ikinci büyük F-16 filosuna” sahip olduğunu vurguladı. İkinci büyük ordu vurgusu çok duyulmuştu ama ikinci büyük F-16 filosu vurgusu ilk defa yapılıyordu. Bu acaba Türkiye’nin 40 yeni nesil F-16 alımı ve 80 modernizasyon takımı alma başvurusuna yeşil ışık anlamına mı geliyordu?
Biden’den destek, Kongre’de değişen hava
Siyaset kökenli (eski Arizona Senatörü) bir diplomat olan Flake, bu yöndeki sorularımıza yanıt vermedi, gülümsemekle yetindi. Ancak davette bulunan diplomatik kaynaklardan derleyebildiğimiz bilgilere göre durum şu yönde:
– ABD Başkanı Joe Biden Türkiye’nin F-16 modernizasyon programına NATO’nun Güneydoğu kanadının güçlendirilmesi çerçevesinde zaten sıcak bakıyordu. Ukrayna Krizindeki rolü ardından bu destek güçlendi.
– Yine de Kongre’nin kararı önemli. Kongrede özellikle Yunanistan lobisi Türkiye’nin F-16 modernizasyonuna onay verilmesine karşı. Bu konuda en yakın destekçisi İsrail lobisiydi.
– Ancak İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Erdoğan’ın davetlisi olarak 9 Mart’taki Ankara ziyareti dengeleri değiştirebilir. Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın Herzog ziyareti üzerine verdiği bilgilendirme toplantısına rekor sayıda, 100’e yakın Kongre çalışanının geldiği bilgisi var.
Özetle, Türkiye’nin Ukrayna Krizindeki kolaylaştırıcı diplomasisi F-16 modernizasyonu programında Kongre onayını da kolaylaştırıyor gibi görünüyor.
Erdoğan’ın dünkü telefon görüşmesinde Putin’e yaptığı, Zelensky ile Türkiye’de buluşturma teklifi Krizin başlangıcındaki kadar uzak bir ihtimal olarak görülmüyor. Bu da gerçekleşirse Türkiye’nin Rusya ile düşman olmadan Batı siyaset sistemi içindeki rolünü güçlendirmesi mümkün olacak. Böyle bir gelişmenin F-16 alımı ötesinde başka getirileri de olabilir.