

NATO’nun ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna lideri Zelensky’ni terslemesi ardından yapılan toplantısı. (Foto: NATO)
NATO yetmiş yılı aşkın bir süredir Batı güvenliğinin temel taşı olmuş, çeşitli çatışmalarda yaşanan gerilemelere rağmen yeni bir dünya savaşını önlemiştir. Ancak Donald Trump’ın Beyaz Saray’a geri dönmesi ve Amerika’nın ittifaktaki rolünü açıkça sorgulamaya başlamasıyla birlikte NATO’nun geleceği giderek daha belirsiz bir hal aldı. Avrupa ABD olmadan kendini savunabilir mi? Türkiye bu değişen güvenlik ortamında nasıl bir rol oynayacak? Ve Rusya zayıflamış bir NATO’dan nasıl faydalanacak?
NATO’nun bir yol ayrımında olduğuna şüphe yok. Bununla birlikte, NATO’nun geleceği belirsiz bir noktada durduğu iddialarına verilen tepkiler iki geniş kategoriye ayrılıyor: Trump’ın tek taraflı olarak çekilme yetkisinin olmadığını savunanlar ve ABD’nin katılımının stratejik önemini vurgulayanlar. Ancak her ikisi de çok önemli bir faktörü göz ardı ediyor: ABD taahhüdünü azaltırsa, Türkiye Avrupa güvenliğinin yeniden düzenlenmesinde kilit bir oyuncu olarak ortaya çıkacaktır. Tarih, Amerikan izolasyonizmine geri dönüşe karşı uyarıyor ve şu soruyu sormayı gerekli kılıyor: NATO, ABD olmadan ayakta kalabilir mi?
Trump ABD’yi NATO’dan çekebilir mi?
Trump tek başına tek taraflı olarak NATO’dan çekilemezken – bu yetki sadece Senato’ya aittir – yine de aşağıdaki yollarla ittifakı zayıflatabilir:
– NATO programlarını ve askeri yardımları keserek: ABD NATO bütçesinin büyük bir kısmını sağlamaktadır. Bu olmadan NATO’nun operasyonel kapasitesi ciddi şekilde zayıflayacaktır.
– Avrupa’daki askeri varlığın azaltılması: Almanya, Polonya ve Baltık ülkelerinde daha az ABD askeri bulunması NATO’nun caydırıcılığını zayıflatacaktır.
– NATO’nun komuta yapılarının siyasileştirilmesi: Tekrarlanan çekilme tehditleri istikrarsızlık yaratır ve müttefiklerin ABD’nin taahhütlerine olan güvenini sarsar.
Kongre’nin bir denge unsuru olarak hareket edeceği varsayımı belirsizdir. Trump Cumhuriyetçi Parti’yi daha milliyetçi ve izolasyonist bir hareket olarak yeniden şekillendirmiştir. NATO finansmanı iç bütçe kavgalarına karışırsa, Kongre Trump’la doğrudan karşı karşıya gelmekte tereddüt edebilir. NATO’dan tamamen çekilmek yasal olarak zor olsa da Trump NATO’nun etkinliğini azaltabilir.
Avrupa kendini ABD’siz savunabilir mi?
Avrupa savunma harcamalarını arttırmak zorunda olsa da, asıl zorluk Avrupa’nın ABD liderliğinin yokluğunda bağımsız bir güvenlik çerçevesi geliştirip geliştiremeyeceğidir:
– Askeri kabiliyet boşlukları: Avrupa, ABD’nin sağladığı istihbarat, lojistik ve nükleer caydırıcılık yapılarından yoksundur. Fransa ve İngiltere’nin nükleer cephanelikleri bile ABD’nin nükleer şemsiyesinin yerini tam olarak alamaz.
– Siyasi bölünmüşlük: NATO net bir komuta yapısı sağlarken, bağımsız bir Avrupa savunma gücü derin bir siyasi entegrasyon gerektirecektir ki bu da AB devletleri arasında süregelen anlaşmazlıklar göz önüne alındığında zordur.
– Mali zorluklar: Savunma bütçelerinin arttırılması, başta Almanya ve Güney Avrupa olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde siyasi açıdan popüler değildir.
Avrupa’nın NATO’ya etkili bir alternatif oluşturma kabiliyetinin belirsizliğini koruması Türkiye’nin rolünü daha da kritik hale getirmektedir.
Türkiye: Tartışmadaki eksik parça
ABD NATO’ya bağlılığını zayıflatırsa, Türkiye’nin stratejik konumu ve askeri gücü onu ABD sonrası herhangi bir NATO veya Avrupa güvenlik çerçevesinde vazgeçilmez kılacaktır.
Türkiye neden önemli?
– NATO’nun İkinci En Büyük Ordusu: Türkiye, savaşa hazır kuvvetleri ve gelişmiş savunma sistemleri ile NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahiptir.
– Boğazlar Üzerinde Kontrol: Türkiye Avrupa, Rusya ve Orta Doğu arasındaki kilit deniz erişim noktalarını kontrol etmektedir. Rusya’nın dahil olduğu herhangi bir çatışmada, deniz hareketlerini kısıtlama kabiliyeti çok önemli olacaktır.
– Rusya’yı Dengelemek: Ankara ve Moskova bazı konularda işbirliği yaparken, Türkiye Rusya’nın Suriye, Libya ve Azerbaycan’daki yayılmacılığına karşı çıkmıştır.
– İstihbarat ve Terörle Mücadele: Türkiye NATO’nun istihbarat paylaşımı ve terörle mücadele operasyonlarında kritik bir rol oynamaktadır. Bu ortaklığı kaybetmek Avrupa’nın güvenlik çabalarını zayıflatacaktır.
Avrupa kabul edecek mi?
Avrupa Türkiye’yi bir güvenlik ortağı olarak kabul edecek mi?
ABD NATO’ya bağlılığını zayıflatırsa, Avrupalı liderler zor bir seçimle karşı karşıya kalacaklardır:
1. Demokrasi ve insan hakları konusundaki siyasi anlaşmazlıkları göz ardı ederek Türkiye’yi kilit bir güvenlik ortağı olarak kucaklamak.
2. Avrupa’nın Türkiye’nin katkılarını ikame edecek askeri kapasiteden yoksun olduğu düşünüldüğünde, Türkiye’yi bypass etmeye çalışmak stratejik bir hata olacaktır.
Reelpolitik, Avrupa’nın Türkiye’yi güvenlik mimarisine daha derinlemesine dahil etmekten başka çaresi olmadığını gösteriyor. Bunun yeni bir güvenlik paktına mı, yenilenmiş AB-Türkiye işbirliğine mi, yoksa ABD’nin olmadığı güçlendirilmiş bir NATO’ya mı yol açacağını zaman gösterecek.
Zayıflamış NATO: Rusya için fırsat mı?
Bazıları Putin Rusya’sının ekonomik sıkıntılar nedeniyle uzun vadeli bir tehdit oluşturamayacak kadar zayıf olduğunu savunuyor. Ancak tarih, ekonomik gerilemelerin her zaman askeri saldırganlığı engellemediğini, bazen de teşvik ettiğini öğretiyor.
– Putin’in Stratejik Sabrı: Rusya’nın ekonomisi zayıflasa bile Putin, Avrupa’nın uzun vadeli askeri direnişi sürdürecek iradeden yoksun olduğuna inanıyor olabilir.
– Baltık Devletleri ve Moldova Risk Altında: Parçalanmış bir NATO bu bölgeleri savunmasız bırakacaktır.
– Hibrit Savaş: Rusya’nın Avrupa’yı zayıflatmak için konvansiyonel bir askeri işgale ihtiyacı yoktur; siber saldırılar, dezenformasyon kampanyaları ve siyasi istikrarsızlaştırma çabaları yoğunlaşabilir.
NATO zayıflarsa, Putin Avrupa’nın kararlılığını test edecektir – ister Ukrayna’da daha fazla saldırganlık, ister Doğu Avrupa üzerinde artan baskı veya Çin ile stratejik ortaklıklar yoluyla olsun.
Şimdi harekete geçme zamanı
Asıl mesele hala ortada duruyor: ABD 1920’li ve 30’lu yılların izolasyonizmine geri mi dönüyor? Eğer öyleyse, Avrupa ABD’nin iç siyasetinin kendi kendine çözülmesini bekleyemez. Tarihten alınan dersler açıktır; eylemsizlik önemli riskler taşır.
Anahtar çıkarımlar:
1. Trump NATO’dan resmen çekilmeyebilir ama NATO’yu felce uğratabilir.
2. Avrupa, Trump’ın başarısız olmasını ummak yerine en kötü senaryoya hazırlanmalıdır.
3. Türkiye her türlü Avrupa güvenlik stratejisinin bir parçası olmalıdır. Türkiye’nin rolünü göz ardı etmek kritik bir hatadır.
4. Putin Avrupa’nın kendine çeki düzen vermesini beklemeyecektir. Harekete geçme zamanı şimdi.
Avrupa belirleyici bir noktada duruyor: ya kendi savunmasını kontrol altına alacak ya da tehlikeli bir şekilde savunmasız kalacak. Önümüzdeki yıllarda yapılacak seçimler, önümüzdeki on yıllar boyunca küresel güç dengesini şekillendirecektir.