Yetkin Report

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

İbrahim Kalın yayınını kıskanmak: Türkiye’de basının zor halleri

Yazar: Murat Yetkin / 29 Kasım 2019, Cuma / Oda: Siyaset
Hürriyet’ten çıkarılan 45 gazeteci ve medya çalışanı tazminatlarını alabilmek için kampanya başlattı. Basın özgürlüğü önündeki engeller arasında, ekonomik baskı da var.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Sözcüsü İbrahim Kalın’ın Deutsche Welle’de gazeteci Tim Sebastian’ın sorularını yanıtlarken izlediğimde doğrusu meslektaşımı kıskandım. Soruş şeklini değil gerçi; bu anlamda Kalın’ın kendisini, agresif üslubu belli olan Sebastian’ın karşısına çıkmasını cesurca dahi buldum. Ama İbrahim Kalın, ya da herhangi bir devlet yetkilisi Türkiye’de bu soruları soracak bir gazetecinin karşısına çıkar mıydı? Çıkacak olsa, bu mülakatı yayınlayacak bir kanal bulunur muydu? Bulunacak olsa, o kanalın ve o gazetecinin başına sonradan ne gelirdi? O TV kanalının sahibi siyasi baskı altına alınır, o program kaldırılır, kanal RTÜK tarafından ağır cezalarla yıldırılır, hatta doğrudan kapatılır mıydı? Gazetecinin başına ne gelirdi? Hapis mi? İşsizlik mi? ikisi birden mi?
Bunları düşünürken haber sitesi T24’ü on yıl önce kurup bugüne getiren Doğan Akın aleyhine “FETÖ’ye yardımcı olmak” suçlamasıyla dava açıldığı haberi geldi. İddianamede Akın’ın “örgütle hiyerarşik bağı olmadığı, geçmişte örgüt aleyhine çok yazı yazdığı, sol görüşte olduğu” yazıyor gerçi, ama Fethullahçıların kullandığı sahte “Fuat Avni” hesabındaki iddiaları haber haline getirdiği için örgüte yardım etmiş sayılacağı öne sürülüyordu. Doğan Akın’ın bu nedenle İstanbul 25’inci Ağır Ceza mahkemesinde 5 yıldan 15 yıla kadar hapisle yargılanması isteniyor.

Sadece hapis tehdidi değil

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) rakamlarına göre halen 118 gazeteci, yazar, medya çalışanı hapiste. İfade özgürlüğünü baskı altına alan soruşturmalar ya bir terör örgütüne üye olmak, yardımcı olmaktan açılıyor, ya da Cumhurbaşkanına hakaretten. Bu da hükümete “Gazetecilikten değil, terörden, hakaretten yargılanıyor, mahkûm oluyorlar” deme gerekçesi veriyor.
Ama Türkiye’de basın özgürlüğü önündeki tek engel hapis cezaları değil. Gazetecilerin hayatına işsizlik olarak yansıyan ekonomik baskılar da söz konusu.
Son olarak Hürriyet Gazetesinden çıkarılan 45 gazeteci ve medya çalışanı, yasal tazminatlarını dahi alamamaktan şikâyetçi; bunu da bir video mesajıyla sosyal medyada yayıyorlar. Bu 45 meslektaşımızdan 43’ü TGS sendikasına üyeymiş. TGS’ye göre 2013 Gezi Protestolarından bu yana işten çıkarılan, istifaya zorlanan, ya da kapatılma, küçülmeler yoluyla (bir kısmı sonra başka işler bulmuş olsa da) işsiz kalan gazeteci sayısı 10 bini buluyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına göre 7 bin işsiz gazeteci var. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, kapatılan ve ekonomik ya da siyasi nedenlerle kapatılan, ya da küçülen medya şirketleri nedeniyle Türkiye’de gazetecilerin üçte birinin işsiz kaldığını söylüyor. Bu durumda gazete ve televizyonların sahiplik yapılarının değişmesi de etkili. Gazetecilik kuruluşlarının tahminlerine göre medyanın yüzde 70’inin sahipliği AK Parti hükümetiyle iş bağlantısı olan grupların elinde.
Dağıtım ağlarının da aynı siyasi tekelleşmeye maruz kalması, bağımsız kalmaya çalışan gazete ve dergiler, hatta kitaplar üzerinde ayrı bir yük oluşturuyor.

Bağımsız gazete, TV ve sitelerin önemi

Bunun sonuçlarından birisi, “merkez medyanın” çöküşü oluyor. Gazete tirajları, televizyon izlenme oranları artık reklam verenler tarafından da inandırıcı bulunmuyor, şişirilmiş ve güvenilmez olarak değerlendiriliyor. Büyük belediyelerin çoğu da yerel seçimlerde AK Parti’den CHP’ye geçmiş olduğu için artık hükümete paralel yapan yayın kuruluşlarının ana gelir kaynağı vergilerimizle oluşan kamu kuruluşu bütçelerinden gelen reklamlar ve toplu alımlardan oluşuyor.
Okuyucu ve izleyiciler de eleştirel seslere yer vermeyen yayınları güvenilir bulmuyor, takip etmiyor. Kasım 2019’da yayınlanan KONDA araştırmasına göre 2008’den 2018’e erkeklerde gazete okuma alışkanlığı yüzde 74’ten 34’e, kadınlarda yüzde 52’den 17’ye düşmüş durumda. Bilgi almak istediğinde ilk olarak interneti tercih edenlerin oranı ise erkeklerde yüzde 51, kadınlarda yüzde 45. TV hala en çok haber alınan kanal ve birinci sırada, objektif habercilik yapmaya gayret eden Fox TV bulunuyor. Bu nedenle HaberTürk’te Fatih Altaylı’nın Ali Babacan, ya da Ekrem İmamoğlu’na yer vermesi eskisine göre daha çok ilgi çekiyor.
Bu ortamda bağımsız kalmaya gayret eden ve aslında merkez medyanın çöküşüyle güç kazanan T24, Medyascope, Duvar, Diken gibi eleştirel bakabilen sitelerin, sayısı her gün artan bağımsız blogların YouTube kanallarının önemi artıyor. BBC, Deutsche Welle, Sputnik ve Amerikanın Sesi gibi kuruluşlar, Türkçe yayınlarına bu nedenle ağırlık vermeye başladı. Okumakta olduğunuz YetkinReport dahi bu ortamın bir ürünü.
Yani görünüm karamsar ama umutsuz değil. Su akıp yolunu bulacaktır elbet; bizler el âlemin basın özgürlüğünü kıskanmaya devam ettikçe, bulacaktır.

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

Etiketler: basın, FETÖ, gazetecilik, işsizlik, Kalın, medya

OKUMAYA DEVAM EDİN

Yerel seçimler ve Türkiye’nin demokrasi sınavı
Arınç istifa etti: Erdoğan üzerinde Bahçeli vesayeti mi var?
Kılıçdaroğlu: İmamoğlu büyük lokmadır, yedirmeyiz
  • Rusya-Ukrayna: 15 Mayıs İstanbul hala kesinleşmedi. Putin ne yapacak?13 Mayıs 2025
  • PKK’nın fesih kararı ve hükümetin yanıtlaması gereken sorular13 Mayıs 2025
  • Toplum Terörsüz Türkiye sürecinden habersiz: Araştırma12 Mayıs 2025
  • PKK kendini fesih ve silahlı mücadeleye son kararı açıkladı12 Mayıs 2025
  • Özel: Silah bırakılmasını bekliyoruz. Erdoğan: Müjdeleri alacaksınız10 Mayıs 2025
  • Yasakla koruyup baskıyla şekillendirerek yönetmeye çalışmak10 Mayıs 2025
  • Kürt sorununa PKK’nın silahsızlandırılması yoluyla çözüm kapısındayız9 Mayıs 2025
  • Avrupa Birliği ile Türkiye’nin yeni ilişki dinamiği: güvenlik9 Mayıs 2025
  • 9 Mayıs Avrupa Günü mü, Zafer Günü mü?9 Mayıs 2025
  • Özel “Hürriyet kavgası” dedi. İmamoğlu’na yasak, Yavaş’tan cevap geldi8 Mayıs 2025
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

tbtcreative.com | UFKZDN © 2024 yetkinreport.com

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP