Makine Mühendisi
Meral Akşener “Cumhurbaşkanı tarafından tehdit edilmek feci bir şey” derken, tehditlerden korkmadığını ama Türkiye’nin yurtdışındaki imajı açısından endişeli olduğunu söyledi. Kadın liderliğinin güçlendirilmesi ve karar alma sürecine anlamlı katılımı, cinsiyet eşitliği gündeminin merkezinde. Kadın liderlerin başarılarını kabul etmek, kadınların politik katılımına ilişkin yerleşik zihniyete meydan okuyabilir. Bu açıdan baktığımızda şu an için ülkemizde iktidara ortak
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, yıllar içerisinde hak arayan tüm toplumsal kesimlerin ortaklaştığı “Asla Yalnız Yürümeyeceksin” sloganı ile simgeleşen kadın mücadelesini daha büyük çaplı bir harekete dönüştürme kararı aldı.Bu kararın arkasında geleceğe yönelik, toplumun bütününü ilgilendiren kaygılar var. Onlara göre, İstanbul Sözleşmesi’nden Anayasa’nın 90. Maddesi ihlal edilerek bir gece yarısı kararnamesi ile ayrılmak sadece kadınlarla ilgili
Avrupa Konseyi’nin, İstanbul Sözleşmesi’nin 10’uncu yılı münasebetiyle 11 Mayıs’ta düzenlediği çevrimiçi toplantının açılış konuşmasını yapan ev sahibi Alman Bakan Franziska Giffey, Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesini “kötü haber” diye niteledi ama iyi haberlerden ve sözleşmenin olumlu etkilerinden daha fazla söz etmeyi tercih etti. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejčinović Burić ve Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi Başkanı Rik
Başkan Ursula von der Leyen’in 26 Nisan’da Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayı izlerken endişeliydim. Türkiye ziyaretinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleşen toplantının sonucu hakkında konuşacaktı. İçeriğinden çok, uğradığı protokol haksızlığı nedeniyle manşet olan bir görüşmenin ana aktörü olan kadının o güne yönelik eleştirilerini dinleyeceğimizden hiç kuşkum yoktu. Öyle de oldu. Ursula von der
ABD Başkanı Joe Biden’ın daveti ile, 22-23 Nisan tarihlerinde gerçekleşen İklim Zirvesi’nde dünyanın önde gelen liderleri bir araya geldiler. ABD’nin ocak ayında yeniden katıldığı BM Paris Anlaşması kapsamında yer alan hedeflere ulaşmak için çabalarını nasıl artıracaklarını ve küresel ısınmanın mevcut yörüngesini nasıl değiştireceklerini anlattılar. Başta ABD olmak üzere birçok ülke lideri, gerçekçiliği tartışılabilecek yeni taahhütlerde bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) Çin’in Wuhan şehrinde tespit edilen nedeni bilinmeyen zatürre (pnömoni) vakaları konusunda ilk bilgi 31 Aralık 2019’da ulaştı. DSÖ Genel Direktörü Tedros Ghebreyesus, 30 Ocak 2020’de yeni koronavirüsün küresel salgınına yol açabileceği endişesiyle “halk sağlığı acil durumu” ilan etti. 11 Şubat 2020’deki basın toplantısında virüsün ismi Covid-19 olarak anons edildi. Bu toplantıda