Geçtiğimiz hafta sonu yayımlanan “Akademik İflas: Türkiye’de Yükseköğretimde Değer Erozyonu” başlıklı yazımın ardından, yurt içinden ve yurt dışından birçok mesaj aldım. Bu tepkiler bana, üniversitelerdeki değer erozyonu konusundaki endişelerimin, birçok akademisyenin de ortak kaygısı olduğunu düşündürdü. Yurt içinden, yurt dışından, akademik erozyonun yansımaları Yazdığım yazının, edebiyatçı ve yazar Buket Uzuner’in gözünden kısa bir özeti de
Türkiye’de üniversite var-dı. ‘Dı’ diyorum, çünkü artık Türkiye’de değerini yitirmiş ve amacından sapmış bir kurum olarak üniversite var. Açık Radyo’da hazırladığım Antroposen Sohbetler programının son bölümünde gazeteci Tuğba Tekerek’i ağırladım. Söyleşide odak noktamız, genellikle karmaşık bir konu olarak algılanan ve Türkiye’de değerini yitirdiğini düşündüğüm üniversitelerdi. Tuğba Tekerek’in 2023’te yayımlanan “Taşra Üniversiteleri – AK Parti’nin Arka
Geçen hafta 30 Haziran – 1 Temmuz günleri, 13 değişik kurumdan 50 akademisyen, Ankara’da, daha önce ziyaret ettiğimiz Türkiye Barolar Birliği’nin konferans salonundaydık. “Türkiye Yükseköğretim alanının yeniden yapılandırılması“ başlıklı bir çalıştay düzenledik. İçimizde üç eski rektör, 10 civarında rektör yardımcısı, bir o kadar dekan, enstitü müdürü, anabilim dalı başkanı vardı: hepsi 20-30 sene bu görevleri
Kulağa çok hoş geliyor değil mi? Performansa dayalı değerlendirme! İyi çalışanı kötü çalışandan ayıralım; iyi çalışanları ödüllendirelim! Nasıl? Veri bilimi çağında yaşıyoruz: Dünyayı anlamak için veri toplama, verileri yorumlamak için istatistiksel yöntemler kullanma. Veri toplarız; değerlendiririz. Performansı yüksek olana yoksulluk sınırının az üstünde bir maaş, performansı az olana boğaz tokluğu; yani açlık sınırında maaş. Veri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, akademisyenlerin ve öğrencilerin tepkileri üzerine görevden aldığı Prof. Dr. Melih Bulu‘nun yerine Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak tepki çeken bir başka ismi, Prof. Dr. Mehmet Naci İnci’yi atadı. Altı ay süren bir akademik direnişin ardından Melih Bulu görevden alındıktan sonra üniversitenin akademisyenleri kendi adaylarını listelemiş, yaptıkları oylamada ise Naci İnci yüzde 95,
2018 yılının Kasım ayında Nature dergisi akademik zorbalıkla ilgili bir haber yayınlamıştı. Haber, aynı yılın ağustos ayında, İngiltere’nin önde gelen bilim merkezlerinden biri olan Londra Kanser Araştırma Enstitüsü’nün akademik zorbalık suçlamaları ile sarsıldığından bahsediyordu. Enstitünün tanınmış araştırmacılarından Nazneen Rahman, personeline zorbalık yaptığı iddialarının araştırılmasının ardından enstitüden istifa etmişti. Bu suçlamaların hemen sonrasında benzeri görülmemiş bir
Yalan söylemeye bir kez başlarsanız, devam etmek zorunda kalırsınız, biri diğerini kovalar ve bir gün mutlaka yakalanırsınız. Çoğumuz, çocukken büyüklerimizden bu yolda tavsiyeler duymuşuzdur. Ben, pek de kısa sayılmayan ömrümde bunun birçok örneğine tanık da oldum. Ama bu salgın sırasında içine düştüğümüz tablo, ancak bir TV dizisine göndermeyle açıklanabilir durumda: “Yalan Rüzgarı”. CHP Ankara milletvekili