Böyle tedbir alınacaksa artık alınmasın. Çünkü alınan tedbirlerin virüsle mücadeleye bir katkısı yok. Artık sayısını hatırlamadığımız “normalleşme”lerden birine daha başladık. Aslında tesadüf olmayan bir tesadüfle, ilk normalleşme tam bir yıl önce yine 1 Haziran’da başlamıştı. Turizm sezonu açılışına denk gelecek şekilde. Geçen 1 Haziran normalleşmenin bedelini çok ağır bir şekilde Temmuz sonunda Ankara, Konya, Karaman,
Vaka sayıları yine yükselişte. Son 15 gün içinde Sağlık Bakanlığı’nın ilan ettiği resmi sayılar dörtte bir oranında arttı. Birçoğumuz üç aydır süren hafta sonu ve akşam sokağa çıkma yasaklarından bunalmış yakınıyoruz. Birilerini unutuyoruz: Çocukları ve 65 yaş üstündekileri. Onların bizimkilerden çok daha ağır olan kısıtlamaları artık tedbir sınırını geçti, başlı başına sağlık sorunu kaynağı ve
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği 23 Ekim’de temsilciliklerini vize işlemlerine kapattı, bunu da yazılı bir “Güvenlik Alarmı” ile duyurdu.Bu pek sık ve alışık olunan bir gelişme değil. Çünkü oldukça ayrıntılı. Duyuruda “Türkiye’deki ABD misyonu İstanbul’daki ABD vatandaşları ve diğer yabancıların yanı sıra, İstanbul’daki ABD Başkonsolosluğu dahil Türkiye’deki muhtemel diğer yerlere yönelik muhtemel terör saldırıları ve insan kaçırmalar
Sizi bilmem ama ben akşamları gösterilen yeşil slaytları izlemeyi çoktan bıraktım. Bu slaytlarda gösterilen sınırlı sayıda veriden vaka sayıları diye gösterilen rakamların salgının gidişatı hakkında bir fikir vermekten uzak olduğunu geçen yazımda gerekçeleriyle anlatmıştım. Bir süre yoğun bakımlara yatış sayılarını toplayıp çıkararak salgının hızı konusunda dolaylının dolaylısı bir fikir sahibi olmaya çalıştım. Sonunda Sağlık Bakanı
İktisatçı değilim, ekonomi gazetecisi de değilim ama ev ödevlerini yapmaya çalışan bir siyaset gazetecisi olarak önümüzdeki bazı gelişmeleri uzmanlarıyla konuşarak ve okuyarak görmeye çalışıyorum.İsteyenlerle ayrıntılara ve rakamlara girmek de mümkün ama görebildiklerimin bir özetini sizinle paylaşmak isterim. Evet, neticede bir iktisatçı çok daha ayrıntılı bir tablo çizip fikir verebilir ancak Türkiye’nin ufkunda görünen belli başlı
AVM’ler mi, okullar mı açılsın tartışması, AVM’lerin hayatımızın vazgeçilmez bir parçası gibi algılandığını hatırlattı yeniden. Art arda açılan birçok AVM de artık tanıtımlarını yalnızca alışveriş değil, bir kültür ve yaşam merkezi olduklarını vurgulayarak yapıyor. Asuman Suner, Hong Kong -İstanbul/ Şehri Şahsileştirmek (Metis, 2018) başlıklı kitabında, biri bundan 200 yıl kadar önce dağınık balıkçı köyleri dışında
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 18 Mart konuşmasında dedi ki, “Hamdolsun Türkiye bu sürece olabilecek en hazırlıklı şekilde yakalanmıştır”. Erdoğan’ın “Bu süreç” dediği koronavirüs salgınıyla mücadele süreci. Sizce ne kadar inandırıcı? Dünyanın en gelişmiş kamu sağlığı altyapısına sahip olduğu bu kötü vesileyle kanıtlanan Çin hazırlıksız yakalandığını söylüyor. Vatandaşları üzerinde yumuşak güç ile otorite tesis ederek dünyadaki en