İşte 24 Mart 2021 gününün üç maddede özeti Erdoğan: evdeki dövizi, altını getirin Adalet ve Kalkınma Partisi 7. Genel Kurulunda konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, vatandaşlardan evde tuttukları döviz ve altınları banka ve finans kuruluşlarına yatırmaları çağrısında bulundu.Erdoğan, “Bu vatandaşlarımdan, milli servetimiz olan evlerindeki döviz ve altını, çeşitli finans araçlarına
Salgının başından beri konuyla ilgili uzmanlar, kurumlar olarak gidişatla ilgili rakamların (yeni vaka sayıları, ölümler, test sayıları vb) yerleşim birimlerine göre il, il, ilçe, ilçe ilan edilmesinin gerekliliğini döne döne vurguladık. Zira virüs her ili aynı anda ve aynı şiddette etkilemiyordu. Herkesin kendi yaşadığı il ve ilçedeki durumu bilmesi hem vatandaşların içinde bulundukları riske uygun
“Kontrollü normalleşme” arayışlarının yine gündemde olduğu şu günlerde, uzmanlaşmanın ve liyakatin “yine” askıya alındığını ve tek sesin, “ekonomi ve siyasetin tek sesinin” bütün alanlarda karar verici olduğunu gözlemliyoruz. Bu bile iletişimin gereksiz görüldüğünün, önemsizleştirildiğinin göstergesi değil mi? “Siz ne anlarsınız ki rektörünüzü seçeceksiniz? Siz mi anlayacaksınız başarının ne olduğunu? İller arası farklılık yapalım; ama onu
Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Mart akşamı “normalleşme” kararlarını açıkladı. Zaten Şubat başından itibaren 1 Mart itibarıyla tedbirlerin kaldırılacağı/gevşetileceği yolunda çeşitli haber kırıntıları duymaya başlamıştık. On bir aydır salgını takvimle yönetmeye çalışıyoruz. Halbuki virüs takvim bilmiyor. Onun kendi seyri var. Düşmanımız oysa, onun davranış şeklini anlayıp, uygun tedbirler almak lazım. Yani veri kullanmak lazım. Tedbirlerin konulup kaldırılmasına,
Önce kavramım kendisiyle başlayalım: Topluluk Destekli Tarım (TDT). Yani, bir üretici ile bir tüketici grubunun iki tarafın da ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde işbirliği yaptığı bir dayanışma modeli. Genellikle tüketicilerin ön ödemelerini ve teslimde sorumluluk üstlenmesini içeriyor. Belirli bir alanda sezon boyunca üretilen ürünler TDT katılımcılarına eşit şekilde paylaştırılıyor. Böylece tüketiciler hem risklere hem de bolluğa
Vaka sayıları yine yükselişte. Son 15 gün içinde Sağlık Bakanlığı’nın ilan ettiği resmi sayılar dörtte bir oranında arttı. Birçoğumuz üç aydır süren hafta sonu ve akşam sokağa çıkma yasaklarından bunalmış yakınıyoruz. Birilerini unutuyoruz: Çocukları ve 65 yaş üstündekileri. Onların bizimkilerden çok daha ağır olan kısıtlamaları artık tedbir sınırını geçti, başlı başına sağlık sorunu kaynağı ve
Tüm insanlığı pençeleri arasına alan Covid-19 salgınına karşı aşıların beklenmedik süratle geliştirilmesi ve Türkiye dahil birçok ülkede uygulamanın başlaması bir umut ışığı yaktı. Şimdi herkesin umudu aşıların etkisini göstermesi ve insanlığı, içine düştüğü bu çaresizlik duygusundan kurtarabilmesi. Ne var ki şu andaki gelişmeler bu iyimserliği doğrulayacak yöne evirilmiyor. Salgın Avrupa ve Amerika dahil bir çok
Türkiye’de 14 Ocak günü sağlık çalışanları Sinovac şirketinin Coronavac aşısı ile aşılanmaya başladılar. Sağlık Bakanlığının Covid-19 aşı sitesi 17 Ocak itibariyle yedi yüz binden fazla vatandaşın aşılandığını bildiriyordu. Pandeminin ilk on ayında 350’den fazla sağlık çalışanı kaybettik. Bundan sonra hiç olmazsa bu kayıpların önünü alacağımızı umuyor, aşı olan bütün çalışanlara, en yüksek oranından korunmalar diliyorum.Aşılama
Kavramın özgün adı “polypandemic”, polipandemi. Küresel siyasetin geleceğinin tartışıldığı Münih Güvenlik Konferansı (MSC), yayınladığı son rapora da bu başlığı koymuş. “Polypandemic. Development, Fragility, and Conflict in the Era of Covid-19”. Yani “Çoklu-pandemi. Kovit-19 Çağında Kalkınma, Kırılganlık ve Çatışma”. Türkçeye çevirirken “çoklu-pandemi”, ya da “çoklu salgın” kavramını icat etmek de mümkün, tıpkı Münih’tekilerin “polypandemic” sözcüğünü icat