Çin’den yayılan bir virüs 2020’yi dünyayı da Türkiye’yi de kötü vurdu. Etkilerinin kolay kolay geçmeyeceği anlaşılıyor. Onlarca yıldır küresel ekonominin gidişinin konuşulduğu Davos Dünya Ekonomik Forumu geleneksel Ocak toplantısını, uluslararası siyasi gidişin konuşulduğu Münih Güvenlik Konferansı da geleneksel Şubat toplantısını 2021’de yapmayacak. Yılın ikinci yarısına belirsiz bir tarihe ertelediler. 2020’de yapılmayıp 2021’de yapılacağı açıklanan Tokyo
Bir bütün olarak 2020’nin hepimize çok şey öğrettiği kesin; buna pandeminin can yakan sonuçları da dahil. Krizler, ders çıkarıp öğrenme anlamında çok kıymetli. Ekonomi tarafına bakarsak, en kısa haliyle son bir yıla dair iki ders öne çıkabilir. Bunlardan ilki küresel ekonomide, “önceliklendirmenin önemi”. İkincisi de Türkiye ekonomisi bacağında, serbest piyasaya müdahale ettiğinizde sonucun nerelere varacağı
Covid-19 rakamlarında olduğu gibi, enflasyonda da mızrak çuvala sığmadı ki TÜİK, kasım ayı enflasyonunu yıllık yüzde 14,03, yani yılın en yüksek oranı olarak açıkladı. Piyasaların, daha da önemlisi salgın belası nedeniyle gelir kaybına uğrayan halkın belirsizlikten bu denli yorulduğu bir anda enflasyon tahmininin de tutmaması, güven sarsıcı. Devlet kurumlarının açıkladığı rakamlara güvensizlik, zaten en sonunda
Merkez Bankası 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranı 475 baz puan artırarak politika faizi yüzde 10.25’ten yüzde 15’e yükseltildi. Selva Demiralp faiz kararını yorumluyor: Geçtiğimiz hafta hükümet kanadından gelen net sinyaller ışığında Merkez Bankası’ndan bugün gelen faiz artışı beklentilere paraleldi. Bu karar, uzunca bir süredir yürütülmeye çalışılan düşük faiz- güçlü TL politikasından ayrılışımızın
“Acı reçeteden” söz etmesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ekonomi politikasının yanlış olduğunun, başına damadı Berat Albayrak’ı getirerek daha büyük bir yanlış yaptığının kabulüdür. “Acı reçete” ifadesinin, kamu harcamalarının azaltılması, ücret artışlarının frenlenmesi anlamına geldiğini herkes biliyor. Bir başka boyutu da “dev yatırımlara” ayrılacak paranın kesilmesi gereği. Kesintinin en azından bir kısmının da koronavirüs Covid-19 salgını nedeniyle
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 2002’den bu yana süren iktidarında bir tek şeyi hiç yapmamıştı. Muhalefetin ısrarla yüklendiği bir bakanını asla tartışmalar sıcakken feda etmemişti. Bunun ilk örneği Hazine ve Maliye Bakanı damadı Berat Albayrak oldu. Üstelik daha birkaç ay önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu istifa ettiğinde “Gitme, sana ihtiyacım var” diye kalmaya ikna etmiş olduğu halde.Bu
“Erdoğan konuştu, piyasa coştu” kıvamında İstanbul basını. Sebebi, Hükümetin önce 6, sonra 7 liranın altında tutabilmek için bir yıl gibi bir sürede devlet kasasından 100 milyar dolar harcadığı kurun 8,5 liradan 7,8’e “düşmesi”. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın değişik ne dediğini söyleyen yok. Sadece damadı Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığından gitmiş olmasını kutluyor galiba “piyasa”. Bu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığından “Gidiyorum” demesine, gecikmiş bir “Güle güle” karşılığı vermesi kolay olmamıştır. Yakın zamana dek adeta halefi gibi takdim ettiği göz bebeğiydi. Bu süreçte Erdoğan’ın vites değiştirip hız kestiğine, ya da o görüntüyü verdiğine dair birkaç belirti ortaya çıktı. Bu belirtilere de vites değişikliğinin ABD seçimlerini Joe
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a Merkez Bankası Başkanı dayanmıyor. Daha 16 ay önce 6 Temmuz 2019’da göreve getirilen Murat Uysal’ı Başkanlık koltuğunda 16 ayını doldurduğu 6 Kasım itibarıyla görevden aldı. Gerekçe daha önce yine kendi tercihiyle göreve getirilen Murat Çetinkaya’nın faizleri yeterince düşürmemesi idi. Uysal’ın yerine Erdoğan’ın elinde kalan, açık konuşalım en ağır ekonomi topu olan Cumhurbaşkanlığı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan koronavirüs salgını henüz geçmemişken Türkiye’nin her yerinden 350 bin kişiyi Ayasofya’da namaz için İstanbul’da toplayıp memleketlerine geri göndermişti. Aynı Erdoğan 26 Ekim’de koronavirüs salgını yeniden yayılırken 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının cumhur tarafından kutlanmasını “kamu düzeni” gerekçesiyle yasakladı. Cumhurbaşkanının Cumhuriyet Bayramı kutlamasını tekeline aldığı gün Türk lirası Amerikan doları karşısında tarihinin en kötü