Sonunda ben de Covid-19 mağdurları arasındaki yerimi almış bulunuyorum. Böylece, son birkaç aydır sıkça sorduğum “Herkes korona oldu, benim gibi o kadar hareket halinde olan biri nasıl olmadı” sorusunun yanıtını da almış oldum! Vaka sayısı yüz binlere yaklaştığında, o kadar riskli durum yaşamışken değil de, rakam on binlere düştüğünde virüse yakalanmak biraz tuhaf geldiğinden bu
Tıp dünyasının en prestijli dergilerinden The Lancet Infectious Disease’de 27 Ağustos’da yayınlanan bir makale tahmin edilen kötü sonucu doğrulayan bulguları yayınladı: Delta varyantıyla enfekte olan Covid hastalarının hastane yatışları (yani hastalığı ağır geçirme riskleri) daha önce sık görülen Alfa varyantıyla enfekte olanların hastaneye yatışlarına göre iki kat daha fazla (tam olarak 2.26 katı). Biliyorum, pandeminin
Daha pandeminin başında uluslararası sağlıkla ilgilenen birçok insan gibi tanı testleri, olası tedaviler, aşı savaşları ve adaletsizliklikler yaşayacağımızı tahmin ediyordum. Bu konuda YetkinReport’ da bir kaç yazı yazdım. Ama yine de hepimizin hayatlarını ve hayatiyetini etkileyen bu alanda yaşanan kavganın boyutları, koca koca liderlerin söyledikleri, söylemeyip, kapı arkasında yaptıklarını izledikçe şaşırıyor, kızıyor ve utanıyorum.Ocak ayında
Covid pandemisinin ilanının üzerinden bir yıl geçti. İki yüz ülkede 120 milyon tanı konulmuş enfeksiyon, 2,5 milyondan fazla ölüm. Türkiye’de resmi rakamlarla 2 milyon 836 bin hasta, 29,300 ölüm. Bir yandan hastalığın yayılmaya devam etmesi, diğer yandan pandemiyle artan ekonomik sorunlar, geliştirilen aşılar ve aşı eşitsizliği tartışmaları. Covid-19 pandemisinin bir yılını “bilimsel başarı, politik iflas
Ülke gündeminde ne var demiştiniz? Ekonomi? Yoksulluk? Korona? Olabilir belki ama “yeni bir anayasayı tartışma vakti gelmiştir!” Bunu duyduk duyalı gündem doğal olarak farklı bir eksende dönmeye başladı. Yeni ya da değiştirilmiş bir anayasa Türkiye’de hiçbir zaman gündem dışı kalamaz. Değişim isteyen dinamik bir ülkede bu hep taraftarı bol bir teklif olur. Ama bol taraftar
Dün akşam haberlerinde Sağlık Bakanını ve ardından Hacettepe Üniversitesinde Sinovac aşı çalışmasını yürüten Profesör Serhat Ünal’ın açıklamalarını dinleyince büyük bir şaşkınlık yaşadım. Profesör Ünal, çok merkezli bir çalışmanın yalnızca Türkiye merkezinde, önerilen her iki dozu da 23 Aralık itibarıyla tamamlamış 3457 gönüllüye ek olarak, bir o kadar da henüz yalnızca tek doz almış (yani belirlenen
Korku öykülerinin usta yazarı Edgar Alan Poe’nun en ürpertici eserlerinden birinin adı Kızıl Ölümün Maskesi. Ülkede “kızıl ölüm” adı verilen bir salgın hastalık sürmektedir. Prens, soyluları ve yakın çevresini de yanına alarak bir manastıra kapanır. Halkı dışarıda tutarak korunacak, içeride şölen ve eğlencelerle hayatlarına devam edeceklerdir. Prensin düzenlediği bir maskeli baloda eğlence doruklardadır. Bir süre
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile 17 Aralık akşamı Olay TV’deki Gündem programındaki sohbetimizde son yıllardaki siyasi kutuplaşmanın etkisiyle hiç sorulmayan bu soruyu da sordum.CHP’nin AK Parti ile uzlaşarak Anayasayı değiştirme ihtimali neydi? Bu Türkiye’de siyaset ve ekonominin rahatlamasının çıkışı olabilir miydi? Yoksa artık köprüler tamamen atılmış, gemiler yakılmış durumda mıydı?Yanıt verdiğini aktaracağım, kendi yorumumla birlikte
Resmi rakamlara göre 16 Aralık itibarıyla Türkiye’de kovit salgınından ölenlerin sayısı 17 bini geçti. Yani 17 Ağustos 1999 büyük Marmara depreminde ölenlerin sayısına ulaştı. Bu gidişle geçecek. Bu de resmi rakamlar ve artık kimsenin inanacak takati kalmadı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yeterli aşı alınamadığı itirafı da aynı gün geldi. Haftalık Gazete’de yer alan bir tahlile
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ne yapmaya çalıştığını anlamak aslında o kadar karmaşık değil. Dünyadaki pek çok lider gibi Erdoğan da siyasi ve ekonomik ilişkilerin, güç dengelerinin 2021 yılında yeniden tanımlanmaya başlayacağını görüyor. Tarihte eşi büyük çaplı savaşlardan sonra görülen bir al-ver sürecinin eşiğindeyiz. Erdoğan hem Türkiye’nin bu süreçten kayıpsız, tercihan kazançlı çıkmasını hem de bu süreçte