Görevdeyken ABD Dışişlerinde üst kademelerde bulunmuş bir Amerikalı diplomat ile Marakeş’teki önemli bir toplantının kahve molasında sohbet ediyorduk. İçinde bulunduğumuz kritik dönemde ABD’nin sanki Türkiye’yi gözden çıkartmış gibi hareket ettiğini, oysa hesaba katılması gereken yeni dinamiklerin ortaya çıktığını belirterek Washington DC’de Türkiye politika (ya da politikasızlığını) kimin tasarlayıp icra ettiğini sordum. Elbette, bir ölçüde “checks-and-balances”
ABD’nin 5 Ekim’de Suriye’de PKK’yı hedef alan bir Türk SİHA’sını düşürmesine, Dışişleri Bakanlığı 6 Ekim’de “Operasyon etkilenmedi” gibi daha önce eşi görülmemiş bir açıklama yaptı.” Üstelik ABD SİHA’nın Türkiye’nin olduğunu bilerek Ürdün’deki üssünden kalkan bir Amerikan F-16’sı tarafından düşürüldüğünü açıkça söylediği halde. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ABD’li karşıtı Anthony Blinken ile telefonda konuştuğu ve terörle
Suriye ve Irak sınırlarına Türkiye’den kara harekâtı olasılığı ile ilgili gelişmeler dikkatle izlenirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında sınır ötesi tehditlere karşı “ilave tedbirler” vurgusu ön plana çıktı. Ankara’nın harekat konusundaki kararlılığını yineleyen Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 2 Aralık’ta yaptığı açıklamada, Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) seslenerek “terör ile
Ay Yıldız Yerleşkesi ismini televizyon izleyicilerinin çoğu 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlarken, kanalların, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir temel atma töreni konuşmasına canlı bağlanmasıyla duydu. Ay Yıldız Yerleşkesi, Millî Savunma Bakanlığı’nın yeni binasının adıydı. Uzun yıllardır Ankara’nın Kızılay-Bakanlıklar semtinde İnönü Bulvarı üzerinde, TBMM’nin çaprazında yer alan Genelkurmay Başkanlığı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvet komutanlık karargâhlarının bulunduğu