Dün, 2 Nisan’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim yenilgisi muhasebesi için topladığı AK Parti Merkez Yönetim Kurulu (MYK) sonrasında, AK Parti dönemindeki medya uygulamalarına alışanları dahi şaşırtan “bir ilke” tanık oldu haberciler. AK Parti medya birimlerinden ilişkide oldukları haber merkezlerine gönderilen, deyim yerindeyse bir korsan bildiriyle MYK’da görüşülenlerin “perde arkası” veriliyordu. Bu metinde Erdoğan’ın konuşmasında yenilgiyi
Recep Tayyip Erdoğan’ın kazandığı cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçları hayırlı olsun. İkinci turda bir kazanan var ama bu her iki adayın da birinci turda kaybetmiş, seçilememiş oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Kaybettiği halde kazanma gerçeği 85 milyonluk halkın siyasilere karşı her zaman kaybetmeye mahkûm, kendi kendini yönetme hakkının ise bir yanılgı olduğunu altını çizerek tescil ediyor. Demokrasi mi, seçim
Bütün gün sosyal medyada, hemen hemen herkesin “seçimde hile” teorileri yazdığını gördük. Aslında “hile teorileri” yazan insanların çoğu, kötü niyetle yapmıyor. Ama eminim, oralarda birileri de, bu ateşi harlıyor. Çünkü bu hile teorileri herkesi kızdırmak, küstürmek ve/veya umutsuzlandırmak için iyi bir yol. Birileri muhtemelen şöyle diyor; “En üstün savaş sanatı, düşmanı savaşmadan boyun eğdirmektir.” (Sun
54 milyon seçmen, Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı’nı ve TBMM 28. Dönem Milletvekillerini belirlemek için sandık başına gitti. Katılım oranının yüzde 88,67 olarak açıklandığı seçimlerde 191 bin 910 sandıkta cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeterli çoğunluk sağlanamadı. Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49.35, Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44,97, Ata İttifakı adayı Sinan Oğan yüzde 5,25 oranında