Seçim tarihi “takriben” 14 Mayıs olarak açıklandı. Buna göre, seçimlere dört aydan az bir zaman kaldı. Bu son dönemeçte Millet İttifakı kampanyasının momentum kazanması ve iktidarla arayı açması muhalif seçmeni rahatlatacak önemli bir işaret olurdu. Çünkü, biliyoruz ki seçim sathı mailine otokratik bir iktidarla başabaş girmek, sandıktan büyük olasılıkla mağlup çıkmak demektir. Oysa bugünkü tablo
Birkaç gün önce Meclis’te bir Cumhur İttifakı Grup Başkan Vekiliyle görüşmek üzere bekleme odasındaydım. Odaya bir grup vatandaş girdi, yakalarında ziyaretçi kartlarıyla. Kamu kuruluşlarına iş yapan taşeron şirketlerde çalışanlar için kamu kadrosu istiyorlardı. Vekilin danışmanı ise elinde dosyasıyla gelen vatandaşı daha az önce aynı taleple kendi temsil heyetlerinin gelip, vekille görüşüp aynı dosyayı bıraktığını anlatmaya
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti TBMM grup toplantısında yaptığı açıklamada, seçim için 14 Mayıs’ı işaret etti. Erdoğan’ın sözlerinin ardından açıklama yapan muhalefet liderleri seçime hazır oldukları mesajını verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Ocak’ta Meclis’te yaptığı açıklamada “Rahmetli Menderes 14 Mayıs 1950’de ‘Yeter söz milletindir’ diyerek milletin gönlüne girmiş ve sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştı. Milletimiz
Bu yazıyı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezasının hemen sonrasında yazıyorum. Kararın onanması durumunda İmamoğlu’na siyasi yasak da gelecek. Aday olması zaten Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık arzusundan vazgeçmemesi nedeniyle zor gözükürken, bu kararla birlikte hukuken karışan statüsü adaylığını iyice zora sokacak. Bu kararın muhalefet cephesinde iktidar açısından
Türkiye demokrasisinin bugüne kadar en iyi yaptığı işlerden birisi seçimlerdi. Darbelerle, olağanüstü hallerle sarsılan Türkiye seçim tarihi her şeye rağmen ağır aksak da olsa yürüdü. Siyasal aktörler seçimle gelen meşruiyeti, zor ile elde edilen meşruiyete tercih ettiler. Dünyada 20.yy boyunca ortalama yaşam süresi 8.5 yıl olan askeri diktatörlüklerin Türkiye’deki yaşam süresi dünya ortalamasının çok altında
Gerçi son zamanlarda neredeyse bütün hafta sonlarını İstanbul’da geçiriyordu CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu. Ama Bayram’dan sonra İstanbul’a gittiğinde durum CHP açısından pek parlak değildi. Gezi Davası Osman Kavala’ya müebbet, 7 arkadaşına da 18 yıl hapis cezası verilmesiyle sonuçlanmış, iktidar CHP’den gelen tepkileri hedefe koymuştu. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun siyaseten amacına ulaşan Doğu Karadeniz turu,
Türkiye’de siyasetle ilgilenen herkesin dikkati neredeyse bir yıl içinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine ve orada kimin aday olup, kimin kazanabileceğine yoğunlaşmış görünüyor. Tipik bize özgü bir davranış hayata kısa vadeli bakmak. Ve bu nedenle de aslında önümüzde bir değil iki seçim olduğunu gözden kaçırıyor, tabii birinci seçimi muhalefet kazanırsa. Birinci seçim bir tür referandum olacak. Tayyip
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a şimdiye dek görülmemiş ağırlıkta hakaretler etmesi ve Özdağ’ın da Soylu’ya Bakanlığın önünde teketek kavga yoluyla hesaplaşmak için randevu verip meydan okuması siyasetin halihazırdaki seviyesini gösteriyor. Ama gelişmeler bir soruyu da akla getiriyor: Önümüzdeki seçimin sürprizi Özdağ’ın Zafer Partisi olabilir mi?Özdağ’ın bu çıkışları, Soyluyla zıtlaşması Zafer
Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz seferi başarılı geçiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayesinde CHP uzunca bir süredir etkisinin çok sınırlı olduğu Doğu Karadeniz’e girebiliyor artık.İmamoğlu Doğu Karadeniz bölgesinde Rize, Ardeşen, Fındıklı, Hopa, Arhavi, Pazar, Artvin, Kemalpaşa, memleketi Akçaabat ve nihayet Trabzon’da her durağında CHP’nin yakın zamana dek hayal edemeyeceği heyecanlı kalabalıklarca karşılandı. Zaten Trabzonspor’un şampiyonluğu havasındaki Trabzon’daki
Altı partili muhalefet ittifakının seçimlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısına kimi aday çıkaracağı artık ittifak içinde tartışmaları dışarı taşıran bir soruna dönüşmeye başladı. Adayın kim olacağı artık muhalefetin ekonomik krizden çıkış programının da önünde duran soruna dönüşüyor. Adayın isimlendirilmesi içinse gözler CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nda.Bunun üç temel nedeni var.Birincisi, CHP’nin ittifakın en büyük partisi olması. CHP’nin