Türk lirası ABD doları karşısında 11 Mart Pazartesi günü rekor seviyeye düştü; 1 dolar bir ara 32 lirayı geçti. Aynı şekilde İngiliz Sterlini 41, Avro ise 35 lirayı aştı ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in tepki vermesine yol açtı. Bunun görünür bir gerekçesi yoktu. Örneğin, Türkiye’nin dış ilişkilerinde, özellikle ABD ile bir çatışma ortamı
Seçim öncesi dönemde iktidar partilerinin popülist muslukları açıp ekonomiyi “şahlandırması” adettendir. Ancak bunu yapabilmek için musluğu açtığınızda akacak kaynak gerekir. Şayet o kaynaklar kuruduysa seçimlere çok farklı bir tablo ile girmek de mümkün. Peki nedir o ekonomi tablosu? Şekilde Koç Üniversitesi’nden çalışma arkadaşlarım Cem Çakmaklı ve Sevcan Yeşiltaş ile yaptığımız çeyreklik büyüme tahminleri yer alıyor.
Hükümetin 2022-2024 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Ekonomik Planı (OVP) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzasıyla 5 Eylül’de Resmî Gazetede yayınlandı. Buna göre 2021 sonunda yüzde 9 olarak tahmin edilen büyüme 2022’de yüzde 5, 2023 ve 2024’te yüzde 5,5 olarak tahmin ediliyor. Ayrıntılarını bu bağlantıdan okuyabileceğiniz OVP uyarınca enflasyon, işsizlik ve bütçe açığının azalacağı, Erdoğan tarafından azaldığı kabul
Kredi notu, bir ülkenin borcunu geri ödeme kapasitesini ölçer. Ülkelerin isteği üzerine, kredi derecelendirme kuruluşları tarafından yapılabilir. Sözkonusu değerlendirme ülkedeki ekonomik ve politik ortamın bir analizini sunar. İyi bir kredi notu ülkelerin uluslararası yatırım fonlarına daha ucuz ve kolay ulaşımını sağlar. Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri subjektif değerlendirmeler olup politik faktörlerden etkilenebilir. Bununla birlikte, sözkonusu kuruluşlar
Cumhurbaşkanından dün gece gelen açıklamalar bir kez daha Merkez Bankası’nı faiz indirimine davet ediyor. Ancak zamansız gelen faiz indirimleri ne piyasa faizini düşürme konusunda ne de büyümeyi destekleme konusunda etkili oluyor. Keza birinci çeyrek büyümesini incelediğimizde de büyümenin o dönemde gelen merkez bankasının faiz artırımları ile birebir ilintili olduğunu, ekonominin literatürde “expansionary contraction” diye bilinen
Popülist iktidar partilerini seçimlerde yenmek kolay değildir. Özellikle de demokratik gerilemeler başlamışsa, ki popülist partiler yeterince uzun süre iktidarda kaldığında bu tür gerilemeler sıklıkla görülür. Çünkü, bu süre zarfında siyasi sistemi lehlerine dizayn etmişlerdir ve seçimlerle yerlerini kaybetmeleri çok zor hale gelmiştir. Öte yandan, liberal demokrasiden yana muhalif gruplar için seçimlerden başka meşru yol yoktur
Pandemi tüm dünyayı üçüncü bir dalgayla vururken, bir senelik bir yorgunluğun ardından hayatımızın belki de en zor dönemlerinden birini yaşıyoruz. Öte yandan, pandemi ile geçen yaklaşık bir senenin sonunda bilim insanları veriyi daha detaylı analiz edebilme ve pandemiyi daha yakından tanıma imkanları buluyorlar. Türkiye pandemi başında görece daha başarılı bir performans sergiledi. Benzer tedbirler alan ülkelere
Geçtiğimiz haftalarda TCMB cephesinde yaşananların uzun vadede ne anlama gelebileceğini düşünürken Ben Bernanke’nin çok beğendiğim bir sözünü hatırladım: “Para politikası yüzde 98 söz ve sadece yüzde 2 eylemdir.” demişti eski Fed Başkanı. Bernanke’nin bu sözüyle vurguladığı şey şuydu: Güvenilir bir merkez bankası başkanı, para politikasının hedeflerini piyasalara söylemek suretiyle bile fiyatlamaları istenen hedef doğrultusunda yönlendirme
12 Mart Cuma günü Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Ekonomik Reform Paketi açıklandı. Para politikası üzerine çalışan bir iktisatçı olarak en çok dikkatimi çeken ve anlamaya çalıştığım ifade şu oldu: “İkide bir fiyat istikrarı diyorlar ya biz onu bir kenara koyduk. Yeni dönem dört temelin üzerinde bina edilecek. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat. Bu amaçla harcama disiplini, kamu
2020 yılında yüzde 1,8 büyüme kaydeden Türkiye, pandemi sırasında ekonomisi pozitif büyüyen birkaç ülkeden biri oldu. Büyüme performansı, öncelikle 2020 yılında uygulanan aşırı kredi büyümesi ve düşük faiz oranı politikalarının bir sonucuydu. Ancak, TL üzerindeki baskılar ve bu baskıları telafi etmek için Merkez Bankası rezervlerinin satışının 2021’e mirası, daha fazla kırılganlık oldu. Ekonomik görünüm, bu
- 1
- 2