Kendimden korkuyorum artık. Bıkkınlık gelip Stockholm Sendromuna yenik düşmekten, sahte mutluluk yaşayıp adalet mücadelesini bırakmaktan çekiniyorum. Çünkü yine bildik ve kanıksanmış bir haber düştü medyaya: Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) yine yüzlerce hâkim ve savcıyı tayin etmiş. Kimi, niçin tayin ettiğini açıklamaya gerek görmüyor! Yargı denetimine tabi olmadığı içindir sanırım! Niye böyle yaptığı hakkında kamuoyuna
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç 30 Temmuz 2024 tarihinde TRTHaber’e verdiği röportajda, Yargı Reformu Strateji Belgesi için vatandaşların görüş ve önerilerinin alınmaya başlandığını, bunun için yargireformu.adalet.gov.tr internet sitesinin erişime açıldığını ve web sitesinin UYAP sistemine entegre edildiğini duyurmuş. Ne ülke gündeminde yargı reformu var, ne siyasi irade yargıyı reform etme niyetinde, ne de olmayan bir reform
Daha AK Parti’nin “yeni ve sivil anayasa” söylemleri ile neyi önerdiğinin zerresi bile belli değilken Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, anayasanın kabaca üçte birini teşkil eden yargı gücü hakkında yargı reformu strateji belgesi hazırlanmakta olduğunu beyan etmiş. Adalet Bakanına sorular Bu durumda doğal olarak bir çok soru ortaya çıkıyor: AK Parti’nin yeni ve sivil anayasa söyleminin
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak değerlendirilmek üzere Cumhurbaşkanlığı’na gönderilen yeni yargı taslak metninde 22 farklı kanunda 105 maddenin değiştirildiği belirtildi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç 67 maddeden oluşan yargı paketinin çalışmalarında sona gelindiğini Ocak ayında paketin kamuoyu ile paylaşılacağını duyurmuştu. Tunç, Anayasa Mahkemesi önünde derdest bulunan uzun yargılamadan kaynaklı bireysel başvuruların Adalet Bakanlığı bünyesindeki Tazminat Komisyonuna aktarılabilmesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefete ve millete sunacağı yeni anayasa taslağını daha önce cumhurbaşkanlığı bürokratlarına hazırlatmış olduğunu, 12 Eylül günü, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde Hukuk Politikaları Kurulu’nun düzenlediği çalıştayda açık etti. Fakat Erdoğan’ın söylediği “Geçen yıl önce, anayasa konusunda söyleyecek sözü olan bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı bir dizi çalıştay düzenledik. Ardından da
İsrail, yargı reformu tartışmalarıyla başlayan derin bir siyasi krizin içinden geçiyor. Binyamin Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümeti tartışmalı yargı reformu kapsamında Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini sınırlayan yasal düzenlemeyi -içeriden ve dışarıdan gelen tepkilere kulak tıkayarak- meclisten (Knesset) geçirince kritik bir eşik aşılmış oldu. Kararı protesto etmek amacıyla ülkenin dört bir yanında binlerce kişi sokağa döküldü. Yolları kesen
Daha İyi Yargı Derneği Başkanı hukukçu Mehmet Gün, Türkiye’nin önünde gerçekten adalet dağıtabilen bir yargı düzeni için bir fırsat penceresi olduğuna inanıyor. Dün sanal ortamda yaptığı basın toplantısında bu fırsatı yeni bir Anayasa, ya da Anayasa’nın gözden geçirilmesi tartışmalarına bağlıyordu.Basın toplantısı, özellikle 1 Eylül’deki Adli Yıl açılışından önce düzenlenmişti. Zamanlamadaki amaç, yargının sorunlarının dile getirildiği
Elmalı’daki çocuk istismarı, Danıştay’daki İstanbul Sözleşmesi davası; yargı üzerindeki siyasi mücadelenin kamuoyunun hukuka güvenini kaybettirip yerle bir ettiğinin en yakın iki örneği. Kamuoyunun hassas olduğu davalarda konuetiketi (hashtag) açılarak kurulan sosyal medya mahkemelerinde yargı kararlarının doğruluğundan daha çok kararı veren hakimlerin liyakatli olup olmadığı, kararlarında hangi gizli elin veya odağın etkisi olduğu tartışılmakta; yargı camiası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yargı reformu kapsamında hazırlanan ve ifade özgürlüğünden tutuklama süreçlerine pek çok alana yayılan İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıkladı. Dokuz amaç, 50 hedef ve 393 faaliyeti içeren planın ağırlıklı olarak mevzuata yönelik değişiklik vaatlerine odaklandığı gözlenirken, iki yıllık plan kapsamında uygulamada ne gibi iyileştirmeler geleceği merak konusu. Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki
- 1
- 2