2013 Gezi Parkı eylemleri ile ilgili beraat kararının bozulmasıyla tekrar açılan ve Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu 17 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman hakkında 18 er yıl hapis cezası verildi. Sanıkların tutuklanmasına karar
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 07 Mart’ta Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Yıl Sonu Değerlendirme toplantısında yaptığı, yargıda yapılacak yeni düzenlemelere ilişkin konuşmasında; hâkim ve savcı adaylığı sürecinin kaldırılacağını, yerine Hâkim ve Savcı Yardımcılığı müessesesinin getirileceğini, eğitici hâkim ve savcıların, usta-çırak ilişkisi içerisinde, üç yıl süre boyunca, “yardımcı” hâkim ve savcıları yetiştireceklerini ifade etmiştir. Henüz detayları
Muhalif 6 Siyasi Parti 28 Şubat’ta yaptığı açıklamada “yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlamak yüksek yargı kurulları ile organlarının bağımsızlıklarını ve demokratik meşruiyetlerini güçlendirmek, yürütmenin müdahalesini engellemek” amacıyla özetle yenilik olarak şunları yapacaklarını söylüyorlar: 1. HSK, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak ikiye ayrılacak; bu kurulların üyelerinin yarısını 2/3 nitelikli oyla TBMM seçmeye devam edecek. Diğer
Tek parti iktidarı döneminde, 1944’te Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’a atfedilen sözdür: “Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz.” Benzetmek gibi olmasın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 17 Kasım konuşmasını dinlerken Tandoğan aklıma geldi. Hayır kovid önlemleri nedeniyle değil, reform konusunda söyledikleri nedeniyle. Erdoğan adeta “Muhalefet lazımsa, onu da biz yaparız, muhalefet partilerine ne?”
Kuvvetler ayrılığı ile başlayalım. Yayına hazırlanan “Meraklısı İçin Darbeler Kitabı”ndan küçük bir tadımlıkla başlayacağız, bazı isimleri kitaba bırakarak. Sonra hâkim, savcı ve düğün gecesine geleceğiz.12 Eylül 1980 askerî darbesinin en koyu günleriydi. Darbenin en yetkili isimlerinden birisi, bir diğerinin makam odasına gitti. “Bütün kuvvetlerin birlik içinde kontrolümüz altında olduğu” yolundaki açıklamalarının yanlışlığından bahsetti. O böyle
Yeni adli yıl 1 Eylül’de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki törenle başlayacak. Yürütmenin ayağına kadar giden yargı, yürütmenin bir uzantısı haline gelmiş; yürütmeden görünüş olarak bile bağımsız olmadığını, davranışlarıyla da ikrar edecek. Kerli ferli yargı temsilcileri; günlerden beri hazırladıkları konuşmaları yapacaklar. Konuşacaklar konuşmasına fakat söylenmesi gereken gerçekleri söyleyecekler mi?En başta dört beş ayda bitmesi gereken davaların dört beş