Bir dönem CHP Genel Başkanlığı da yapmış olan Altan Öymen, T24’te Cansu Çamlıbel’e “AKP’nin kuruluşundan sonra tek adam sistemi bize de sirayet etti” dedi. Bu hem Deniz Baykal dem de Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelen bir eleştiri. Ama daha çok Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs seçim yenilgisi ardından istifa çağrılarına direnmesi ve CHP’ye “yeni bir hikâye” gerektiği söylemlerine parti
MetroPoll araştırma şirketinin Temmuz sonu itibarıyla yaptığı Türkiye’nin Nabzı anketinde vatandaşlara “Verdiği oydan pişman olan var mı?” sorusu da yöneltildi. Anket sonuçlarına göre, yanıt verenlerin yüzde 22,8’, yani her beş kişiden biri, 14-28 seçimleri üzerinden henüz iki ay geçmiş olmasına rağmen verdiği oydan pişmanlık duyuyordu. Üstelik verdiği oydan pişman olan seçmenler arasında iktidar ve muhalefet
“Herkes sandığı bekliyor, sürprizler olabilir”. Bu sözlerin benzerini ilk defa 2022 Mart ayında DEVA Partisi lideri Ali Babacan’dan duymuştu Ankaralı gazeteciler. “Korku eşiği hızla düşüyor” demişti Babacan, “İnsanlar sabır gösteriyorsa, seçim sandığı önlerine konacak diye sabrediyor”. Dün Yeşil Sol Parti’nin Ankara 1’inci bölge adayı Emirali Türkmen de basın toplantısında Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’da taşlanması ve muhalefete
Gazeteci Hasan Cemal 60 yıla yakın gazetecilik hayatından sonra parlamenter siyasete atıldı. Yeşil Sol Parti’nin İstanbul İkinci Bölge adayı olarak seçilebilirse en yaşlı üye sıfatıyla TBMM’nin açılışını yapabilir. Bu kadar yıl gazeteci milletinin Hasan Abi’si olduktan sonra belki de bu seçimin -liderler hariç- medyada en çok yer verilen milletvekili adayı olmasına şaşmamak lazım. Yalnız Hasan
Gazeteci büyüğümüz Hasan Cemal 10 Nisan’da Yeşil Sol Parti’nin milletvekilli adayı olduğu kesinleştiği gün T24’te yazdığı yazıyla 54 yıllık meslek hayatını kapattığını söyledi; bunu Twitter üzerinden de duyurdu. Makalesinde şunları söyledi: • “Böylece 54 yıldır çok severek yaptığım gazeteciliği, içim acıyarak da olsa, noktalıyorum. Şimdi de doğrudan elimi taşın altına sokarak, Türkiye’nin zincirlerini kırmasında bir
27 gün sonra sandığa gidiyoruz. Seçim ittifakları arasındaki mücadele de ittifaklar bünyesindeki hareketlenme de artıyor. İttifakların bünyesindeki partiler de birbirlerine karşı son manevralarına başladı, ince hesaplar yapılıyor. Manevralara gelmeden ve hazır hesaplardan söz açmışken MHP lideri Devlet Bahçeli’nin son hesabından söz etmemek olmaz. Hatırlayanlar olacaktır, Bahçeli 2009’da MHP’nin 40’ıncı yılında iktidar formülünü şöyle açıklamıştı: •
Partilerin YSK’ya teslim ettiği milletvekili aday listelerinde ilk göze çarpan bir ortak özellik var. O da listelere son şeklini veren parti liderlerinin ideolojik tercihlerden ve duygusallıktan uzak, reel politika ve stratejinin gereklerine göre davranmaya çalıştıkları. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun geniş cephe siyasetinde ideolojiyi değil politikayı esas aldığını, politikanın gereği olan iktidar hedefi için ideolojinin ikinci
Bu yazının başlığı “Kılıçdaroğlu daha ne yapsın?” da olabilirdi. Ama bu soruya verilecek ideolojik ve politik yanıtlarla yazı iki ayrı yöne doğru esneyebilir, bu da CHP lideri ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’la kıran kırana bir iktidar mücadelesine getiren cephe siyasetini açıklamakta yetersiz kalabilirdi. O nedenle yazının
Ankara’da cumhurbaşkanlığı aday telaşı HDP öncülüğündeki Emek ve Özgürlük İttifakının aday göstermeyeceğini ilan etmesiyle duruldu. Meclis grubu desteği olmadan asgari 100 bin imzayla cumhurbaşkanı adayı olabileceklerin YSK’da ilk gün aldıkları imza desteği beklediklerinin çok altında kaldı; yarış beklendiği üzere Cumhur İttifakı adayı Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasında geçecek. Şimdi siyaset kulisinde