Kıbrıs Türk muhalefet lideri, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman 25-26 Haziran’da Ankara’daydı. Ptotokoler olarak CHP ile görüşmeye gelmişlerdi. Özgür Özel’in seçildikten sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) ziyaret etmesinden ve ziyaret sırasında kendileriyle de görüşmüş olmasından memnun olmuşlardı. Gelmişken AK Parti’yle görüşmek için de randevu istediler; beş yıldır iktidar CHP’nin “kardeş partisi” CTP ile doğrudan temasta bulunmuyordu. Ama muhtemelen 31 Mart seçimleri sonrası AK Parti ile CHP arasındaki diyalog ortamının da etkisiyle AK parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş randevu verdi. Erhürman’ın ziyareti bu yönüyle medyada öne çıktı.
Elitaş elbette son anketlerde CTP’nin, iktidardaki üçlü koalisyonun lideri Ulusal Birlik Partisi’ne (UBP), Erhürman’ın da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dan daha çok desteğe sahip olduğunun da farkındaydı. Erhürman CTP Dış İlişkiler Sekreteri Fikri Toros’un da katılımıyla, Ankara’da bir grup gazeteciyle görüşmesinde “Daha çok, daha sıkı diyaloga ihtiyacımız var” diye görüşmelerini diyalog çağrısıyla özetledi.
Kıbrıs, Gazze, İsrail Hizbullah
Diyalog derken hem Türk hükümeti ve muhalefetinin KKTC’de sadece iktidar değil, önceden olduğu gibi muhalefeti de muhatap alması gerektiğini hem de Türkiye’de olduğu gibi KKTC’de de iktidar ve muhalefet arasında diyalog kurulması gerektiğini kast ediyordu.
İki yıl öncesine dek KKTC ana muhalefeti CTP Türk Büyükelçiliği tarafından 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına dahi davet edilmediğini söyledi Erhürman; bu yanlışın Metin Feyzioğlu tarafından düzeltildiği anlaşılıyor. Ancak henüz ne Kıbrıs dosyasından sorumlu Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz ne de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından muhatap alınmışlardı. Elitaş’a bu diyalog mesajlarını da iletmişlerdi.
Diyalog ise sadece KKTC-Türkiye ilişkileri bakımından değil, bölgedeki son siyasi gelişmeler gelişmeler bakımından da gerekliydi. İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’ı hedef alan saldırılarından sonra Hizbullah, Gazze Krizinde İsrail’e destek olan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tehdit etmeye başlamıştı. Kıbrıs Rum hükümeti KKTC’yi de kendi sınırlarında sayıyordu. Hizbullah roketlerinin isabetininse düşük olduğu biliyordu. Kıbrıs Rumlarının siyasi faturası coğrafi olarak Lübnan’a daha yakın olan Kıbrıs Türk halkından çıkmamalıydı.
CHP ile “yeni bir sayfa”
Erhürman CHP ile diyalog ve temaslarının Özel’in genel başkan seçilmesi ardından daha da geliştiğini söylüyor. Özel’in 20 Temmuz’da 1974 Kıbrıs Barış Harekatının 50’inci yıldönümü törenlerine kendileriyle birlikte katılacağından da memnun. CTP heyetinden Fikri Toros bu durumu “yani bir sayfa” olarak tanımlıyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel’in da katıldığı görüşmede Özel, 11 Haziran görüşmelerinde Erdoğan’ın 20 Temmuz konusunu açınca CHP’nin zaten kendi heyetiyle ve ayrı bir uçakla katılma hazırlığı yaptığını özellikle vurgulamış.
KKTC’de diyalog gereği
Erhürman diyalog gereğinin KKTC iç politikası için de gerekli olduğunu söylüyor.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yeni ortaya attığı 3D siyasetiyle, yani doğrudan ticaret, doğrudan uçuş ve doğrudan temas siyasetinin aslında “egemen eşitlik” siyasetinin içini doldurma çabası olduğunu öne sürüyor. “Müzakere bittiğinde egemen eşitlikten bahsetmiyorsun” diyor, “Masaya oturmak için egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü istiyorsun. (…) O kavramlar netleşmedi bir türlü. Ha, şimdi başka bir yere doğru evrilme başladı orada. O yüzden merak ediyorum, neye doğru evriliyor?”
Uluslararası tecritten kaynaklanan “çözümsüzlük” KKTC vatandaşlarının yolsuzluk ve rüşvet sarmalıyla, TL’nin değer kaybı dahil ekonomik sıkıntılarla birlikte ilk üç önemli sorun arasında görünüyor CTP’nin yaptırdığı Statica anketinde.
O nedenle hem bölgedeki siyasi gelişmeler hem Kıbrıs’a dair sorunlar için hem Lefkoşa ile Ankara arasında hem de KKTC’deki taraflar arasında daha sıkı diyalog gereği ortada.