Makine Mühendisi
5 Mart’ta yayımlanan Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte değişiklik yapan düzenleme, zeytinlik alanlarından sonra korunması gereken alanların da yapılaşmaya açılacağı eleştirilerine neden oldu. Değişikliğin ardından muhalefet partileri yürütmenin durdurulması için Danıştay’a başvuracağını söylerken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 6 Mart’ta yayınladığı açıklama ile iddiaların asılsız olduğunu, yönetmeliğin
Ukraynalı yetkililer, 24 Şubat Perşembe günü erken saatlerde, Rus askeri güçlerinin Çernobil nükleer santralinin kontrolünü ele geçirdiğini söylediklerinde, 1986’da Çernobil’de bir patlama sonrası meydana gelen insanlık tarihinin en kötü nükleer felaketi hatırlandı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, Rusya işgaline devam ederse böyle bir felaketin tekrar yaşanabileceği konusunda uyarırken, Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Başkan’ın uyarısını yineledi ve “1986’da dünya
Prof. Dr. Yeşim Arat, Türkiye’deki kadın haklarını tartıştığı bir makalesinde 17 Şubat 1926 tarihinde ilan edilen Medeni Kanun’u zamanın koşullarına göre “devrimci” olarak tanımlıyor. Arat, “her ne kadar kocaların ailenin reisi olduğu ataerkil önyargısını içerse de, Medeni Kanun devrimciydi. Yeni yasaya göre kadınlar, devletle vatandaş olarak ilişki kurma fırsatına sahip olacaklardı,” sözleriyle Cumhuriyetin kurulmasından yalnızca
Birkaç yıl önce teknik bir gezi kapsamında ziyaret ettiğim Kiev’de, çiçek bahçesine döndürülmüş fabrikalarda çoğunluğu ele geçirmiş kadınları gördüğümde çok şaşırmıştım. Torna, fireze tezgahlarında makina parçalarını şekillendiren, el becerileri sayesinde somunları hızlıca sıkan Ukraynalı kadınlar, fabrika paydos zili çalınca keyifle evlerinin yolunu tutuyordu. Pek çok konuda bizden daha eşit ve mutluydular; çok etkilenmiştim.Savaş tehlikesinin arttığı
Zorlu kış şartlarının etkisiyle tüketim miktarı da artmış olan doğalgaz faturaları gelmeye başladı. Zamlı faturalar tüm gelir gruplarını olumsuz etkiledi. Bireysel kombi kullanıcıları daha az ısınmayı seçmek zorunda kalırken, merkezi sistemle ısıtılan toplu yapılarda ilave aidatlar istenmeye, bu da huzursuzların doğmasına neden oldu. Bazı bankaların, acil kredi adı altında elektrik, doğalgaz kredisi vermeyi teklif ettiğini
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Dünya Gazetesi yazı işleri ekibi ile bir araya geldiği toplantıda, iktidara geldiklerinde izleyecekleri enerji politikası hakkında ipuçları verdi ancak daha kapsamlı açıklamalara ihtiyaç var. Şanlıurfa ziyareti sırasında bölgenin taşlık arazisi üzerinde güneş kollektörlerinden elektrik üreterek çiftçilere ücretsiz satma vaadi her ne kadar Cumhurbaşkanı tarafından “yapılamaz” olarak nitelense de, Kılıçdaroğlu’nun güneş
Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden, iktidar partisi radikal bir tabanı ve bu tabanın ürettiği argümanları savunan muhafazakar bir kesimi memnun etmek istediği için çekildi. Kadınlara ve toplumun kırılgan kesimlerine yönelik şiddetin önlenmesi için taraf olunan uluslararası bir sözleşmeden çekilmek, iktidarın kadın erkek eşitliğini öngören yasalarda yapmak istediği tek değişiklik değil. Aslında İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline sebep olanların, bununla
Son yapılan zamların elektrik fiyatlarına etkisi gelen faturalarla ortaya çıkmaya başladı. Ortalama bir ev için dahi yüzde 125’e varan artışlar faturalara yansıdıkça, zaten yoksullukla mücadele eden vatandaşların cebine yeni bir ateş düşmüş oldu. Zamların arkasında özelleştirmelerin etkisinin dillendirildiği bugünlerde, Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi- TEİAŞ’ın özelleştirme süreci için de geri sayımın başladığını hatırlatayım. 3 Temmuz
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati Dolmabahçe’de iş dünyasının kadın temsilcileri ile bir toplantı yaptı. Toplantıya aralarında Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) ve MÜSİAD üyesi kadın girişimcilerin bulunduğu 50 iş kadını katıldı. KAGİDER Başkanı Emine Erdem, Türkiye ekonomisinin yaklaşık %8’ini temsil eden kadın girişimcilerin sorun ve taleplerini Bakan Nebati’ye aktardı.
Türkiye 2022 yılına benzeri görülmemiş bir zam yağmuru ile girdi. Enflasyonu, zamları, alım gücünün düşmesiyle artan yoksulluğu tartışmaya başladık ancak bu tartışmalara bir madde daha eklemek gerekiyor: enerji yoksulluğu. Aslında 10 yılı aşkın bir süredir Türkiye’nin gündeminde olan “enerji yoksulluğu” son yapılan elektrik ve doğalgaz zamlarından sonra daha da derinleşen bir sorun olarak karşımızda duruyor.