Gazeteci-Yazar
Ekonomik kriz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı İstanbul’da öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı öldürten kişi ilan ettiği Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile barışmaya zorladı mı? Ekonomik kriz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 15 Temmuz 2016 kalkışmasında Fethullahçılara maddi destek sağlamakla suçladığı Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zeyid ile barışmaya zorladı mı? Ne ilgisi olduğunu sormayın lütfen.
AK Parti’nin 55 milyar dolarla seçimi alma hesabı başlığını okuyunca, 55 milyar doları hükümet nereden bulacak diye soranlarınız olabilir. Öyle ya, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dış güçler hayat pahalılığı ile mücadele çerçevesinde Tarım Kredi Kooperatiflerindeki fiyatları “kâr yapmayacak” şekilde indirme talimatı verdi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de gözleri ışıldayarak aynı jesti özel alışveriş zincirlerinden
Parti-devlet deyince akla sadece tek parti rejimi gelmemeli. Günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti, örneğin tipik parti-devlet örneği. Ülke Çin Komünist Partisi tarafından yönetiliyor ve parti yetkilileri zaten devlet kademelerinde rol alıyor. Geçmişte, yine Komünist Parti yönetimindeki Sovyetler Birliği, Nazi Partisi yönetimindeki Almanya, Faşist Parti yönetimindeki İtalya parti-devlet örnekleriydi. Türkiye’de Cumhuriyetin kurulduğu 1923’ten İkinci, Dünya savaşının bittiği
Enerji Bakanı Fatih Dönmez nihayet Akkuyu nükleer santrali üzerindeki tartışmalar konusunda sessizliğini bozdu. Genel Müdürü Serdar Karagöz’ün konuğu olarak 11 Ağustos’ta Anadolu Ajansı canlı yayınına katıldı. Dönmez’in bu yayında söylediklerinin bir kısmı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) konusunda daha önce resmi ağızlardan ifade edilmemiş gerçeklerdi. Ama bir kısmı da nezaketle makaslandı sonradan. Dönmez’in AA canlı
Türkiye gazetesi 9 Ağustos’ta iddialı bir haber yayınladı. Yılmaz Bilgen imzalı “Suriye’de ateşi söndürecek adım” başlıklı haberde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İran ve Rusya liderleriyle yaptığı son görüşmeler ardından Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile bir telefon görüşmesi yapabileceği yazıyordu. Bir başka deyişle Suriye’ye yeni bir askeri harekât işareti veren Erdoğan’ın aradaki 11 yıllık husumeti bir yana
Akkuyu nükleer enerji santrali (NGS) tartışmaları 5 Ağustos’ta Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in konuğu olarak gittiği Soçi’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın görüşme öncesinde dile getirilip ortak bildiride yer almayan konu olmuştu. Akkuyu’nun sahibi konumundaki Rusya’nın devlet atom enerjisi şirketi Rosatom, Akkuyu AŞ’de Rus mühendislik şirketi Titan-2’nin yüzde 50 ortağı Türk mühendislik şirketi İçtaş’ın sözleşmesini iptal ettiğini duyurmuş,
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 5 Ağustos’ta Soçi’de 4 saat görüştükten sonra yayınladıkları ortak açıklama metni iki liderin kendileri açısından kritik bir dönemeci ABD’nin çekim alanı dışında birlikte aşma çabası gibi görünüyor. O kritik aşama Putin açısından Ukrayna’yı istila harekâtını sürdürebilmek için ABD ve AB yaptırımlarını aşma yolunu bulmak, nakit akışı sorununu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Soçi’de Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile görüştüğü sıralarda, Ukrayna’nın Odesa limanından Lübnan’ın Trablus limanına mısır taşıyan Razoni gemisi Marmaris’le Rodos arasından ya geçmiş ya da yeni geçiyor olacak. Ukrayna’dan dünyaya tahıl sevkiyatını fiilen koordine eden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar 3 tahıl gemisinin daha Ukrayna’dan yola çıkma hazırlığında olduğunu, boş bir geminin
Çin 4 Ağustos’ta Tayvan adası etrafında askeri tatbikatlar başlatacakmış, adayı hilal şeklinde denizden ve ayrıca havadan kuşatacakmış dört gün boyunca. Böylece Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Pekin’in bütün uyarılarına karşı Tayvan ziyaretinden vaz geçmemesi nedeniyle ABD’ye sert bir cevap verilmiş olacakmış. Bence bunlar pek karşılığı olmayan değerlendirmeler. Bu askeri tatbikat belki Çin iç politikasında bir