Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaygınlaşan bir laf vardı: Geriye sadece İngiltere kralı ile iskambil destesinin kralı kalacak. (Bizim Papaz dediğimiz kâğıt Batı dillerinde King, Roi, König olarak adlandırılıyor) Bu lafın çıktığı yıllarda Avrupa’da imparatorluklar dağılıyor, krallıklar çöküyor, tahtlar devriliyor, taçlar yuvarlanıyordu. Bir haftadır yaşamakta olduğumuz olaylar bu öngörüyü doğruluyor gibi. Saksonlardan başlarsanız 1000 yılı aşkın,
Haber ajanslarına göre dünyanın değişik ülkelerinden İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth’in 18 Eylül’de bugün başlayıp, asıl olarak 19 Eylül’de Londra’da yapılacak cenaze törenine 500 kadar üst düzey siyasetçi katılacak. Dünya siyasetinde söz sahibi pek çok ülke cenazeye devlet ya da hükümet başkanları düzeyinde katılacak. Almanya, Fransa, İtalya Cumhurbaşkanları, parlamenter monarşiyle yönetilen bütün Avrupa ülkeleri; İspanya, Hollanda,
OECD ülkelerinin çoğunda enerji fiyatları yavaşladığı için Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ile ölçülen yıllık enflasyon, Haziran 2022’deki yüzde 10,3’ten Temmuz 2022’de yüzde 10,2’ye düştü. Bu gelişme, Kasım 2020’den bu yana enflasyondaki ilk düşüşü yansıtıyor. Yıllık enflasyon Haziran ve Temmuz 2022 arasında Kanada, Yunanistan, Lüksemburg ve Amerika Birleşik Devletleri’nde en az 0,5 puan düşerken; çift haneli
Fotoğraf etkileyici. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konuşuyor, Şangay Zirvesine katılan liderlerin çoğu dinliyor. Fotoğrafta sadece Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile Hindistan Başbakanı Narendra Modi görünmüyor, belki de sonradan gruba katılacaklar. Ama Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin orada, İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi orada. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Erdoğan’ın yanı başında. Ülkesindeki karışıklıkları Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasından hemen
Muhalif kesimde cumhurbaşkanı adaylığı konusu zihinleri son derece meşgul etmekle birlikte bu konularla ilgili yazıp çizen, fikir bildiren kesimler üzerinde ciddi bir mahalle baskısı da oluşmuş durumda. Pek çok konunun aksine bu konu sağlıklı biçimde konuşulamıyor, süreç deliberasyondan oldukça uzak işliyor. Bu durum, muhalefete büyük zarar veriyor, gereksiz gerginliklere, kırgınlıklara ve heyecan kaybına yol açıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 15-16 Eylül’de Özbekistan’ın Semerkant şehrindeki Şangay İşbirliği Örgütü liderler zirvesine -ilk kez- katılımına Türkiye’nin hızlı bir değişim sürecindeki güç dengeleri içinde farklı yer tutma imkânı açısından bakılmalı. Öncelikle biz gazeteci milletinin sık sık düştüğü bir tuzağı hatırlatmakta yarar var. Dünyadaki güç dengelerini değiştiren ve ucu bugünkü Rusya-Ukrayna savaşına dek uzanan 1975 Helsinki
Azerbaycan ve Ermenistan arasında 13 Eylül’de parlayan sınır çatışmalarında 49 Ermenistan, 50 Azerbaycan askeri olmak üzere 99 kişinin öldürüldüğü bildiriliyor. Ancak zaiyat artabilir; Bakü 100 Ermeni askerin cansız bedenini Erivan’a vermeye hazır olduğunu söyledi. (*) Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, çatışmaların nedeni olarak Ermenistan’ın “geniş çaplı askeri kışkırtmalarını gösterdi. Ermenistan Savunma Bakanlığı ise Azerbaycan tarafından
1999 yılında henüz Vladimir Putin iktidarda değilken ilk kez Rusya’ya seyahat etmek istediğimde ülkenin Sovyetler döneminden kalma vize düzenlemeleri sorunu ile yüz yüze gelmiştim. Ülkeye girmek için bir davet mektubu edinmeniz gerekiyordu, ama o davet mektubunu nereden ve nasıl isteyeceğiniz belli değildi. Konsolosluğun internet sayfası davet mektubu olmayan kişiler için özel birtakım şirketlere yönlendirme yapıyor
Hem İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in hem de HDP’nin önceki eş-başkanı Selahattin Demirtaş’ın 13 Eylül beyanlarından 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkacak rakibin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söylemek mümkün. Akşener Fox TV’de İlker Karagöz’ün “Aday masadan mı çıkacak?” sorusuna şu yanıtı verdi: • “Evet karar masadan çıkacak. (…) Hâlâ tek adaylığa
12 Eylül’de iki önemli veri açıklandı: İşgücü ve ödemeler dengesi. İkisi de Temmuz ayı için. Özetle durum şu: İşsizlik oranı, düşmesine karşın hala yüksek bir düzeyde. Özellikle de ‘atıl işgücü’ olarak adlandırılan geniş tanımlı işsizlik oranı. Öte yandan cari işlemler açığı artmaya devam ediyor. Açığın finansmanı ise artık iyice göze batar şekilde ne olduğu bilinmeyen









