Muhalefet değişmeden iktidar değişir mi? Bu sorunun en çok muhalefetteki parti yönetimlerini rahatsız edeceği açık. Ama hem dünya siyasetinde hem Türkiye siyasetindeki örnekler, özellikle de siyasette tıkanmanın olduğu dönemlerde değişimin muhalefetten başladığı, belki de başlaması gerektiğini gösteriyor.Bu soruyu son olarak Ayhan Bilgen gündeme taşıdı; Kars’ın seçilmiş ama şimdi tutuklanmış, il valisi yerine kayyum atanmış HDP’li
Bir yol bulup Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı FETÖ’ye ya da PKK’ya destekçidir diye ya da Soros’çudur, ne bileyim ulusalcıdır diye hapse atmak mümkün olsaydı belki işler daha kolay olurdu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim rüşveti olduğu apaçık desteklerle 11 Ekim cumhurbaşkanlığı seçiminde arkasında durduğu Başbakan Ersin Tatar belki daha iyi sonuç alırdı. Belki
İYİ Parti lideri Meral Akşener pek fazla kişinin dikkatini çekmeyen ama önemli bir iş yapıyor bu günlerde. Aslında yazının başlığı çok uzun olmasaydı, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın ne yaptığının farkında mısınız diye sormam da gerekirdi? Onlara da geleceğim, az çok biliyorsunuz ama pek bilinmeyen bazı ayrıntılar vereceğim. Ama önce
Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan siyaset dünyasına AK Partiyle katılan iki yeni isimdi. Parti 2001 yılındaki kuruluşunda Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Bülent Arınç üçlüsüyle tanınıyordu. Davutoğlu önce Başbakan Erdoğan’ın dış politika danışmanı, sonra Dışişleri Bakanı ve nihayet halefi olarak kendi elleriyle seçtiği Başbakanı oldu. Babacan önce Hazine Bakanı olarak Kemal Derviş’ten kalan IMF
Aslında konuşacak çok daha önemli konularımız var. Koronavirüs salgını sonrası gerçek boyutlarını görebileceğimiz ekonomik küçülme, işsizlik, hayat pahalılığı gibi. Ama son günlerde bir Cumhur İttifakı – Millet İttifakı tartışması aldı yürüdü ki bu da siyasetin geleceği bakımından önemli. O nedenle kolaycı yaklaşımlardan uzak durup dikkatlice tahlil etmekte yarar var.Bu konudaki en son gelişme, Millet İttifakının
Bugüne kadar sağda siyaset yapan hiçbir parti genel başkanına “Tarikata üye misiniz?” diye sorulmadı. Hiçbir siyasi parti genel başkanı da herhangi bir tarikata, ya da cemaate mensup olduğunu, ya da olmadığını açıkça söylemedi. Süleyman Demirel Nurcularla, Turgut Özal ise Nakşibendilerle ahbaplıklarını inkâr etmediler ama organik ilişkileri olmadığını da açıklamadılar. Muhtemelen bunun oy tabanlarını etkileyeceğini düşündüler.
Ali Babacan Demokrasi ve Atılım Partisi’nin (DEVA) kuruluşunu 11 Mart 2020’de Ankara Bilkent Otel konferans salonunda açıkladı. Türkiye’de siyaset hayatına on dokuz yıl önce yine aynı salonda giriş yapmıştı. O zaman AK Parti’nin en genç kurucularından biri olarak bizzat -şimdi Cumhurbaşkanı- Tayyip Erdoğan tarafından takdim edilmişti. Şimdi, konuşmasında dolaylı olarak tek adam yönetimi kurmakla suçladığı
“AKP’nin ikiz doğurmasının nedeni” dedi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 3 Ocak basın toplantısında yeni partiler sorulduğunda; “Toplumdaki beklentileri karşılayamamış olması.” Kılıçdaroğlu “ikiz doğum” benzetmesini Gelecek Partisini (GP) kuran Ahmet Davutoğlu ve ayrı bir parti hazırlığındaki Ali Babacan’ın AK Parti’nin içinden çıkmış olması için kullanıyordu. Kılıçdaroğlu’na göre, toplum giderek parti ayrımı olmaksızın iki anlayış etrafında toplaşıyor:
Turkey‘s former Prime Minister Ahmet Davutoğlu has announced the establishment of his Future Party (FP) in Ankara on December 13. He highlighted the need of a liberal constitution and a parliamentary democracy instead of the current concentration of powers in President Tayyip Erdogan’s hands and the need for the separation of powers as well as