Geçtiğimiz haftanın önemli tartışma konularından biri de MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a tehdit niteliğinde sözleri oldu. Sözler daha sonra “şiddet” kelimesini de içeren bir şekilde MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın tarafından tekrarlandı.MHP belli ki 25 yıl sonra Ankara Belediyesini yeniden CHP’ye getiren Mansur Yavaş’ın ülkücü tabanı etkileme potansiyelinden rahatsız.Ama
Türkiye, 1970 ve 1990’ların kırılgan koalisyon hükümetlerinden şikayetle geldiği idari rejimde tek parti iktidarı adı altında koalisyon hükümetinin katmerlisini yaşıyor.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin en önemli kuruluş gerekçesini koalisyonlar dönemini geride bırakmak olarak açıklamıştı ama ilk sonucu fiili koalisyon dönemini başlatmak oldu.MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “partili cumhurbaşkanı olmaz” ısrarından vazgeçme şartı olan, ilk turda
“Ekonomik Kurtuluş Savaşı filan yok. Elinde kuru ekmeği ile kalmış insanları, vatan savunmasındaymış gibi kandırmaya çalışıyorlar.” Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 22 Kasım’daki kabine toplantısı ardından yaptığı açıklamaları 23 Kasım’da DEVA Partisi Twitter hesabından bu sözlerle reddetti.Yıllarca Erdoğan’ın ekonomi kaptanlığını yaptıktan sonra yolunu ayıran Babacan bu yayını yaptığı sırada 12 Türk lirasına bir ABD doları,
Türkiye siyaseti önemli bir değişim sürecinde. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) yaklaşık 20 yıllık iktidarının bugün artık bir çözülme sürecine girdiği sır değil. Seçmen iktidar partisine verdiği desteği son iki yıldır yavaş ama net biçimde geri çekiyor.2023 seçimlerine giderken bu değişimin seyrinin nasıl ilerleyeceği ve seçmenin nihai duruşunun ne olacağı şüphesiz Türkiye siyasetini takip eden
İster 2023 ister daha önce olsun, gelecek seçimde Türkiye’yi yönetecek kişi hangi niteliklere sahip olmalı?Birazdan size bazı sorular yöneltmek istiyorum ama önce asli siyasi aktörlerin mevcut konumlarını -söz veriyorum, uzatmadan- özetleyelim.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “nasıl olmalı” sorusuna yanıtı, kendisi gibi bir olmalı; zaten bu yüzden koltuğunu korumak istiyor. Hedefleri var. Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yıldönümü olan 2023
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün bir grup gazeteciye siyasi cinayetler işleneceğinden kaygı duyduğunu açıkladı. Muhalefet lideri bu kaygısını da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a dayandırıyor.Kılıçdaroğlu’nun sözleri şöyle:• “Erdoğan gerilimi doruk noktasına çıkarıp seçime gitmek ister. Bu gerilimden olabildiğince uzak durmamız lazım. Milletvekili, il başkanlarına söylüyorum, sakin olacağız. İttifakı oluşturan diğer partiler de gerilim istemiyorlar.• “Eğer iş belli
Değişim vaadini iktidar da muhalefet de dilinden düşürmüyor bu aralar.İktidardaki AK Parti ve destekçisi MHP için değişim, iktidarı korumak için seçim yasasında, Anayasa’da değişiklikler yapmak anlamına geliyor.Muhalefet için değişim sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk seçimlerde iktidardan uzaklaştırılması değil, Türkiye’yi giderek tek-adam rejimine götüren, demokrasinin kalitesini daha da düşüren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin de değişmesi demek.İktidarın güç kaybetmesindeki
TBMM yeni yasama dönemine başlarken siyasi görünümü iki adım geriye çekilip şöyle özetlemek mümkün: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener son birkaç haftadır yaptıkları çıkışlarla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oyun planını sarsıyor. Cumhur İttifakı ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin özellikle Kürt meselesindeki katı tutumu Erdoğan’ın işini hiç de kolaylaştırmazken, HDP’nin “tutum belgesiyle”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorunu konusunda sergilediği yeni tutum siyasette yeni ve hararetli bir tartışma başlattı. CHP’nin bu HDP’yi Kürt sorunun çözümünde meşru muhatap, çözüm zeminini de TBMM olarak net biçimde ifade eden bu tutumu 2023 Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerine gidişte siyasetin tonunu belirlemeye, sonucu etkilemeye aday. Öyle ki, tartışmanın ilk adımı neredeyse Cumhurbaşkanı