Rusya, Türkiye’de seçimleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kazanmasından yana olduğunu gizlemiyor. Çıkarları bunu gerektiriyor. S-400 meselesiyle Türkiye üzerinden NATO içinde psikolojik savaş yöntemlerine milyarlarca dolar dökseler yol açamayacakları bir tartışma başlattılar, üstelik bunun karşılığında S-400’lerin bedeli olarak 2,5 milyar dolar aldılar. Rusya dışındaki ilk nükleer enerji santralini Akkuyu’da kuruyorlar. PKK’yı ABD gibi -kâğıt üzerinde de olsa-
Arada kaynamasın, yazının devamında değineceğim iki konuyu şimdiden söyleyeyim. Birincisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanması halinde Hüda-Par’a bakanlık verip vermeyeceği. Diğeri de “Hizbullahız” dedikten sonra “Kılıçdaroğlu’nun, Akşener’in kellesini keseriz” tahdidini savuran saldırgana dava açılıp açılmayacağı. Ama önce siyasetteki son gelişme: dün sürpriz bir şekilde 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’le görüşen 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun
Kemal Kılıçdaroğlu 23 Mart akşamı Halk TV’de “Vatandaş değişimden yana, seçim birinci turda biter” dedi; “Birinci turda bu işi alıp Türkiye’yi artık ikinci kez yormamak gerekiyor.” Kılıçdaroğlu başından itibaren kazanma azmine sahipti ama ilk kez bu kadar net konuştu; 14 Mayıs’ta milletvekili seçimiyle birlikte cumhurbaşkanlığı seçiminin de biteceğine ve 15 Mayıs sabahı cumhurbaşkanı olarak uyanacağından
Muharrem İnce’nin 21 Mart akşamı Habertürk’te Fatih Altaylı’ya söyledikleri arasında dikkatimi en çok çeken şu iki cümle oldu: “İlla Muharrem İnce aday olsun derdinde değilim. Ben diyorum ki, bu 6’lı Masa seçim kazanamaz, kazansa da ömrü olmaz.” İnce’nin “İlla aday olma derdinde değilim” sözlerinin inandırıcılığı değil üzerinde durmak istediğim. Daha kısa bir süre önce Zafer
HDP’nin de içinde bulunduğu Emek ve Özgürlük İttifakı 14 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmayacaklarını açıkladı. Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenleri EHP, EMEP, HDP, SMF, TİP ve TÖP, 22 Mart’ta Ankara’da yaptıkları ortak açıklamada önümüzdeki seçimlerde cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacaklarını belirtti. HDP eş başkanı Pervin Buldan, ittifak adına okuduğu ortak açıklamada, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek adam yönetimine karşı
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu HDP eş başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile 20 Mart’ta TBMM’de bir araya geldi. Genel başkanların ortak mesajı Kürt sorununun çözümünde TBMM’yi işaret etmeleri oldu. CHP Lideri ve cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu HDP eş başkanları ile 20 Mart’ta Meclis’te bir toplantı gerçekleştirdi. Olumlu bir havada
Seçimlerde ibrenin bu hafta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dan yana dönme ihtimali güçleniyor. Bunun birkaç işareti son birkaç günde ortaya çıkmaya başladı. Anketlerden söz etmiyorum. Hâlâ “Ankete inanma ama anketsiz kalma” aşamasındayım. İbrenin Kılıçdaroğlu’na dönme ihtimali İbrenin Kılıçdaroğlu’dan yana dönme ihtimali en fazla HDP öncülüğünde kurulan Emek ve Özgürlük İttifakının Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakına vereceği destek
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu nihayet muhalefetin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkaracağı ortak aday ilan edildi. Üç gün önce masadan kalkmasıyla muhalif kesimlerde hayal kırıklığına yol açan İYİ Parti Lideri Meral Akşener masaya dönmeseydi de açıklanacaktı, ama döndü. Bu da muhalif seçmene kazanma umudu ve moral verdi. Diğer beş lider ve iki büyükşehir belediye başkanı Kılıçdaroğlu
Altılı Masayı oluşturan altı siyasi partinin liderleri ortak bir açıklamayla duyurdu: Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu olacak. Altılı Masadaki diğer liderler cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Ankara’da yoğun siyasi trafik ve krizlerle geçen üç günün ardından altı lider 6 Mart’ta Saadet Partisi Genel Merkezinde gerçekleştirdikleri toplantının ardından cumhurbaşkanlığı adayını açıkladı. Adayı Saadet Partisi
Türkiye’deki muhalif tüm kesimlerin AK Parti ve Erdoğan iktidarını sonlandırmak için umut olarak baktığı altılı masa, İyi Parti lideri Meral Akşener’in sert çıkış ve ithamlarla masadan ayrılması sonucu beş ayaklı kaldı. Akşener’in büyük tepki çeken çıkışı önümüzdeki seçimlerde nelere yol açabilir? Türk siyaseti ve demokrasi açısından bu kopuş gerçekten büyük bir facia mı? Yoksa umut