Türk lirası 11 Ekim akşam saatlerinde tarihinin en değersiz düzeye düştü: 1 ABD doları 9 lira oldu. Ne 2001 mali krizinin yaşandığı sırada ne de 1970’lerin kırılgan koalisyonlar döneminde liranın değeri bu kadar düşmüştü.İktisatçılar bu rekor değer kaybını Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki sunumuna bağladı. Kavcıoğlu, döviz kurundaki yükselişin faizi
Farklı enflasyon değerleri havada uçuşuyor. Ortalama vatandaşı yakından ilgilendirmesi gereken TÜİK’in tüketici fiyat endeksine bakarsanız yıllık enflasyon yüzde 19,6 düzeyinde. Oysa giderek artan sayıda vatandaş enflasyonun çok daha yüksek olduğunu düşünüyor. Bu düşünceye destek veren bir endeks var. Enflasyon Araştırma Grubu’na göre tüketici enflasyonu çok daha yüksek: Yüzde 44,7. Geçici gelişmeleri filtreleyip enflasyonun ana eğilimini
Merkez Bankasının (TCMB) merakla beklenen 23 Eylül Para Politikası Kurulu (PPK) kararı açıklandı. Politika faizi bir puan düşürüldü ve %18 oldu. Oldu ama pek iyi olmadı. Evet, TCMB’nin hem bu yılın sonu hem de gelecek yılın sonu için beklediği enflasyon yüzde 18 oranından daha düşük. Salt bu çerçevede bakarsanız, kararda bir gariplik yok. Oysa birincisi
Son zamanlarda çok duyuyoruz: “Ama muhalefetin de ortadaki ekonomik sorunları çözecek bir ekonomik programı yok”. Siyaseten ileri sürüleni bir tarafa bırakın; salt “Ne tür bir ekonomik program Türkiye’nin sorunlarını çözer?” sorusu çerçevesinde bakın meseleye. Hadi çok iddialı olmasın; ‘çözer’ yerine ‘azaltır’ diyeyim. Çözmek, ya da azaltmak için sihirli bir program mı gerekiyor?‘Çözüme yönelik bir ekonomik
Merkez Bankasının (TCMB) son dönemde değişen iletişimi ve çekirdek enflasyonu kullanarak yeni bir argüman oluşturmasının ardından gözler önümüzdeki hafta, 23 Eylül’de açıklanması beklenen faiz kararına çevrildi.Mali piyasalardaki ekonomistler de yavaş yavaş beklenti anketlerini tamamlamış durumda. Bu anketlere göre piyasa ekonomistlerinin yüzde 80’i haftaya bir faiz indirimi beklemiyor. Yine de bu riski piyasada kimsenin de göz
Geçen haftanın en ilginç –aslında garip demek daha doğru- gelişmelerinden biri Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun bundan böyle gıda fiyatlarını dışlayan bir enflasyon göstergesine (temel ya da çekirdek enflasyona) odaklanacaklarını ima eden konuşmasıydı.Para politikası çekirdek enflasyona odaklanabilir. Gariplik burada değil. Gariplik başka ve önemli bir yerde; ona geleceğim. Ama önce çekirdek enflasyon kavramını kısaca
Merkez Bankası yılın Üçüncü Enflasyon Raporunu kamuoyuyla paylaştı. Böylece TCMB’nin %12,2 olan 2021 sonu enflasyon tahminini %14,1’e yükseltildiğini öğrendik. Piyasada yıl sonu enflasyon tahminleri ise %16-17 bandında oluşmakta. Bu tahminleri göz önüne alırsak, Merkez Bankası’nın tahmini oldukça iyimser kalıyor. Enflasyonla mücadelede yaşadığımız zorluklar da böylece görülebiliyor.TCMB’nin de sıklıkla altını çizdiği gibi, kısa vadede enflasyonda oynaklık
Kredi notu, bir ülkenin borcunu geri ödeme kapasitesini ölçer. Ülkelerin isteği üzerine, kredi derecelendirme kuruluşları tarafından yapılabilir. Sözkonusu değerlendirme ülkedeki ekonomik ve politik ortamın bir analizini sunar. İyi bir kredi notu ülkelerin uluslararası yatırım fonlarına daha ucuz ve kolay ulaşımını sağlar. Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri subjektif değerlendirmeler olup politik faktörlerden etkilenebilir. Bununla birlikte, sözkonusu kuruluşlar
Merkez Bankası, geçtiğimiz ay adını değiştirerek “piyasa katılımcıları anketi” yaptığı olağan anketininde 2021 yıl sonu dolar/TL beklentisini 8,99’a çıkardı. Bir önceki anket döneminde beklenti 8,95 idi. Temmuz çalışmasına göre 12 ay sonrası dolar kuru beklentisi ise bir önceki anket dönemindeki 9,23’ten bu anket döneminde 9,34 oldu. Cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi de bir
Merkez Bankası yıl sonu için hem dolar hem de enflasyon tahminlerini yukarı çekti. Büyüme oranın da önceki tahminin üzerinde gerçekleşeceğini öngören Merkez Bankası, ekonominin kırılgan yönlerinden cari açık konusunda bir iyileşme beklemiyor. Eski adı TCMB Beklenti Anketi olan ve “yanlış anlamaların önüne geçmek amacıyla” artık “Piyasa Katılımcıları Anketi” diye anılan çalışmanın Haziran sonuçlarına göre Merkez