Seçime on gün kala siyasetin rengi hızla değişiyor. Daha doğrusu siyasetin muhalefet kanadında hızla değişiyor, iktidar kanadında adeta betonarme. Örneğin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hâlâ bir saatten az sürmeyen konuşmalarla ne kadar yol, havalimanı yaptığını anlatırken, rakibi CHP lideri Kılıçdaroğlu kendisini de aşarak dün tek cümlelik, 4 saniyelik bir video mesajı yayınladı: “Bugün dünden fakirsen, tek
Kemal Kılıçdaroğlu, “Sizin önünüzde diz çöküp yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih ederim deyince CHP Meclis Grubu ve izleyiciler alkışlarla ayağa fırladı. Zaten hemen öncesindeki “Be şerefsizler, be müptezeller, be çakallar, siz mi korkutacaksınız beni?” cümlesi iki defa alkışlarla kesilmişti. Çakallar önünde derken kast ettiği yarı-askeri (paramiliter) özel güvenlik şirketi SADAT idi. (*) Ancak bu cümlenin hemen
Gerçi son zamanlarda neredeyse bütün hafta sonlarını İstanbul’da geçiriyordu CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu. Ama Bayram’dan sonra İstanbul’a gittiğinde durum CHP açısından pek parlak değildi. Gezi Davası Osman Kavala’ya müebbet, 7 arkadaşına da 18 yıl hapis cezası verilmesiyle sonuçlanmış, iktidar CHP’den gelen tepkileri hedefe koymuştu. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun siyaseten amacına ulaşan Doğu Karadeniz turu,
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 9 Aralık’ta TRT’de Libya hükümetinden talep gelmesi halinde Türkiye’nin asker gönderebileceği yolundaki sözleri üzerine dünyanın dikkati Suriye’nin yanı sıra Libya krizine döndü. Bunu 14 Aralık’ta “16 yaşından küçük ve 55 yaşından büyük” Libya vatandaşlarına vize muafiyeti tanıyan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi izledi. Bu durum, adeta silahaltına alınamayacak sivillerin tahliyesine kapı aralıyor, Suriye’den sonra Libya’dan