Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) 20 Ekim günü yaptığı toplantıda politika faizini 1,5 puan indirerek yüzde 10,5’a düşürdü. Bununla da kalmadı, gelecek toplantıda benzer bir faiz indirimine gidip sonra duracağını da açıkladı. PPK duyurusunun ilgili kısmı şöyle: “…Kurul, politika faizinin 150 baz puan düşürülmesine karar vermiştir. Kurul, takip eden toplantıda da benzer bir
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sansür yasasını onaylayıp Resmî Gazeteye gönderdiği 17 Ekim gece saatlerinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda küçük çaplı mali af niteliğindeki torba yasa görüşülüyordu. Oylamadan biraz önce CHP, İYİ Parti ve HDP milletvekilleri oturumu terk etmişlerdi. Nedeni CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun yasadaki bir madde hakkında Merkez Bankası (TCMB) yetkilisinden bilgi istemesi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 8 Ekim’de Balıkesir’de “Bu kardeşiniz bu görevde olduğu sürece faiz her geçen gün, her geçen hafta, her geçen ay inmeye devam edecektir” dedi. Alkışladılar. Beş yıl kadar önceydi. 19 Haziran 2018 tarihinde, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken Adana’da şunları söylemişti: “24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ha ondan sonra bu faizle, şunla,
12 Eylül’de iki önemli veri açıklandı: İşgücü ve ödemeler dengesi. İkisi de Temmuz ayı için. Özetle durum şu: İşsizlik oranı, düşmesine karşın hala yüksek bir düzeyde. Özellikle de ‘atıl işgücü’ olarak adlandırılan geniş tanımlı işsizlik oranı. Öte yandan cari işlemler açığı artmaya devam ediyor. Açığın finansmanı ise artık iyice göze batar şekilde ne olduğu bilinmeyen
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) 18 Ağustos günü toplandı ve politika faizini yüzde 14’ten yüzde 13’e indirdi. Bu faiz indirimi, güzel ülkemizde olan biten inanılmaz çoğu şeye şerbetli olan bizler açısından bile büyük bir sürpriz oldu. Hala Türkiye ekonomisi ile ilgilenen yabancılar varsa onlar için sanırım bir şok olmuştur. Üretim ivmesini
Ankara’da tuhaf gelişmeler ve kaygı uyandıran bir gidiş var. Ama onlara gelmeden önce bir soru: sahi Nureddin Nebati nerede? Neden Allah’ın her günü o ekran senin bu ekran benim dolaşan Hazine ve Maliye Bakanından, 15-16 Temmuz’da Endonezya’daki G-20 Hazine ve Maliye Bakanları toplantısından bu yana ortaya çıkmıyor? Akut sağlık sorunu yok bildiğimiz kadarıyla 1 Ağustos’ta
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu İngiliz Financial Times gazetesine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesi halinde kendisini görevden alacağını söyleyince siyaset dünyasında yankılandı. Erdoğan’ın seçimi kazanmasının sonucunu Türkiye’deki hukuk, demokrasi ve ekonomi alanları yerine kendi Belediye başkanlığını odağa vurgulamış İmamoğlu. Bu kendi başına bir tartışma konusu ancak bu yazının konusu o değil. İmamoğlu aynı mülakatta
Mart ayı tüketici enflasyonu yüzde 61,1 olarak açıklandı. Böylelikle yirmi yıl geriye gitmiş olduk. En son Mart 2002’de enflasyon bu düzeyin üzerindeydi: Yüzde 65,1. Ama arada önemli bir fark vardı. O sırada Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı uygulanıyordu ve yılbaşında yüzde 73,2 zirvesine ulaşan enflasyon Mart ayında baş aşağı iniş sürecine çoktan girmişti bile. Nitekim, 2002
Hafta başında bazı temel mallardan alınan KDV oranının yüzde 18’den yüzde 8’e indirileceği açıklandı. Şubat ortasında da başka mal ve hizmetler için benzer bir uygulamaya gidilmişti. Hayat pahalılığı giderek artınca bu tip önlemler peşi sıra geliyor. Peki, enflasyonu vergi indirerek düşürmek mümkün mü? Daha doğru soru şu olacak: Enflasyonu yükselten nedenler ortadan kaldırılmadıkça KDV indirimleri