Bir gece ansızın Hazine ve Maliye Bakanı’nın ya da Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması gibi bir durum gerçekleşmez ve mevcut ‘çok eksik’ ekonomi programı uygulanmaya devam edilirse, enflasyonun 2024 sonunda yüzde 40’a, 2025 ortalarına doğru da yüzde 30’a yaklaşması mümkün. Mümkün olan gerçekleşirse başımıza kuş konmayacak; hala dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip ülkelerden biri olmaya
13 Mayıs Pazartesi günü ‘Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ açıklandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın sunuş konuşmasından sonra Hazine ve Maliye Bakanı’nın açıkladığı paket dört bileşenden oluşuyor: Tasarruf artırıcı önlemler, harcama kısıcı önlemler, kamu yatırımlarını öncelik sırasına koyan, kısılan bazı harcamaları öncelikli yatırımlara yönlendiren önlemler ve alınan önlemlere uyulmasını sağlamayı amaçlayan bir izleme sistemi. Bu açıklamanın hemen ardından,
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bir süredir beklenen kamuda tasarruf önlemlerini 13 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın gözetiminde açıkladı. Her ikisi de bu önlemleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın direktif ve onayıyla hazırladıklarını özellikle vurguladı. Yılmaz ve Şimşek, açıklama sonrasında gazetecilerden soru almadı. Alsalardı, örneğin bu tasarruf önlemleri (bu bağlantıdan ayrıntılarını okuyabilirsiniz) eğer tam olarak uygulanabilirse
Hafta içi meclise sunulan torba yasadaki vergi düzenlemelerinin ardından 7 Temmuz’da Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı kararnamesi ile KDV ve harçlarda da arttırıma gidildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararlarla mal ve hizmetlere uygulanacak Katma Değer Vergisi (KDV) yüzde 18’den yüzde 20’ye çıkarıldı; yurt dışından getirilen telefon harçları 20 bin liraya yükseltilirken, noter
Geçen yıl açıklanan asgari ücret büyük bir heyecan yaratmıştı. Kasım 2021’de yıllık TÜFE artış oranı sadece yüzde 21 olduğu halde asgari ücretin yüzde 44 artırılmasını muhalefet partileri de beklemiyordu. Asgari ücretteki artış geçmiş enflasyon oranının iki katıydı. Fakat Aralık ayından itibaren hızlanan enflasyon asgari ücreti kısa sürede eritince, 6 ay sonra asgari ücret tekrar artırıldı
Günlerdir asgari ücrete yapılacak artış konuşuluyor. Bu da seçmene hükümetin kararı olarak sunuluyor. Böylece, derin bir ekonomik kriz ortamında girilen seçim sürecinde iktidarın en büyük kozlarından biri asgari ücrete yapılacak yüksek zam haline geldi. Keza senelerdir, asgari ücret zamları seçmen rızası almanın ana kanallarından birini oluşturuyor. Asgari ücret zammı sosyal politikaların, kalkınma politikalarının, enflasyonla
COVID-19 kısa sürede yerel bir sorundan küresel bir salgına dönüştü. Geçmişteki deneyim ve tüm uyarılara rağmen, insanlar kadar devletler ve şirketler de bu salgına hazırlıksız yakalandı. Virüs dolaşmıyor, ama insanlar dolaştıkça çok geniş kitlelere bulaşıyor. Bu nedenle, devletler farklı insanların hareketlerini sınırlandırma yönünde kararlar alıyorlar. Ancak, ‘Hareket demek, bereket demektir’ ve hareket kısıtlanınca ekonomik faaliyet