Yerel seçimlerin ilk sonuçları bile bütün dezavantajlarına rağmen yeniden toparlanmakta olan CHP’nin önemli bir başarı elde ettiğini, iktidar olmanın tüm avantajlarına rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AK Partinin ciddi bir yenilgi aldığını, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerindeki taban desteğini önemli bir miktarda kaybetmiş olduğunu gösteriyor. Meclis iki bilinmeyenli bir denklem gibi: bir yanda halkın çoğunluğunun
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç bir TÜGVA etkinliğinde “Yaptığımız çalışmalar Anayasamızda […] vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldıramadı. Darbecilerin yaptığı anayasadan kurtulma zamanı gelmiştir. Bunda da AK Parti olarak, Cumhur İttifakı olarak bizler inşallah öncü olmaya devam edeceğiz” demiş; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve kendisinin 1 Eylül’deki Adli Yıl açılış töreninde ve TBMM başkanı Numan Kurtulmuş’un röportajlarındaki
Muhalif 6 Siyasi Parti 28 Şubat’ta yaptığı açıklamada “yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlamak yüksek yargı kurulları ile organlarının bağımsızlıklarını ve demokratik meşruiyetlerini güçlendirmek, yürütmenin müdahalesini engellemek” amacıyla özetle yenilik olarak şunları yapacaklarını söylüyorlar: 1. HSK, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak ikiye ayrılacak; bu kurulların üyelerinin yarısını 2/3 nitelikli oyla TBMM seçmeye devam edecek. Diğer
Son zamanlarda çok duyuyoruz: “Ama muhalefetin de ortadaki ekonomik sorunları çözecek bir ekonomik programı yok”. Siyaseten ileri sürüleni bir tarafa bırakın; salt “Ne tür bir ekonomik program Türkiye’nin sorunlarını çözer?” sorusu çerçevesinde bakın meseleye. Hadi çok iddialı olmasın; ‘çözer’ yerine ‘azaltır’ diyeyim. Çözmek, ya da azaltmak için sihirli bir program mı gerekiyor?‘Çözüme yönelik bir ekonomik