“Yaptığı açıklamalar ilişkilerimize ilave ek yük getirse de”, her şeye rağmen Başkanı Joe Biden ile Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönemin arayışında olduğu sözleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ait. Erdoğan’ın 26 Mayıs’ta önde gelen 20 Amerikan şirketinin yöneticileriyle yapılan video-konferans sırasında söylendi.
Toplantı, Türkiye’nin yeni ABD Büyükelçisi Murat Mercan ile ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myron Brilliant’ın girişimleriyle düzenlenmiş. Toplantıya katılan şirketlerin ve katılanların listesini yazının sonunda bulabilirsiniz. Amaç Türkiye’ye daha çok Amerikan yatırımı çekmek.
Peki, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S400 füzeleri yüzünden ABD yönetimince yaptırım yediği, F35 savaş uçağı programından çıkarılıp el konulduğu, Suriye’de PKK/YPG, ABD’de Fethullah Gülen ve Halkbank sorunlarının söz konusu olduğu bir dönemde Türkiye’ye daha çok Amerikan yatırımı gelir mi? Donald Trump zamanında Erdoğan’ın ticaret hacmini 19 milyar dolardan, 100 milyar dolara çıkarma hayali vardı. Erdoğan bu konuyu uzun aradan sonra dün yine gündeme getirdi. Ama Trump’ın aksine Biden yönetimi Türkiye’de demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğünün durumundan şikâyetçi. Biden daha yeni 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Anma Günü olarak tanıdı. O konuda beklenen misilleme tepkisini vermeyen Erdoğan, daha sert tepkiyi İsrail’in Filistinlilere saldırması üzerine verdi. İsrail’e destek olan Biden’ı “kanlı elleriyle tarih yazmak” ile suçladı.
Erdoğan’ın söz ettiği yükler bunlar.
Hukuk devleti işlemiyorken yatırım gelir mi?
Peki bunlara rağmen Biden ve Erdoğan 14 Haziran’daki NATO Zirvesi çerçevesinde yapılması beklenen görüşmede nasıl bir yol haritası üzerinde uzlaşabilecekler? Uzlaşabilecekler mi? Nasıl ve başka nelere rağmen olacak?
Üstelik Türkiye’de hukuk devleti ve çoğulcu demokrasi tam işlemiyorken Demokrat ABD yönetimin bu yüzden Türkiye’ye ambargo uygulayacağı, en azından yatırımları teşvik etmeyeceği varsayımının kovit salgını sonrasına geçiş sürecindeki dünyada fazla yeri olmadığını kabul etmek zorundayız sanırım.
Hatta şunu da söyleyebiliriz: ekonomik güce sahip Batılı hükümetler bir ülkedeki siyasi rejimi ne kadar sert eleştiriyorsa, eleştiren ülke şirketlerinin, eleştirilen ülkede o kadar uygun koşullarla, tavizlerle yatırım imkânlarına kavuştuğu gibi bir tersine denklem söz konusu. Türk sanayicilerinin yatırımlarını Balkan ülkelerine taşırken Amerikan ve Avrupa şirketlerinin arazi, vergi kolaylıkları ve imtiyazlar alarak Türkiye’ye gelme hazırlığında olduğu gibi bir manzara var karşımızda.
Toplantıya katılan kaynaklardan derlediğimiz bilgilere göre, örneğin Örneğin, Hilton Grubunun koşullar uygun olursa Türkiye’deki 66 oteline 33 otel daha eklemek istediği bilgisi var. Hilton, Türkiye’de hayli eleştirilen Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’u da kendilerine yardımlarından dolayı özellikle övmüş Cumhurbaşkanına. Örneğin GDO’lu yiyecekler konusunda Türkiye’de eleştiri konusu olan Cargill tarım şirketinin şu anda Türkiye’den 70 ülkeye ihracat yaptıklarını söyleyerek, destek devam ettikçe yatırımı artırabileceklerini söylemiş.
Uzatmayalım, Amerikan şirketlerinin ne Türkiye’deki insan hakları ve demokratikleşme alanındaki gerileme umurunda, ne uluslararası hukuk normları. Tek umurlarında olan şey daha düşük maliyetler ve daha fazla kâr; işçi ücretlerinin düşüklüğü ve sendikalara yönelik grev yasakları buna dâhil.
Erdoğan’ın özel ricası: tabii ki medya
Erdoğan da zaten konuya buradan girmiş. Kovit salgının Çin başta olmak üzere pasifik bölgesiyle tedarik zincirlerini kırdığına işaret ediyor ve coğrafi konumuyla Türkiye’nin bir “üretim ve teknoloji üssü” olmasını öneriyor.
Konuşmasının ayrıntısını bu bağlantıya tıklayarak okuyabilirsiniz ama bunu yaparken iki unsuru vurguluyor.
Ticari bakımından, yatırım getirmek isteyen şirketlerin önündeki zorlukların aşılması için Cumhurbaşkanı düzeyinde garanti veriyor, adeta “O iş bende” diyor.
Siyasi bakımdansa, az önce değindiğimiz gibi, her şeye rağmen Biden ile uzlaşmak istediğini söylüyor.
Burada Erdoğan’ın Amerikan şirketlerine “Siz yatırım getirin, ben kolaylık sağlarım, Biden ile olabildiğince uzlaşma yanlısı olacağım” mesajı verdiği anlaşılıyor.
Ama toplantının sonunda Cumhurbaşkanı ve ekibinin yatırımcılardan bir ricası daha olmuş: Madem Türkiye’de sağlanan koşullardan memnunsunuz, daha da gelmek istiyorsunuz, o zaman bunları Amerikan medyasına da anlatır mısınız? Türkiye’ye çok yanlış ve taraflı yaklaşıyorlar.
Bu talebe bir yanıt geldiği bilgisi bende yok, ama Cumhurbaşkanlığının özel talebinin Amerikan medyasının Türkiye yayınları üzerine olduğunu söyleyebiliriz.
Hangi şirketten kim katıldı?
Toplantıya Erdoğan’ın yanı sıra kabine üyelerinden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ve bürokrasi ve iş dünyasından isimler katıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı internet sitesi, 2 saat süren toplantıya şu Amerikan şirketlerinin temsilcilerinin video yoluyla katıldığını bildirdi:
“Cargill Kıdemli Başkan Yardımcısı David Webster, DowAksa üst yöneticisi (CEO) Douglas Parks, Hilton Başkan ve CEO’su Chris Nassetta, MetLife Avrupa, OrtaDoğu ve Afrika Başkanı Nuria Garcia, Netflix üst düzey Finans Sorumlusu (CFO) Spencer Neumann, Boeing Commercial Airplanes CEO’su Stan Deal, Kellogg Company Başkan ve CEO’su Steven Cahillane, Google Başkan Yardımcısı Ambassador Karan Bhatia, GE Aviation Başkan ve CEO’su John Slattery, Varian Medical Systems CEO’su Chris Toth, PepsiCo Avrupa CEO’su Silviu Popovici, Amazon Başkan Yardımcısı Susan Pointer, Cheniere Energy Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Anatol Feygin, Citi Başkan ve CEO’su David Livingstone, P&G Avrupa Başkanı Loic Tassel, Progress Rail Başkan ve CEO’su Marty Haycraft, Tellurian Inc. Başkan ve CEO’su Octavio Simoes, Medtronic Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Avrupa Başkanı Rob Ten Hoedt, Archer Daniels Midland Başkanı İsmail Roig, Microsoft Avrupa ve Ortadoğu Başkanı Samer Abu Ltaif, Cisco Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Kurumsal Strateji Başkanı Michael Timmeny, Honeywell Aerospace Başkan ve CEO’su Mike Madsen, Nova Power Solutions Başkan ve CEO’su Steve Ziff, The Coca-Cola Company Avrupa ve Ortadoğu Başkanı Jenny Stoichkova, Johnson & Johnson Başkanı Giorgio Milesi ile Baker Hughes Başkan Yardımcısı Zaher Ibrahim.”