Prof. Dr. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
Döviz kuru aldı başını gidiyor. 7 Haziran akşamı bir dolar 23,22 düzeyine fırlamıştı. Seçimden önceki son işgünü 20 liranın milim altında kapatmıştı oysa: 19,97 idi bankalararası döviz piyasasında belirlenen gösterge kur. Sekiz günde yüzde 16,3 oranında değer kaybetti Türk lirası. Ne oluyor? Ne olduğuna geleceğim ama önce uzunca bir girizgâh yapmalıyım. 2 Haziran günü yayınlanan
Uzun bir süredir uygulanmakta olan ekonomik programın sürdürülebilir olmadığı ortada. Bu savın bariz kanıtlarından biri, seçim öncesinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB’nin) döviz rezervlerinin erimesi pahasına tam saha baskıyla kontrol edilmeye çalışılan döviz kurunun, seçimden sonra naçar dik bir yokuşu çıkmaya başlaması. Olanaklar izin verdiğince bu yokuş yukarıya tırmanışın kontrollü olmasına çalışılıyor; ancak olanaklar da
Bir önceki yazımın başlığı “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur: Demirel haklı çıkacak mı?” şeklindeydi. Yazıda, tencerenin bayağı boş olduğunun altını çizmiştim. Bu çerçevede, gelir dağılımında son yıllarda gerçekleşen belirgin bozulmaya ve yoksullaşmaya dair bazı göstergelere yer vermiştim. Milletvekili seçimi bitti. Cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kaldı. Peki, Demirel haksız mı çıktı? Siyaset bilimci de değilim sosyolog
Tarihi seçime üç gün kaldı. Son zamanlarda rahmetli Süleyman Demirel’in unutulmaz sözlerinden birini giderek daha fazla duymaya başladık: “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.” Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) 6 Mayıs’ta Orta ve Üst Sosyo-ekonomik Grubun Yoksullaşması Araştırması Raporu’nu yayınladı. Türkiye genelinde 1067 kişiyle telefonla yapılan görüşmelerden elde edilen sonuçlar, tencerenin boş olduğunu çarpıcı biçimde gösteriyor. Mesela
Seçim sonrasında döviz kurunun nasıl gelişebileceği giderek daha fazla tartışılıyor. Son haftalarda yabancı finans kuruluşlarının analizlerini içeren haberler basında yer aldı. 14 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı kazanırsa ne olabilir, Millet İttifakı kazanırsa ne olabilir? Gelin, bu sorunun peşine takılalım. Önce Millet İttifakı senaryosu Öncelikle ve de ağırlıklı olarak Millet İttifakının her iki seçimi de kazanacağı
Deprem çok büyük acılara yol açtı. Büyük can kaybı, çok sayıda yaralı, yerle bir olan evler, dağılan aileler… İçinde yaşamadıkça tam anlamıyla o acıları kavramak zor. Deprem nedeniyle ortaya önemli ekonomik yıkım da çıktı. Çok sayıda konut ve işyeri çöktü. Daha fazlası kullanılamaz hale geldi. Bunlara okulları, hastaneleri ve diğer kamu binalarını eklemek gerekir. Altyapı
TÜİK, Ocak ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre Ocak ayında tüketici fiyatları bir ay öncesine kıyasla yüzde 6,65 oranında arttı. Yok, hayır bir yanlışlık yok; bir aylık enflasyon bu. Hani şu gelişmiş ülkelerin hop oturup hop kalktıkları yüzde 8 dolaylarındaki on iki aylık enflasyon değil, sadece bir aylık enflasyon. Diyeceksiniz ki, “canım biz neler gördük,
Millet İttifakı (Altılı Masa), 30 Ocak Pazartesi günü “Ortak Politikalar Mutabakat Metnini” açıkladı. Bu yazıda bu metnin ‘Ekonomi, Finans ve İstihdam’ bölümünü değerlendirmek istiyorum. Ancak önce şunu belirtmem gerekiyor. Cumhur İttifakının –bildiğim kadarıyla- bu netlikte ve kapsamda kamuoyuna duyurduğu bir politika metni yok. Bunun yerine bugüne kadar uyguladığı ekonomi politikası var. Bu politikada kapsamlı bir
2023’te ekonomimiz nasıl şekillenebilir? Zor bir soru. Çünkü hem ekonomideki koşullar açısından olağanın dışında bir dönemdeyiz hem de oldukça önemli bir seçime çok az kaldı. Bu soruya 2023’ü ikiye ayırarak yanıtlamaya çalışmakta yarar var: Seçim öncesi ve seçim sonrası. Önce seçim sonrası. Seçim sonrasında ekonomide neler yaşanabileceği “makule dönülecek mi?” sorusuyla yakından ilgili. Makulden ne
Müjde: Kasım ayında enflasyon düştü. Yıllık tüketici enflasyonu 1,1 puan azalarak yüzde 84,4’e, üretici enflasyonu ise 21,7 puan azalarak yüzde 136’ya geriledi. İstanbul Ticaret Odası’nın yayınladığı ücretliler enflasyonu da yüzde 105,6 oldu (Grafik 1). Ama daha büyük bir müjde de var. Şu: Bundan sonra fiyatlar hiç artmazsa tüketici enflasyonu önümüzdeki Mayıs ayında, yani seçimin yapılmasının