TÜSİAD Baş Ekonomisti
Rusya-Ukrayna krizinin Türkiye ekonomisine çeşitli kanallardan olası maliyeti olacak. Petrol kanalı, tarım ve ithalat kanalı, turizm kanalı ve elbette kurda son yaşanan gelişmelerde kur korumalı mevduatın Hazine’ye çıkması olası maliyeti. Tüm bunlarda basit bir hesap yaparsak ilk aşamada ülke ekonomimize yaklaşık 30-35 milyar dolar arasında ek maliyet gelebilir. Ülkemize gelen turistlerin yaklaşık yüzde 20’si Rus,
Her hafta değil her gün ekonomide yeni bir gündem maddemiz oluyor. En son gündemimiz ise politika faizini devreden çıkarma yaklaşımı. Doğrusu, bu dünyanın hiçbir ekonomisinde tercih edilmeyecek bir yaklaşım. Çünkü bu cümlenin ima ettiği içerik ilk işittiğimizde anladığımızın çok ötesinde. Ekonomilerde para politikasını merkez bankası yapar, politika faizi merkez bankalarınca belirlenir.Peki, merkez bankaları bu faizi
TL’nin Eylül başından bu yana yaklaşık %30 değer kaybettiği ve yine bir kur şoku yaşadığımız dönemden geçiyoruz. Geldiğimiz nokta kimse için şaşırtıcı değil. Geçtiğimiz son 5 yıla bakarsak ne zaman ki enflasyon yüksek seyrediyor ve Merkez Bankası faiz tarafında doğru reaksiyonu veremiyor, o durumda da TL üzerinde şiddetli baskı oluşuyor. Bu bir tercih meselesi ve
Merkez Bankasının (TCMB) son dönemde değişen iletişimi ve çekirdek enflasyonu kullanarak yeni bir argüman oluşturmasının ardından gözler önümüzdeki hafta, 23 Eylül’de açıklanması beklenen faiz kararına çevrildi.Mali piyasalardaki ekonomistler de yavaş yavaş beklenti anketlerini tamamlamış durumda. Bu anketlere göre piyasa ekonomistlerinin yüzde 80’i haftaya bir faiz indirimi beklemiyor. Yine de bu riski piyasada kimsenin de göz
Merkez Bankası yılın Üçüncü Enflasyon Raporunu kamuoyuyla paylaştı. Böylece TCMB’nin %12,2 olan 2021 sonu enflasyon tahminini %14,1’e yükseltildiğini öğrendik. Piyasada yıl sonu enflasyon tahminleri ise %16-17 bandında oluşmakta. Bu tahminleri göz önüne alırsak, Merkez Bankası’nın tahmini oldukça iyimser kalıyor. Enflasyonla mücadelede yaşadığımız zorluklar da böylece görülebiliyor.TCMB’nin de sıklıkla altını çizdiği gibi, kısa vadede enflasyonda oynaklık
Enflasyondaki gidişata dair belirsizliğin belirgin şekilde devam ettiği bir dönemden geçiyoruz. Her ne kadar Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun son yaptığı enflasyon raporu toplantısında, enflasyonun nisan ayında tavan yapacağı ve ardından kademeli düşmeye başlayacağı bir sürece değinse de paylaşılan raporda patika tahmininin üst bandı farklı bir görüntüye işaret ediyor. Enflasyon yaz aylarına sarkan bir
Enflasyonu tartışırken, her daim konuya kısa vade büyümeden vazgeçmek ve bir bedel ödemek olarak yaklaşıyoruz. Gerçekten durum bu mu? Rakamlara daha detaylı bakarsak, Türkiye ekonomisinin enflasyon konusunu çözmeden kısa vadede dahi istihdam yaratan bir büyüme sağlayamadığını net şekilde görebiliriz. Dolayısıyla konu enflasyonla mücadele ise, kısa vade fedakârlık ile cümleye başlamak yanıltıcı olabilir. “Varsın enflasyon yüksek
Bir bütün olarak 2020’nin hepimize çok şey öğrettiği kesin; buna pandeminin can yakan sonuçları da dahil. Krizler, ders çıkarıp öğrenme anlamında çok kıymetli. Ekonomi tarafına bakarsak, en kısa haliyle son bir yıla dair iki ders öne çıkabilir. Bunlardan ilki küresel ekonomide, “önceliklendirmenin önemi”. İkincisi de Türkiye ekonomisi bacağında, serbest piyasaya müdahale ettiğinizde sonucun nerelere varacağı