Türk Ekonomisi Kulis Bilgileri Yapısal Sorunlar: Güncel ve yapısal sorunlarına rağmen hâlâ dünyanın 20 büyükleri arasında yer alan Türk ekonomisindeki belli başlı gelişmeler, kulis bilgileri, tahlil ve tahminler.
Türk ekonomisinin dış güçlerin saldırısı nedeniyle krizden çıkamadığı yıllardır Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümetinin en önemli söylemiydi. Bu söylem, iç siyasette sorunun hükümetten değil, Batının saldırısından kaynaklandığı propagandasına yarıyor, ama ihtiyaç duyulan dış yatırımların gelmesine yardımcı olmuyordu. İç ve dış yatırımcılar ilk kez 11 Aralık günü yetkili bir ağızdan sorunun dış güçlerin saldırısından
Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2022’de geçerli olacak asgari ücret üzerinde çalışmalarına devam ediyor. On altı yaşını dolduranlar için şu anda geçerli olan brüt asgari ücret 3577.5, net asgari ücret ise 2825,9 lira.Bu değerler 2021 yılbaşından bu yana geçerli olan değerler. Asgari ücretin ne düzeyde belirleneceği çok önemli. Bu durumda ilk soru şu: Asgari ücret alan
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın siyaset hocası Necmettin Erbakan’ın 1970’lerde icat ettiği deyimlerden biriydi “pansuman tedbirleri”. Ekonomide toparlanma için asıl yapılması gerekenleri yapmayıp, yüzeysel hamlelerle günü kurtarmaya çalışma anlamında kullanırdı. Ağır hastayı pansuman yaparak iyileştiremezsiniz; onu demek isterdi.Erdoğan 7 Aralık’ta Katar dönüşü gazetecilere fiyat artışlarının nedeni olarak stokçuları gösterdi. 8 Aralık’ta kabine toplantısı ardından hamasi konuşma sonundaysa
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan’ı görevden aldı. Yerine yardımcısı Nureddin Nebati geldi. Erdoğan’ın 1 Aralık 2021 tarihli kararnamesi Resmî Gazetede 2 Aralık’ın ilk saatlerinde yayınlandı. Böylece Berat Albayrak’ın 8 Kasım 2020’de görevi bırakmasıyla 10 Kasım’da bir gece yarısı kararnamesiyle işe başlayan Elvan’ın Bakanlığı bir yılı henüz doldurmuşken bir başka gece yarısı
Türk Lirasının değerindeki hızlı düşüşün ardından muhalefet partileri ekonomi gündemiyle toplandı, partiler ortak ekonomi planı için çağrı yaptı, erken seçim isteklerini yineledi. Sol partilerin düzenlediği protesto yürüyüşlerinde vatandaşlar polis engeliyle karşılaştı, İstanbul Taksim meydanı kapatıldı. Bazı banka ve şirketler işlemlerine ara verdi. Merkez Bankasının faiz indirimi kararı sonrası Türk Lirasının değer kaybı devam etti. Cumhurbaşkanı
Faiz düşerse enflasyonun düşeceği önermesi yanlış bir önerme değil. Ama bazı “koşullara” ve ‘faizine’ bağlı. Koşulları sağlayan ekonomi sağlıklı yolda ilerliyor anlamına gelir. Nedir bu koşullar? Ve hangi faizi, neyin faizini düşürmekten söz ediyoruz? Borçlanma faizi Gelin işe dış borçlanma ile başlayalım. Bütçe açık veriyor; finanse edilmesi gerekiyor. Finansmanın önemli bir kısmı yurtdışında döviz cinsinden
TL’nin Eylül başından bu yana yaklaşık %30 değer kaybettiği ve yine bir kur şoku yaşadığımız dönemden geçiyoruz. Geldiğimiz nokta kimse için şaşırtıcı değil. Geçtiğimiz son 5 yıla bakarsak ne zaman ki enflasyon yüksek seyrediyor ve Merkez Bankası faiz tarafında doğru reaksiyonu veremiyor, o durumda da TL üzerinde şiddetli baskı oluşuyor. Bu bir tercih meselesi ve
Türkiye Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski Türkiye ile Amerika arasında karşılıklı güvensizlikten kaynaklanan problemlerin devam ettiğini, bu problemlerin ancak diyalog ve çözüm odaklı yaklaşımla aşılabileceğini belirtti. TÜSİAD Başkanı Kaslowski, beraberindeki heyet ile birlikte 15-16 Kasım tarihlerinde ABD’nin başkenti Vaşington’da Beyaz Saray, ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD Ticaret Bakanlığı ve ABD
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 17 Kasım’da faiz düşmeli dedi. Merkez Bankası Para Politikası kurulu (PPK) 18 Kasım’da politika faizini 16’dan 15’e düşürdü. Türk lirası dolar ve Avro karşısında biraz daha değer kaybetti. Avro 12,5 lirayı, dolar 11,5 lirayı gördü. İlk sonucu, beklenebileceği üzere benzin, mazota, gaza zam daha gelmesi. Olan halka oluyor Erdoğan bunu neden yapıyor?
İskoçya’nın Glasgow kentinde Kasım ayında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’ndeki (COP26) görüşmelerin ardından, yaklaşık 200 ülkeden diplomat, karbon azaltım taahhütlerini artırma, bazı fosil yakıtları aşamalı olarak azaltma ve iklim değişikliğinden en fazla etkilenen yoksul ülkelere yardımları artırma konusunda anlaştı. Zirve boyunca, “1.5’i canlı tut”, COP26 müzakerelerinde hem diplomatlar hem de aktivistler için bir toplanma çağrısı