Gece gündüz Türkiye Müzik sanat kitap yemek sinema: Müzik ve sanat festivallerinden kitaplara, arkeolojiden yemek kültürüne, sinemadan sokaklara dek Türkiye’nin zenginliklerine dair yazılar.
Döneminde bugün pop-starların tattığına benzer bir şöhreti tatmış, plaklarının telif gelirleriyle servet sahibi olmuş, hayata genç yaşta bir kalp kriziyle veda etmiş olan Hafız Burhan ile 1934 yılında Hikmet Feridun Es’in yaptığı bir röportajı ilginize sunuyoruz. TDV İslam Ansiklopedisinde adına açılmış maddeye göre Hafız Burhan, “parlak, geniş ve tenor” sesiyle “dinî ve din dışı mûsiki
En yaşlı üye sıfatıyla Birinci Meclis’in açılışını yapan Sinop Milletvekili Mehmet Şerif’in adı TBMM’nin 100. kuruluş yıldönümü nedeniyle Türkiye’de anılmış oldu. Özellikle “Saygıdeğer hazirun; hilafet ve hükümet merkezinin geçici kaydıyla yabancı kuvvetler tarafından işgal edildiği, bağımsızlığın her bakımdan kısıtlandığı bilinmektedir. Bu vaziyette baş eğmek, milletimize teklif edilen yabancı esaretini kabul etmesi demektir” sözleri dikkati çekti.
Covid-19 günlerinde evdeki hayatı biraz daha bilimle iç içe geçirmek için elimizin altında çok güzel fırsatlar var. Kısıtlamalar bittiğinde izolasyonun bize kazandırdıkları arasında ilk sıralara koyabileceğimiz fırsatlar. Örneğin, pencerenizi açıp kuşların seslerini dinlerken, tabletinizi, bilgisayarınızı ya da akıllı televizyonunuzu açıp internete bağlanarak binlerce kilometre uzaktaki müzeleri gezebilirsiniz. Mesela hangilerini?… Sanat müzelerini, tabiat tarihi müzelerini, farklı
Dünya Caz Günü vesilesiyle, gazeteci-yazar Derya Bengi’nin Şimdiki Zaman Beledir: 50’li Yıllarda Türkiye/ Sazlı-Cazlı Sözlük başlıklı çalışmasından caz müziğiyle ilgili “Galiz Sesli Bir Musiki” maddesini yazarının izniyle aşağıda ilginize sunuyoruz. Caz müziği o zamandan bu yana, tutkulu müzisyenler, radyo ve televizyon programları ve festivaller yoluyla Türkiye’de de geniş bir dinleyici kitlesi edinmeyi başardı. Sözlüğün bu
Türkiye’nin ilk yeni Koronavirüs Covid-19 vakasını resmen ilanının üzerinden bugün (29 Nisan) 50 gün geçti. Bu süre içinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca her gün akşam saatlerinde sınırlı sayıda veriyi kamuoyuyla paylaşıyor. Bu verilerin niceliksel büyüklükleri konusundaki tartışmayı yazının sonuna bırakıp, resmi günlük ölüm sayılarının, yaklaşık yirmi bir gün önce oluşan yeni enfeksiyonlara bağlı olduğu bilgisini
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de yaşlı nüfusu 7,5 milyon. Yedi buçuk milyon kişi bir aydan fazla süredir eve kapalı. Kimi memnun, kimi çaresiz… Kimi yaşlı olduğunu ilk kez zorla idrak etti. Kimi yaşlı olduğunu sonunda idrak edenlere müteşekkir. Hepsi sıkıldı, bunaldı. Çoğu korku ve endişe içinde. Biliyorsunuz endişe bizim kültürde günlük hayatın bir
“Çocuğumun astım krizi tuttu hastane ortamına gitmek istemiyorum ben şimdi ne yapacağım?”Bu ve benzeri sorular bugünlerde sık sık karşımıza çıkıyor. Önceden tanı almış, zaten tedavi altında ve acil durumla daha önce de karşılaşmış bir hastada uzaktan yönlendirme yapabiliyoruz.Covid-19 karantinası nedeni ile evlere kapandık. Ev tozu akarı, küf gibi alerjenlere duyarlı olanlarda hastalığın kapalı mekanlarda atak
“Sanatkâr kanaatten doğan bir imanla, herhangi mevzua ve fikre can verebilir. Bazen aleyhinde olduğum bir fikrin bile, bu şartla yarattığı sanat eserini lezzetle okuduğum vakidir.” Sultanahmet Mitinginde yaptığı konuşmayla Milli Mücadelenin simgelerinden birine dönüşen, edebiyat ve siyaset tarihimizin çok yönlü siması Halide Edip, daha sonra siyasi görüş ayrılıkları nedeniyle uzun yıllar Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde yaşamıştı.
Koronavirüs günlerinde sık sık aklıma Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın “Kuyruklu Yıldız Altında bir İzdivaç” kitabı, özellikle de büyük üstadın inanılmaz bir başarıyla canlandırdığı İstanbullu komşu hanımların pencereden pencereye yaptığı sohbet geliyor:“-Dünyaya kuyruklu yıldız çarpacakmış…“-… Çarpacaksa çarpsın… Ne var? Kapımı kapar, evceğizimde otururum…”“- Emine kardeş sen ne kadar aptallaşmışsın? Hiç o koca mefret, o saçaklı Raziye bu
Evet, 22 Nisan Dünya Günü. Hem de bu yıl ellincisi. Peki, bu önemli günü kutlayabilecek miyiz sizce? Görünen o ki, COVID-19 hastalığının neden olduğu salgının gölgesinde, çoğumuz sessiz sedasız bir şekilde evlerimizdeyiz. Hep birlikte doğaya bile çıkamıyoruz şu günlerde. Bu durumu fazlasıyla hak ettik esasında, çünkü doğayı koruma ve verdiğimiz hasardan kurtarma görevinde başarısız olduk.