Ankara içişleri Siyaset Kulisleri Haber Yorumlar: Ankara’nın siyaset kulislerinden derinlemesine bilgi, analiz ve tahminler veren ancak Ankara’nın ötesinde yerel siyasetin nabzını tutan haber ve yorumlar.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 18 Ekim akşamı Ülke TV canlı yayınına şık bir “power jacket içinde çıktı ve iki konuda önemli beyanda bulundu. Biri Türkiye’nin de imzaladığı Trump’ın Gazze Planı ve İsrail, diğeri de Yunanistan üzerine. Onlara geleceğim ama önce şu “power jacket” üzerinde duralım. İngilizce “power jacket” deyimi aslında bizde kullanıldığı gibi kullanılmıyor. Bu
Gerçekten acayip bir görüntü sosyal medyada dolaşan. ABD Başkanı Donald Trump 17 Ekim’de ünlü tenor Andrea Bocelli’yi Oval Ofiste ağırlıyordu. Halka Bocelli’nin yakında Beyaz Saray’da bir konser vereceğini de müjdeliyordu. Sonra, hazır gelmişken, sevdiği bir aryayı okumasını istedi Bocelli’den, playback hazırdı. “Con Te Partirò-Seninle Gideceğim” çalmaya başladı, Bocelli önce bocaladı, hazır değildi, sonra bir yerinden
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) 19 Ekim’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi, çoktan sıradan bir liderlik yarışının ötesine geçti. Bu seçim, bir strateji ve kimlik referandumu niteliği taşıyor: Kıbrıs Türk toplumu “egemen eşitlik” hedefini daha da derinleştirip iki devletli çözüm yolunda mı ilerleyecek, yoksa Birleşmiş Milletler (BM) parametreleri çerçevesinde iki bölgeli, iki toplumlu bir çözüm vizyonuna mı
Anayasa Mahkemesinin (AYM), Gezi Parkı Davası’nda 18 yıl hapis cezasına çarptırılan şehir plancısı Tayfun Kahraman’ın bireysel başvurusuna ilişkin gerekçeli kararı 17 Ekim 2025 tarihli Resmî Gazetede yayımlandı. Yüksek Mahkeme, Kahraman’ın “hakkaniyete uygun yargılanma hakkının” ihlal edildiğine ve yeniden yargılanması gereğine 5’e karşı 9 oyla hükmetti. Bu karar, 2013’teki Gezi Protestolarını “darbe girişimine” dönüştüren tartışmalı davada,
Görünen o ki, barış süreci ağır aksak da olsa en azından Meclis’teki “Terörsüz Türkiye” Komisyonu üzerinden ilerliyor. Umutla, temkinle, bazen de kuşkuyla… Ancak bu tartışmanın gölgesinde kalan çok önemli bir konu var: PKK’nın geçmişteki kimliği, eylemleri ve bu örgütün neden olduğu acıların bugünkü barış söylemiyle nasıl ilişkilendirileceği. Yıllardır hem Türkiye’nin siyasi ve güvenlik kurumları hem
Ankara deprem üreten jeolojik fay hatları açısından nispeten şanslı. Ancak politik fay hatları açısından durum tam tersi. Ankara’nın politik fay hatlarında sık sık biriken enerji, bazen hiç beklenmedik bir yerden açığa çıkıyor ve krizden hala çıkartılamayan ekonomiyi daha da kötü etkileyecek siyasi sıkıntılara, krizlere yol açıyor. Ankara’nın politik fay hatlarında son haftalarda yeniden bir enerji
MHP lideri Devlet Bahçeli 14 Ekim’de TBMM Grubuna hitabında medyada “Alevi açılımı” diye yorumlanan bir öneride bulundu. Cemevinin ibadethane sayılmasının gerektiğini, bunun için “atılgan ve cesur” davranarak engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi. Kaldıracak kişi de belli. Bahçeli söylemese de yürütmenin tek hakimi, Cumhur Müttefiki, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti İktidarı. Bahçeli’nin Cemevinin ibadethane sayılması önerisi
Bizim kuşağımız enerji jeopolitiğini petrol üzerinden öğrendi. Petrol savaşlarını, ambargoları, tanker krizlerini, OPEC’in politik gücünü, ABD’nin enerjiyle dünyayı nasıl şekillendirdiğini gördük. Sonra doğalgaz geldi. “Geçiş yakıtı” denildi ama kısa sürede stratejik bağımlılığın yeni aracına dönüştü. Bugün ise yepyeni bir enerji çağının eşiğindeyiz. Bu defa başrolde ne petrol ne gaz var — kritik mineraller ve nadir









