Orta Doğu, güvenlik, ekonomik, kültürel, tarihi ve insanlık ilişkilerimiz açılarından dış politikamızın yaşamsal alanlarından birini oluşturuyor. Dolayısıyla bu bölgeye yönelik politikalarımızın iyi anlaşılması yararlı olabilir. Türkiye’nin Orta Doğuda, AKP öncesinde ve sonrasında izlediği dış politikalar arasında bariz bazı farklılıklar dikkat çekiyor. AKP iktidarından önce Türkiye, AKP iktidarından önce Orta Doğu ülkelerinin her biriyle, genel olarak
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Abu Dabi Kalkınma Holdinginin (ADQ) Başkanı Muhammed Hasan el Suwaidi, İngiliz Financial Times gazetesine açıklamalarda bulunmuş. Zayıflayan Türk lirası ve yüksek enflasyonun ekonomik kriz ihtimalini doğurduğunu ancak kendileri için büyük alım fırsatı ortaya çıkardığını söylemiş. Türkiye’de finans, lojistik ve gıda alanında yatırımlarla ilgileniyorlarmış. Türkiye Varlık Fonu’yla -kendi portföyündeki bazı şirketler dahil-
ABD Başkanı Donald Trump’ın 29 Ocak’ta açıkladığı Orta Doğu Barış Planının, tıpkı Filistinlerinin haklarını yok sayan öncekiler gibi bölgeye barış getirmesi zor. Ancak 2 Mart’ta yapılacak seçimde Binyamin Netanyahu’yu başbakanlıkta tutması ve yolsuzluk soruşturmasından kurtarmaya yaraması mümkün. Yolda bir hediye daha var: Netanyahu’nun Likud partisi, ABD’de 30 yıla mahkûm edilen İsrail casusu Jonathan Pollard’ın seçimlerden