101’inci yılını kutlamakta olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkeleri arasında yer alan “laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti” tanımı, Anayasa’nın ilk üç maddesi ile teminat altına alınmıştır. Bu üç madde, anayasal düzenin temel taşlarını oluşturur ve Anayasa’ya göre değiştirilmesi bile teklif edilemez. Ancak 18 Ekim’de Meclis’e sunulan “Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Aslına bakarsanız bugün yazımda bu Bayram günü haksız yere hapiste tutulduğuna inandığım kişileri hatırlatacaktım. Kimilerini şahsen tanıyorum; Osman Kavala’yı, Selahattin Demirtaş’ı, Hakan Altınay’ı, Gültan Kışanak’ı. Her birini şahsen tanımam da gerekmiyor; siyaseten ibret olsun diye hapiste tutulduğuna inandığım Gezi Davası tutukluları örneğin. Aralarından Can Atalay 14 Mayıs’ta milletvekili seçildi ama bırakılmıyor. Onlara bu Bayram gününde
Dün AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ aradı. 28 Ekim Cuma günü saat 16’da Ankara Arena’da AK Parti lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilecek “Türkiye Yüzyılı” vizyonunun ilanı için basına davetini iletti etti. Daha ben yanıt vermeden ekledi: Lütfen hemen karar vermeyin, Çarşamba gününe dek söyleyebilirsiniz kararınızı. Vizyon aslında “21’inci yüzyıl
Londra’ya yolunuz düşerse her köşe başında kapısında “Bookmaker” yazılı dükkanlar görürsünüz. Sakın yanılıp da bu dükkanlardan birinin kapısından içeri girip kitap sormaya kalkmayın. ”Bookmaker” İngiltere’de bahis gişesi, bahisci anlamında kullanılıyor. İngiltere’de ilk at yarışlarının başladığı yıllarda, atları tanıtan, o günkü yarış sonuçları hakkında tahminlerde bulunan ve hangi ata oynanırsa ne kadar para kazanılacağını gösteren kitapçıklar
Gazetecilerin “sansür yasası” iktidar cephesinin “dezenformasyon yasası” dediği yeni Basın Yasası, parlamentoda hayli tartışmalı geçen oturumların ardından sonra 13 Ekim gecesi AK Parti ve MHP oylarıyla kabul edildi. Yasaya olumlu oy veren milletvekilleri, savanada aslan öldürüp kafasına ayağını koyarak poz veren avcıların heyecanıyla fotoğraf çektirdiler. Medyayı susturma çabasının beyhude heyecanı apaçık görülüyor. İnsan bakmaya utanıyor
Muhalefetin “sansür yasası,” iktidar bloğunun “dezenformasyon yasası” olarak adlandırdığı tartışmalı yasa tasarısının mecliste onaylandığı 13 Ekim’de sosyal medyada bir görsel dolaşıyordu. Tıpkı Amerika’nın ünlü “Sam Amca” posteri gibi izleyicileri işaret eden bir el üzerinde “Bu bir yalan haberdir, hakikati paylaş” yazan bu görsel, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının haftalık olarak yayınlayacağı ve “sahte haberleri” içerecek olan “dezenformasyon
Fotoğraf etkileyici. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konuşuyor, Şangay Zirvesine katılan liderlerin çoğu dinliyor. Fotoğrafta sadece Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile Hindistan Başbakanı Narendra Modi görünmüyor, belki de sonradan gruba katılacaklar. Ama Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin orada, İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi orada. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Erdoğan’ın yanı başında. Ülkesindeki karışıklıkları Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasından hemen
İktidarın “dezenformasyonla mücadele” gerekçesini öne sürerek hazırladığı kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi, tepkilerin ardından yeni yasama dönemine bırakıldı. Ulusal ve uluslararası meslek örgütlerinin ortak açıklamalarında da vurgulandığı gibi, bu kanun teklifinin dezenformasyonla mücadele bahanesiyle seçimler öncesinde özellikle de dijital medyada gazeteciler üstünde baskıyı daha da artırmak üzere tasarlandığı çok açık. Niyetin iyi olmadığı, kanunun
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi Pınar Gültekin’i yakarak canavarca öldüren, cansız bedenini parçalara ayıran, sonradan boşandığı eşi, anne, baba ve ortağının yardımıyla kanıtları yok etmeye çalışan Metin Avcı’ya ceza indirimi uygulayarak müebbet yerine 23 yıl hapis cezası verdi. Mustafa Güneş, Bilal Sünbül ve Erkan Koşun’dan oluşan mahkeme heyeti katile “haksız tahrik indirimi” uygulamış, ona yardımcı