Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye’de bazı ailelerin kız çocuklarını erkek çocuklarla okutmak istemediğini, bu sebeple “kız okullarının” açılmasının gündeme gelebileceğini belirterek tartışma yarattı. Tekin, 11 Temmuz’da gazetecilerin karma eğitimle ilgili sorularına verdiği cevapta, “Birincil hedefim kız çocuklarının okullaşmasını sağlamak. O zaman veliyi ikna etmek için gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz. Karma eğitim esastır ama
“Mutsuz kadınlar ülkesi Türkiye”. Bunu sadece ben söylemiyorum, Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) tarafından Friedrich Ebert Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin katkılarıyla hazırlanan Kadınların Ekonomik ve Toplumsal Yaşamdaki Sorunları Araştırma Raporunun çarpıcı sonuçlarından biri olarak ortaya çıkmış. Rapora göre, Türkiye’deki kadınların yüzde 60,3’ü kendisini mutsuz hissediyor. Türkiye genelinde 18 yaş üstü, farklı eğitim düzeylerine sahip 1067 kadınla
Yarın, 11 Mayıs’ta Berlin’de bir program var. Avrupa Konseyi, kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının 10’uncu Yılı münasebetiyle uluslararası bir toplantı düzenliyor. Ev sahibi Avrupa Konseyinin Dönem Başkanı sıfatıyla Almanya’nın Aile, Büyük Vatandaşlar, Kadın ve Gençlik Bakanı Franziska Giffey yapıyor. Türkiye yok. Şöyle diyelim, Türk hükümeti on yıl önce girişimcisi olduğu, bu sayede uluslararası camiada
Ülkenin çeşitli yerlerinde kadınlar sokağa çıkarak hükümetin kadına yönelik şiddete karşı yükümlülükler getiren İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini protesto etti. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadınlar Meclisi’nin çağırısı üzerine İstanbul’da Kadıköy’de toplanan kadınlar, “Yıllardır verdiğimiz mücadeleyi bir gecede silemeyeceksiniz” diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Mart günü Resmi Gazete’de yayınlanan kararı geri almasını istedi. Platform adına konuşan
Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan bir kararla, kadına karşı şiddete karşı önemli güvenceler getiren İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı. Kararla ilgili olarak dün gece yayınlanan Resmi Gazete’de şu ifadelere yer verildi: Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin
AK Parti’nin önceki Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya üzgün. Çünkü, “Ayasofya’nın zincirlerinin kırıldığı, tüm dünyanın Türkiye’yi konuştuğu tarihi bir atmosferde” kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin gündeme getirilmesini “manidar” buluyormuş. Bir partidaşı Kaya’ya İstanbul Sözleşmesini gündeme getirenin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu söylese iyi olur. Ve Türkiye’nin şu sıralar dünyada konuşulduğunda tek konunun Ayasofya olmadığını. Anlaşılan
Önce biraz içeriden bilgi vereyim. KADEM, kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin kaldırılabileceği yolundaki o açıklamayı yapınca AK Parti bünyesinde sular durulmuş değil. Tam tersine, AK Parti bünyesindeki kadınlar arasında görüş ayrılıkları artmış durumda. KADEM yönetimine, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a, kızı (ve KADEM yöneticisi) Sümeyye Erdoğan Bayraktar’a mektuplar gönderiliyor, görüşmek için randevular talep ediliyor,
İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 11 Mayıs 2011’de Türkiye tarafından imzaya açıldı. Ardından, 8 Mart 2012’de “Ailenin Korunması ve Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi” için 6284 sayılı yasa çıktı. Nihayet İstanbul Sözleşmesi 1 Ağustos 2014’te TBMM tarafından oylanarak kabul edildi. Avrupa İnsan
İsmailağa Cemaati baktı ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “halkımız isterse” çıkarız demesine halkımızdan, birkaç fanatik dışında ses çıkmıyor, devreye girip resmen istedi “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi” için İstanbul sözleşmesinden çıkılmasını resmen talep etti hükümetten. Cemaatin resmîn internet sitesinde 6 Temmuz günü yayınlanan bildiride, 2011’de -o zaman başbakan- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ilk imzayı
9 Mayıs Avrupa Günü. Avrupa Birliği (AB) kuruluşundan bu yana belki de en dağınık, sarsılmış koşullarda “kutluyor” bu günü. İngiltere’nin ayrılması, yani Brexit’in resmileşmesi ile 2020’ye hem siyasi hem ekonomik boyutları olan ağır bir darbeyle başlamıştı AB. Suriye’deki askerî harekât nedeniyle üye adayı Türkiye ile siyasi diyalogu adeta donduran AB, Suriyeli mültecileri almamak için Türkiye’nin