Anayasanın 2. ve 135. maddelerine göre demokratik yönetime tabi kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olan ticaret ve sanayi odaları ile borsalarda kıyasıya seçimler var. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) merkez yönetiminin seçimleri öne çektiği, 2023 genel seçimlerine hazırlık yapıldığı söyleniyor. TOBB merkez yönetiminin seçilmelerine türlü yöntemlerle etki ettiği kişiler “büyük bir ihtimalle” yönetici ve
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü kanunu önerisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “kanun yetmez, anayasayı değiştirelim” çıkışı ile hızla bir siyaset mutabakatına dönüştü. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ bir gün içinde hazırladıkları birkaç maddelik anayasa değişikliği taslağını önümüzdeki pazartesi günü cumhurbaşkanına sunacaklarını açıkladı. Kitlelerin oyunu devşirme yarışıyla, katı laiklik zihniyetinin ortaya çıkardığı, AK Parti iktidarında bir yola
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Yanımda mısınız?” sorusu partililere hitaben “kızım sana söylüyorum” parti dışındakilere de “gelinim sen de anla” misaline benziyor. CHP liderinin bu sorusu, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda parti içinde ve dışında kendisini “destekleyenler”, “karşı çıkanlar” ve “tavrını belli etmeyip zarar verenler” olarak ayrılabilecek en az 3 kesim olduğuna işaret ediyor. Yaptıklarıyla
Zehra Taşkesenlioğlu’nun gizli video kaydındaki “siz para kazanacağız diye beni mahvediyorsunuz” mealindeki feveranları, mağdur iş insanı Mine Sineren’in beyanatları, şoförü bir kısım evrakları yakarken yakalanan Ünsal Ban’ın yurt dışına kaçma hazırlığı içinde iken yakalanıp tutuklanması Sedat Peker’in eski SPK başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve eniştesi Ünsal Ban’a isnat ettiği “irtikap” ve “rüşvet” suçlarının doğru olacağını
Yarın, 1 Eylül 2022 Perşembe günü yine adli yıl başlama törenleri yapılacak, üst temyiz mahkemeleri başkanları, büyük bir ihtimalle Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı konuşmalar yapacaklar fakat Türkiye Barolar Birliği Başkanı konuşturulmayacak, yargının diğer paydaşları ve adalete susamış toplumun temsilcileri salonda bile yer almayacak, konuşulanları medyadan öğrenecekler. Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı, modern adliye sarayları yaptıklarından, çağdaşlarından
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) 31 Temmuz Pazar günü düzenlediği Kamu Personel Seçme Sınavı’nda (KPSS) 30’un üzerinde sorunun ve cevaplarının sızdırıldığı yolunda 1 Ağustos günü ortaya çıkan iddialarının neden olduğu devasa kamuoyu tepkisi üzerine Cumhurbaşkanı Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) soruşturma talimatı vermiş. DDK görevlileri de ÖSYM’ye ve test kitapları yayıncısına gitmişler ve dün 2
Sızdırılan belgelere göre UBER, Türkiye’de de astronomik ücretler ödeyerek lobiciler tutmuş. Bu sayede görevdeki siyasilere kolayca ulaşmış, kanunların lehine uygulanması, işine engel olanların değiştirilmesi için taleplerde bulunabilmiş. Eski siyasetçi, danışman ve benzerlerinden oluşan yüzlerce kişi hiçbir kurala ve denetime tabi olmaksızın lobicilik yapıyor, görevdeki siyasilerle ilişkilerini paraya çeviriyorlar. Gözden düştüğü söylenen bir eski danışman vereceği
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu İngiliz Financial Times gazetesine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesi halinde kendisini görevden alacağını söyleyince siyaset dünyasında yankılandı. Erdoğan’ın seçimi kazanmasının sonucunu Türkiye’deki hukuk, demokrasi ve ekonomi alanları yerine kendi Belediye başkanlığını odağa vurgulamış İmamoğlu. Bu kendi başına bir tartışma konusu ancak bu yazının konusu o değil. İmamoğlu aynı mülakatta
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, TÜSİAD’a ve yeni başkanı Orhan Turan’a yönelik “Sen bize ders veremezsin, daha çıraksın, kalfa dahi olamadın. Haddini bil” şeklindeki sözlerini ve özellikle de iş dünyası için çok etkili bir yaptırım olan “TÜSİAD bu iktidarın kapısını hiç çalmasın” sözlerini yadırgıyorum. Azarlanma, vergi incelemesine uğrama, idaredeki işlerinin aksaması ve benzeri riskler sebebiyle
Türkiye usulü başkanlık sistemi en azından Cumhur ile Millet ittifaklarını oluşturmakta ve muhalefetteki 6 Partiyi bir masa etrafında buluşturmakta başarılı oldu. Ancak ülkenin temel sorunlarına sürdürülebilir çözüm getiremedi, hatta yeni ve derin sorunlar da ortaya çıkardı. Çözüm STK’ların gönüllü çalışarak geliştireceği önerilerin hataya geçmesi için siyasetçiler üzerinde baskı kurmasına bağlı. Fakat oldukça cesur ve kararlı