Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Mehmet Şimşek’in Hazine Bakanı olmasının faiz politikalarında ciddi değişikliğe gidileceği anlamına gelmediğini söyledi. Azerbaycan’dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Şimşek ile “atacağı adımları Merkez Bankası ile atmasını kabullendik” dedi. Erdoğan şunları söyledi: • “Bizim bankalar noktasında sıkıntımız yok. Bizim bankacılık sektörümüz zaten güçlüdür. Fakat bütün mesele şimdi finans yönetimini daha güçlü
“Türkiye ekonomisinde her şey yolundaydıysa, neden Bakan ve Merkez Bankası başkanı değişikliği yaptık? Yok, işler yolunda değilse neden dünkü bozgunun sorumlularını hala taltif etmeye devam ediyoruz?” Bu sözler TEPAV Başkanı Güven Sak’ın ekonominin hal ve gidişi üzerine ekonomim.com sitesindeki yazısından. “Neyin olacağı hala belli olmadı” başlıklı yazısında şunları söylüyor: • “Seçim biteli iki hafta oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 3 Haziran’da önce TBMM’de yemin ederek üçüncü cumhurbaşkanlığı dönemine başladı. Sonra yağmur altında Anıtkabir’de Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine çiçek koydu, sonra da Beştepe’de gösterişli bir törenin ardından, ilerleyen saatlerde yeni kabine üyelerini. Cumhurbaşkanlığı tören kapısının “Destur” nidası ve Mehter Marşıyla açılan kapısından Emine Erdoğan’la çıkıp dünyanın dört bir yanından gelen konuklara
Uzun bir süredir uygulanmakta olan ekonomik programın sürdürülebilir olmadığı ortada. Bu savın bariz kanıtlarından biri, seçim öncesinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB’nin) döviz rezervlerinin erimesi pahasına tam saha baskıyla kontrol edilmeye çalışılan döviz kurunun, seçimden sonra naçar dik bir yokuşu çıkmaya başlaması. Olanaklar izin verdiğince bu yokuş yukarıya tırmanışın kontrollü olmasına çalışılıyor; ancak olanaklar da
28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki gün kala Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin erimesi sebebiyle piyasada döviz sıkıntısı yaşandığı belirtiliyor. Bazı özel bankaların dolar hesabından para çekmek isteyen vatandaşlarını sıraya aldığı, dolar tutarına göre ödeme yaptığı aktarılıyor. Gazeteci Çiğdem Toker, T24’te yayımlanan yazısında Ankara’da bir özel bankada tanık olduğu durumu anlattı. Ünlü dövüz bürolarının önünde 100 metreyi
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bilge Yılmaz, Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi halinde mevcut bürokraside yer alıp yeni hükümette de çalışmak isteyecekleri isimleri belirlediklerini söyledi. Yılmaz, buna karşın özellikle Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunda çalışan bazı bürokratların yargılanma korkusuyla “yurt dışına kaçacağını düşünüyorum” dedi. 25 Nisan’da Ankara’da bir grup gazeteciyle sohbetinde
Millet İttifakı (Altılı Masa), 30 Ocak Pazartesi günü “Ortak Politikalar Mutabakat Metnini” açıkladı. Bu yazıda bu metnin ‘Ekonomi, Finans ve İstihdam’ bölümünü değerlendirmek istiyorum. Ancak önce şunu belirtmem gerekiyor. Cumhur İttifakının –bildiğim kadarıyla- bu netlikte ve kapsamda kamuoyuna duyurduğu bir politika metni yok. Bunun yerine bugüne kadar uyguladığı ekonomi politikası var. Bu politikada kapsamlı bir
Kendilerine Millet İttifakı demeye başlayan Altılı Masa liderleri Ortak Politikalar Mutabakat Metnini 30 Ocak’ta ilan etti. Bugün itibarıyla 103 gün sonra, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimi kazanırlarsa hükümet programı yerine geçeceğini söylüyorlar. Programın özünü parlamenter sisteme geçiş oluşturuyor. Yine de buna bir reform, inkılâp demek zor; seçimi kazanıp Anayasayı değiştirme gücüne ulaştıklarında bir inkılâptan, reformdan söz
2023’te ekonomimiz nasıl şekillenebilir? Zor bir soru. Çünkü hem ekonomideki koşullar açısından olağanın dışında bir dönemdeyiz hem de oldukça önemli bir seçime çok az kaldı. Bu soruya 2023’ü ikiye ayırarak yanıtlamaya çalışmakta yarar var: Seçim öncesi ve seçim sonrası. Önce seçim sonrası. Seçim sonrasında ekonomide neler yaşanabileceği “makule dönülecek mi?” sorusuyla yakından ilgili. Makulden ne
Yaklaşık dört aydır döviz kuru oldukça sakin hareket ediyor. (Grafik 1) Sakinliğin nedenleri ve nereye kadar süreceğini sorgulamak akla geliyor. Sakinlik elbette göreli bir kavram. Ağustos başından bu yana yarısı dolar yarısı avrodan oluşan döviz sepeti lira karşısında (sepet kur) yüzde 4,6 yükseldi. Az değil ‘normal’ bir ülke için. Dolayısıyla, Türkiye koşulları için kullanıyorum sakinliği.