CHP lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yönetimin “hem yargıyı hem koltuğu aparat olarak kullanıp korku yayarak iktidarda kalmaya niyetlendiğinin farkında olduklarını” ama “bu korku iklimine teslim olmamak lazım” geldiğini söyledi. Gazeteci Suat Toktaş’ın tutuklanması üzerine, 30 Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı Halk TV’den Şeyma Paşayiğit’e konuşan Özel, “Yapılmaya çalışılan, insanların tepki vermesine engel olmak” diye
“Bölücü caniler ya bir an önce silahlarını gömecekler ya da silahlarıyla birlikte toprağa gömülecekler. Bunun dışında üçüncü bir yol yok. Silahın, şiddetin, terörün devri artık sona ermiştir.” Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 4 Ocak’ta Samsun’da AK Parti İl Kongresindeki bu sözleri ilk defa söylemedi; özellikle tekrarlamak istiyor. Ama müttefiki MHP lideri Devlet Bahçeli’nin girişimiyle İmralı’ya gidip PKK’nın
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum’un 27 Kasım’da CNN Türk’de Dicle Canova’ya söyledikleri MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan Açılımının “Terörsüz Türkiye’nin” yanı sıra Erdoğan’ın yeniden aday olma yolunu açma amacını da ortaya koyuyordu: “7 Mayıs 2028’den önce Meclis’te alınacak kararla Cumhurbaşkanımıza adaylık yolu açılabilir. Erdoğan, Türkiye’nin milli bir değeridir. Böyle bir değerimiz varken, güçlü
MHP lideri Devlet Bahçeli 5 Kasım günü TBMM Grup konuşmasında baklayı ağzından çıkardı. Her şey yeni bir Anayasa yapmak için, yeni Anayasa da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olup Cumhurbaşkanı seçilebilmesi içindi. Bahçeli “Erdoğan tek seçenek” derken aslında kendi siyasi konumu ve MHP açısından doğru söylüyordu. Doğru, Bahçeli ve MHP olmasa Erdoğan ne bütün yürütme
İçişleri Bakanlığı 4 Kasım sabahı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü, Batman Belediye başkanı Gülistan Sönük’ü ve Şanlıurfa, Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan’ı görevden alarak yerlerine kayyım atadı. Gerekçe, silahlı terör örgütü üyeliği ve propagandası. Tam da sekiz yıl önce Selahattin Demirtaş’ın tutuklandığı 4 Kasım günü. “Devlet aklı” böyle ince hesaplar yaparak Kürt seçmenin pes
Karl Marx’ın meşhur sözüdür: tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekrarlanır. CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Maratonunu vatandaşlarla koşarken “Başta hak, hukuk, adalet” dilemesi önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2017’deki Ankara-İstanbul “Adalet Yürüyüşünün” simgesi olan sloganı hatırlattı. Bu slogan 31 Ekim’de Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanıp yerine kayyum atanmasını protesto
Kayyum virüsü İstanbul’a da sıçradı. AK Partili ya da MHP’li olmayan bütün belediyeleri tehdit altına alan “Sandıkta kaybettiysen yargı kararıyla gasp et” zorbalığının son örneğini İstanbul’da gördük. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer 30 Ekim sabahı 06.00 sularında evi basılarak gözaltına alınmasından 20 saat sonra, 31 Ekim saat 04.00 gibi, terör örgütü üyeliği gibi ağır bir
CHP lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “Bahçeli’yi sözcü kılma, ne diyorsan sen söyle” diye seslendi. 27 Ekim’de İstanbul, Beşiktaş’taki “Teröre ve Şiddete Karşı Yaşam Hakkı” mitinginde konuşan Özel, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın tahliye edilip Meclis’e getirilerek örgütünü dağıtma çağrısında bulunmasına değindi. Bahçeli ve Erdoğan’ı, “Erdoğan’ın Anayasa sorununu” çözmek için “iyi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Özgür Özel, Diyarbakır’da katıldığı toplantıda Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’ın “umut hakkından” faydalanması ile ilgili tartışma yaratan sözlerini değerlendirdi, “Kürt sorununun olup olmadığına Kürtler karar verir. Devlet karar vermez” dedi. Üç günlük Doğu ve Güneydoğu illerini kapsayacak gezisi çerçevesinde 23 Eylül’de Diyarbakır’da Kadın Sivil Toplum Kuruluşları
Ekrem İmamoğlu dün, 21 Ekim’de Ankara’daki ilk medya çıkarmasını yaptı; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değil, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı şapkasıyla konuştu. Başlıktaki cümleyi değişik ifadelerle üç kere kullandı; hatta birinde “özeleştiri” diyerek, birinde “istersek kaybederiz” vurgusuyla. Bu vurgunun bir anlamı vardı. İmamoğlu’nun açıkça söylemeden CHP’nin “bugünkü görünümüyle bir sonraki seçimi de kaybeder” demek istiyordu. Son









