Bazı olguları anlatmak için cümleyi, aynı bilgilerle başka türlü kurduğunuzda zihninizde bambaşka bir pencere açılıyor. Örneğin cümleyi “Rus Büyükelçi, ABD Büyükelçiliğinin karşı kaldırımında Türk polis tarafından öldürüldü” diye kurduğunuzda 2016’daki Karlov suikastına bambaşka açılardan bakmaya başlıyorsunuz. Başlıkta yer alan “Yurtdışına çıkması yasak TBMM yöneticisi Irak’ta” tanımını “MHP’nin Öcalan Açılımı çerçevesinde Erbil’de temaslar yürüten DEM Partili
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan süreç demekten özellikle kaçınıyor, tıpkı Öcalan Açılımının başlatıcısı MHP lideri Devlet Bahçeli. Daha önce “Terörsüz Türkiye” adını vermişti ama 11 Ocak’taki Diyarbakır İl Kongresinde daha da belirsiz bir ifade kullandı: Son dönemde gerçekleşen çalışmalar. Gerçi bunu söylerken ilk kez -sadece PKK’nın silahları gömmezse silahlarıyla birlikte gömüleceği- tehdidinin ve Bahçeli’ye destek
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim TBMM açılışında DEM Partililerin elini sıkarak başlattığı Öcalan Açılımının ilk somut sonucu 28 Aralık’ta alındı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın onayıyla verdiği izin sonucu DEM Parti’nin iki ağır topu, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, İmralı Adası Cezaevinde PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan’ın ziyaretine gidip -bildirildiğine göre
Zaman da görecedir, algı da. Örneğin çocuğunun önüne kahvaltı koyabilip gözü arkada kalmadan okula göndermeye, ayın sonunda iki yakasını bir araya getirmeye çalışan milyonlarca yurttaş için normalleşme Anayasa değişikliği değildir. Kobani Davasından hiçbir silahlı eylemle suçlanmadan 42 yıl hapis cezasına çarptırılan Selahattin Demirtaş için, 30 küsur yıla çarptırılan Figen Yüksekdağ için normalleşme Anayasa’nın değiştirilmesi değil,