Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 23 Kasım’daki basın toplantısında Donald Trump’ın 20 Ocak 2025’te başlayacak ikinci ABD Başkanlığı dönemine dair, önümüzdeki dönem Türk dış politikasındaki muhtemel konumlanışları da belli eden bir analiz yaptı. Bu Trump analizini Ankara’nın çantasındaki üç hassas dış politika ve güvenlik kırılmasını saptayarak mercek altına almakta yarar var. Fidan, Trump’ın “Bu kadar İsrail
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama kararı çıkardı. Türkiye karara güçlü destek verirken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, kararı “adaletin tecellisi bakımından umut verici” olarak nitelendirdi. Fidan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bu kararın Filistinlilere karşı soykırım uyguladığı iddia edilen İsrailli yetkililerin adalet önüne çıkarılması açısından
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Batılı güçler” diyor ama aslında demek istediği ABD’dir. Batı’dan kasıt en dar anlamıyla G7’dir, yani en zengin 7 kapitalist ülke: ABD, Japonya, İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada ve İtalya. ABD yönetiminin tutumunda en küçük bir değişiklik G7’nin İsrail’deki Binyamin Netanyahu’nun saldırgan, faşizan politikasına “Batı” desteğinin sonu demek olacaktır. Erdoğan’ın 23 Mayıs’ta yaptığı konuşmada
Ermenistan parlamentosu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama kararı çıkaran Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetkilerini kabul etme kararı aldı. Parlamento üyeleri, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargı yetkisini kabul etmek için Roma Statüsünü tanıma yönünde oy kullandı. Erivan bu kararla birlikte eski Sovyet ülkesi olan Ermenistan’a yolculuk etmesi durumunda Putin’i tutuklamakla yükümlü olacak. Ceza Mahkemesi geçtiğimiz Mart
Uluslararası Ceza Mahkemesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında Ukrayna savaşında çocukların kaçırılması ve sınır dışı edilmesinde cezai sorumluluğu olduğunu söyleyerek savaş suçu işlediği gerekçesiyle tutuklama emri çıkardı. Mahkeme 17 Mart’ta yaptığı açıklamada “Putin’in, Ukrayna’nın işgal altındaki bölgelerinden Rusya Federasyonu’na nüfusun (çocukların) yasadışı sınır dışı edilmesi ve nüfusun (çocukların) yasadışı transferi savaş suçlarından sorumlu olduğu