Erken seçim ihtimali birkaç gün öncesine dek, siyasetin seyrini anlamaya çalışan yabancı yatırımcıların sorduğu bir soruydu sadece. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ekonomi bu haldeyken seçime gitmesinin “büyük risk” olacağını görüp, en azından Kasım’daki ABD seçimlerine, yani 2020 sonuna dek bu ihtimalin üzerini çizip diğer ihtimallere yoğunlaşıyorlardı. Oysa hafta başından itibaren bir anda siyaset gündeminin ilk sıralarına
Kemal Öztürk’ü Meclis Başkanlığı döneminde Bülent Arınç’ın basın danışmanı olarak tanıdım. Daha sonra Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Basın Baş Danışmanı olarak çalıştı. Sonra da Anadolu Ajansı Genel Müdürü, aynı zamanda Basın İlan kurumu Yönetim Kurulu Üyeliği. Sonra, AK Parti hükümetiyle Fethullah Gülen cemaatinin arasının açılmaya başladığı dönemde yüksek bürokrasinin dışına düştü. Benzeri durumdaki arkadaşları
Speaking at the Parliament Planning and Budget Commission on the evening of November 18, Foreign Minister Mevlüt Çavuşoğlu said that the operation that resulted in the death of ISIS leader Baghdadi had been made possible by intelligence gathered from a high-ranking ISIS member who was caught in Turkey. Earlier that day, Iraq’s military intelligence chief
Discussions on what the Kurdish population in Turkey is have resumed in international media in the wake of the Syria debate. The Turkish Statistical Institute (TUIK) has not yet published any official numbers on that. But the November 2019 “Gender in Turkey” report by KONDA research company based on the data from its 2018 Lifestyles
Suriye tartışmaları nedeniyle Türkiye’de ne kadar Kürt nüfus yaşadığı uluslararası medyada yeniden tartışılmaya başladı. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) bu konuda açıkladığı sayı yok. Ancak KONDA araştırma şirketinin 2018’de yaptığı Hayat Tarzları araştırması verilerinden derlenerek Kasım 2019’da yayınlanan “Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Raporu”nda sadece Türkiye’de yaşayanların etnik aidiyeti üzerine dikkat çekici bulgular var. Öncelikle söylemek gerekir ki,
Son bir kaç gündür Japonya’dayım. Japon Dışişlerinin dış politika ve güvenlik sorunları ağırlıklı bir programına davetliydim. Erdoğan-Trump görüşmesinin gölgesinde, küresel çatışmanın yeni alanı olan Pasifik bölgesinde, Türkiye’yi de etkilemesi kaçınılmaz bir dizi soruna yoğunlaşmak imkanı buldum.Erdoğan-Trump görüşmesi Japonya’da sadece ciddi gazetelerin ve buranın TRT’si NHK’nın dış politika haber ve yorumlarında, o da Orta Doğu enerji
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile 13 Kasım görüşmesinden geriye ne kaldığına bakınca şunları görebiliriz:1- Gezinin ABD ile kafa kafaya bir tren kazasıyla sonuçlanmamış olması, en ciddi sonucu oldu demek mümkün. En çok korkulan kabus senaryosu başa gelmedi: Demokratların Erdoğan ABD’de iken yaptırımlar ve Ermeni karar tasarılarını Senato’dan geçirme planı işlemedi.2- Gezinin en
ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı 13 Kasım’da Beyaz Saray’a daveti iki ülke ilişkileri bakımından kilit önemde bir görüşmeye sahne olacak. ABD ile ilişkiler tarihte olmadığı kadar kötü, üstelik zaten birikmiş sorunlara ek olarak bir de Erdoğan ve Türkiye ile ilişkilerinin Trump’ın görevden azledilmesi girişimlerinin bir parçası haline gelmiş olması durumu var. Lafı dolaştırmayalım.
US President Donald Trump has invited Turkish President Tayyip Erdogan to the White House on November 13; this will be a crucial meeting for the relations between the two countries. Turkey-U.S. relations are worse than they’ve ever been; furthermore, relations between Erdoğan and Turkey have become one of the ways of pushing for attempts of