6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depreminde göçük altında kalanları kurtarma umutlarımız gün geçtikçe daha da azalarak tükeniyor. Göçük altından mucize kurtarma haberleri geldikçe gözyaşlarına boğuluyoruz. Ölümlerin 35 bini aştığı, yaklaşık 5 katı yaralı olduğu, bölgedeki bina stokunun önemli bir kısmının yıkıldığı, hasar gördüğü ve kullanılamaz hale geldiği haberleri bütün ulusu yasa boğuyor. Aksayan elektrik, su, ısınma,
Çiğdem Toker’in T24’teki yazısında, Cumhurbaşkanlığı’nın Bakanlıklara yönelik mealen “Ey bakanlık, senin görev alanına giren bir konuda, düzenlenmesi gerektiğini düşündüğün bir saha bir tedbir varsa, bunu bana kararname taslağı şeklinde hazırla gönder. Gerekirse biz onu kararnameye dönüştürürüz,” talimatı verdiğini okuduğumda 16 Şubat 2023 tarihli Resmi Gazete’nin 6807 sayılı kararını okuyordum. Bu karar, Hazine ve Maliye Bakanlığı
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremin ardından 17 Şubat’ta haftalık olağan toplantısını gerçekleştirdi. Toplantı öncesinde başkanlık tarafından yapılan sert açıklama, depremin ardından yayın yapan bazı medya kuruluşlarına ceza verilmesinin kurulun gündeminde olduğu tartışmalarını körükledi. Toplantının öncesinde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve siyasetçiler tarafından RTÜK’ün gündeminde medya kuruluşlarına ceza verilmesi olduğu
6 Şubat Kahramanmaraş çifte depremi Türkiye’yi yalnızca korkunç bir can kaybı ve yıkımla sarsmakla kalmadı. Aynı zamanda kritik bir seçim öncesinde siyasi dengeleri de alt üst etti, ekonomik belirsizliği artırdı. Siyasi bakımdan bu travmadan en çok etkilenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve yirmi küsur yıllık AK Parti iktidarı oldu. Erdoğan’ın önünde bir yandan depremin insani ve
Anadolu’nun son iki bin yılda yaşadığı en büyük doğal afet olduğu söylenen depremin arama kurtarma faaliyetlerinde sona gelindi. Son kurtarılanlar da depremin 11. günü 261 saat sonra Antakya’daki Akademi hastahanesinin enkazından çıkarılan Mehmet Ali Şakiroğlu ile Mustafa Avcı oldular. İnsan vücudunun açlık ve susuzluğa dayanma sınırlarına geliyoruz. Bu durumda yeni bir mucize beklemek ümidi de
15 Şubat akşamı ulusal radyo ve televizyon kanallarının büyük kısmının 23:00’den itibaren canlı yayınladığı AFAD ve Kızılay’a bağış kampanyasında (16 Şubat saat 03.00’e dek) 115 milyar lira toplandı. 6 milyar dolar, 5,75 milyar avro yapıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan toplanan paranın her bir kuruşunun 6 Şubat Kahramanmaraş çifte depreminin yaralarını sarmakta kullanılacağını duyurdu. Onuncu günde hala
On gün önce Türkiye büyük bir acıya uyandı: Art arda meydana gelen iki deprem on ilimizde büyük yıkım yarattı. On binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti, yaralandı. Milyonlarcası evsiz kaldı. Yıkılan on binlerce binanın ardından bölge harabe görünümünde. Bu büyük dramın etkisi uzun sürecek. Önümüzde zorlu bir yol var. Yaralarımızı sarmayı başaracağız, ancak kayıplarımızı geri getirmek mümkün
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 14 Şubat’ta açıkladığı 35 bin 418 vefat 6 Şubat Kahramanmaraş depreminin Cumhuriyet Türkiye’sinin en ölümcül depremi olduğunu gösterdi. Daha önce 1939 Erzincan depreminde 32 bin 968 can kaybı kaydedilmişti. Dünyada son 50 yılın en ölümcül 8’inci depremi; ümit edelim sıralamada daha da yükselmesin. Felaket, başa çıkmak için dünyada her hükümetin zorlanacağı boyutlarda.
Oy verme saiklerini tartışırken ideoloji gibi uzun dönemde şekillenen etmenler dışında kısa dönemli performans değerlendirmelerini anlamak için önce ülke gündemimizi güncellemeliyiz. Yeni gündemimizin başında elbette deprem bölgesi vatandaşlarının ihtiyaçlarının nasıl ve ne derece karşılanabildiği olacaktır. Deprem bölgesinin hassas etnik ve sekter yapısının son yıllarda önemli sayıda Suriyeli sığınmacının katılımıyla daha da hassas hale geldiğini de
6 Şubat Depremi ile birlikte yaşanan bu büyük felaketin etkilediği güzel ülkemizde insanlarımızın yaralarının bir an önce sarılması için herkes elinden geleni hatta fazlasını yapmak zorundadır. Ancak 11 Şubat günü Cumhurbaşkanı tarafından duyurulan “üniversitelerin yaza kadar kapatılması ve eğitime uzaktan devam edilmesi” kararı bir bilimsel gerekçeye dayanmamaktadır. Bu karar için gerekçe gösterilen “KYK yurtlarının depremden