Emekli Büyükelçi
Önce Gazze ve şimdi Lübnan’daki insanlık trajedisini izliyoruz. Hamas’ın 7 Ekim saldırılarından bu yana tam bir yıl geçti. İsrail’deki Netanyahu yönetiminin bu saldırılara verdiği karşılık bitmek bilmiyor. Şimdi Hizbullah ve Lübnan. Çoğu çocuk ve kadın olmak üzere öldürülen binlerce insanın acısını duymak, bombalar altında ölüm korkusu ile günlerini geçirmeye çalışan ya da zorunlu olarak göç
Türkiye’nin BRICS üyeliği ve Avrupa Birliği (AB) hedefi etrafında güncel tartışma konusu olan açıklama ve yorumları okuduğumda, internette kurumsal web sitelerine yeniden bakma ihtiyacı hissettim. Bir tarafta beş bayrak gördüm – Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın bayraklarını. Ayrıca, “Küresel Güney boyunca destek toplayan bölgesel entegrasyon” başlığını taşıyan, iki elin avuçlarında yer almış bir
“Avrupa’nın Son Günleri” İstanbul’daki bir sahaftan aldığım kitabın başlığı. 1946 Egloff Paris basımı. Yazarı, Romanya’nın eski Dışişleri Bakanlarından Grigore Gafencu. 1939 yılında gördüklerini kaleme almış, bir diplomatik yolculuğunda, savaş öncesinin bakışıyla zihnine kazılanları. Gafencu, önsözünde, “olayların baş döndürücü niteliğinin dünyayı sarstığı bir anı diplomatik bir takdimle dile getirmenin nasıl gerçek dışı imgeler yaratabileceğini biliyorum. Savaş
Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Franck- Walter Steinmeier’in üç günlük Türkiye ziyareti zamanlı ve yararlı oldu. Türkiye ile Almanya arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının yüzüncü yılı vesilesiyle gerçekleşen bu ziyaretin sembolik boyutu doğal olarak öne çıktı. 31 Mart yerel seçim sonuçlarının beraberinde getirdiği ülkemizdeki siyasi dönüşüm ortamının ve doğurduğu “daha iyi bir gelecek, daha iyi bir yönetim”
Avrupa bütünleşme sürecine ivme sağlayan önemli liderler oldu. Avrupa Komisyonu’nun eski başkanlarından Jacques Delors bunlardan biriydi. Delors’lu yıllara Avrupa bütünleşme sürecinin “altın çağı” olarak atıfta bulunanlar haksız sayılmaz. Avrupa’nın inşası sürecinde Delors’un oynadığı rol büyük. Bir barış ve refah projesi olarak AB’nin yükselmesinde ikinci nesil Avrupalı liderlerin önde gelen bir temsilcisiydi Delors. Jean Monnet gibi
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılının anlamı büyük. Demokrasi ve dış politika bağlamında öne çıkan boyutlardan biri Türkiye’nin uluslararası konumu. Bugüne değin stratejik bir hedef olarak görüldüğü ifade olunan Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik yolunda nasıl bir vizyon ortaya konulacağı bu açıdan önem taşıyacak. Mevcut siyasi söylemler arasında dikkati çeken iki yaklaşım üzerinde durulmasında yarar var: Bunlardan birincisi, Türkiyesiz