Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği, Prof. Dr.
Üniversite nedir? Görkemli binalar, güzel çim sahalar, derslikler, konferans salonları, lambri duvarlarla kaplı tarihi kütüphaneler? Bütün bunlar iyi fotoğraf verir; oysa üniversite bu değildir. Üniversite, gece yarısı kütüphanenin bir köşesinde çalışırken sözleşmesinin ve çalışma vizesinin iptal edildiğini, 15 gün içinde evini barkını toplayıp ülkeden ayrılması gerektiğini öğrenen, ama üzerinde çalıştığı matematik problemine ara vermeyen Matematik
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Kayseri’de Tayvan’ın çip üreticisi olarak öneminden bahsetmiş ve çip çok önemli; bizim de yatırımımız var, fabrika yeri ayırdık demiş. Ayrıca, çip üretimi çok su gerektiriyor; ona bakıyoruz demiş. Demek su bulunca, herhangi bir ürünün fabrikası, mesela tekstil fabrikası kurar gibi çip fabrikası da kurulabiliyor. Halbuki tekstil imalatının bile bazı incelikleri var;
Geçen hafta 30 Haziran – 1 Temmuz günleri, 13 değişik kurumdan 50 akademisyen, Ankara’da, daha önce ziyaret ettiğimiz Türkiye Barolar Birliği’nin konferans salonundaydık. “Türkiye Yükseköğretim alanının yeniden yapılandırılması“ başlıklı bir çalıştay düzenledik. İçimizde üç eski rektör, 10 civarında rektör yardımcısı, bir o kadar dekan, enstitü müdürü, anabilim dalı başkanı vardı: hepsi 20-30 sene bu görevleri
Geçen hafta Boğaziçi Üniversitesi’nde bir veri güvenliği skandalı yaşandı. Bilgi Teknolojilerinden sorumlu dört profesör, kişisel verilerin izinsiz olarak üçüncü taraflarla paylaşılmasının yanı sıra, siber güvenlik hizmeti vermesi gereken bir yüklenici firmanın, tam tersine, güvenliği yok edebilecek işlemler yapmak üzere talepte bulunduğuna şahit oldu. Bu büyük hataları ortaya çıkaran dört profesör, anında görevden alındı; bu işleri
Veri güvenliğinin kaybı, bir ülkeyi çökertebilir. 15 Temmuz’da yaşadık, gördük. Veri güvenliğinin kaybı, bir ülkenin silahlı kuvvetlerini kendi meclisini bombalamaya kadar götürdü. Tabii ki bir anda olmadı; yılların tahribatı. Karşı çıkanlar adım adım nasıl yapıldığını anlattılar; karşılarındaki örgüt seslerini bastırdı. Çok uzun bir süreye yayılan, ve çok değişik teknikler kullanılan bir süreç olduğundan, basitleştirmeden, tahribatın
Yöneticilerin en lüks araçları kullandığı ülkeler en fakir, en geri kalmış ülkeler. Sokak arasında Bentley, Posche, Maserati, Maybach’lar görüyorsunuz. Mercedes’in Maybach diye bir modeli var; ucuzları 10 milyon Türk lirasına satılıyor. Her köşe başında rastlanıyor, çok popüler. Kamuda bile bazı yöneticiler bunu kullanıyor. Ona parası yetmeyenler Audi A6 alıyor; o çok daha mütevazı; 3 milyon
Türkiye’nin göçmen politikasının belirsizliği, büyük bir karşı dalga yarattı. Geçici koruma statüsündeki sığınmacılar, kaçak göçmenler, konut satın alma karşılığı oturma izni ve yurttaşlık vaad edilenler, farklı kategoriler olsa da, hepsi beraberce değerlendiriliyor. Bunun nedeni, açıkça tanımlanmış ve halktan onay almış bir politikanın olmayışı. Göçmenlik, insani bir durum: Kimisi savaştan kaçıyor; kimisi de bizim gençlerimiz gibi,
Pazarda her şey el yakıyor. Domates 30 lira. Marul 20 lira. Dereotu bile 7 lira. Gazetede şöyle bir başlık okudum: Bedava ürünün nakliyesi 5 lira. Doğru olmalı; ama bu bile fiyatları açıklamaz. Sakarya’da bir çiftçi, tanesini 50 kuruştan satamadığı için marul ekili tarlasını sürmüş. Nakliye çok pahalı ama pazar fiyatlarını açıklamakta yetersiz kalıyor. Pazar demişken;
Çocukluğum Ankara’da geçti. Evimiz Kavaklıdere’deydi. Babamla her akşam Kuğulu Park’tan Kızılay’a yürüyüş yapar; Meclisin önünden geçerdik. Meclis benim için önünden geçilen ağaçlıklı bir parktı. İlkokulda bir resim yarışmasında ödül kazanmıştım; TBMM’de, başbakan Bülent Ecevit’in elinden ödülü alırken fotoğrafım var. Yıl 1974. Ben çocuğum; Bülent Ecevit de çok genç. Aradan geçen neredeyse 50 yıl içinde, hiç
1915 Çanakkale Köprüsü 18 Mart 2022’de törenle açıldı. Yapımını Çanakkale’ye gidip gelirken izlediğim, çok güzel bir köprü oldu. Mühendislik bakımından özellikleri ve yapımındaki hızlı çalışma, çok etkileyiciydi: Dört sene içinde tamamlanan köprü, 18 Mart’ta hizmete açıldı. Ancak ben bu köprüden geçmeyeceğim. Muhtemelen Çanakkale sakinleri de geçmeyecek. Çanakkale Köprüsü en çok Avrupa’dan kara yolu ile gelip,