Türk Ekonomisi Kulis Bilgileri Yapısal Sorunlar: Güncel ve yapısal sorunlarına rağmen hâlâ dünyanın 20 büyükleri arasında yer alan Türk ekonomisindeki belli başlı gelişmeler, kulis bilgileri, tahlil ve tahminler.
Yabancı yatırımcıların Türkiye’de stratejik yatırımlar yapmaya tekrar ne zaman başlayacaklarına dair anlamlı bir tahminde bulunmak zor. Ancak, yakın bir gelecekte 2005-2015 yılları arasındaki seviyelerde yatırım yapmaya başlamayacaklarını öngörmek daha kolay. Bu süreci hızlandırabilmek için yapılabilecek bir şey var mı sorusuna cevap olarak ise kısa bir süre önce hükümet tarafından, yabancı sermayeyi çekmek amacıyla da yapılacağı
Zekâ ürünü esprilerin siyasetin tadı tuzu olduğunu unutmu]]şuz çoktandır. Aynı gün içinde önce Meral Akşener, sonra Ali Babacan sayesinde hatırladık. İYİ Parti lideri Akşener’in MHP lideri Devlet Bahçeli’den gelen “Dön evine” çağrısına “Genel Merkezdeki çalışmaları bitirdik, evime dönüyorum” cevabı, eski Türkiye’de Süleyman Demirel’i, Necmettin Erbakan’ı gülümseterek hatırlatan bir cevaptı. Sonra DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın,
Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, ABD’nin seçilmiş Başkanı Joe Biden’a bir mektup yazarak yaptırımların iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere zarar vereceğini, siyasi gerilimi gidermenin yolunun ticareti artırmak olduğunu söyledi. Önceki ABD Başkanı Donald Trump ile şahsi dostluğu da bilinen Yalçındağ, 18 Aralık’ta Biden’ın “özel kalemine ulaştırılan” mektubunda Biden’ı 14 Aralık’ta Seçiciler Kurulu
Gazeteci Bahadır Özgür, Albayrak Grubu’na ait Tümosan AŞ’yi ikiye bölme kararı ile şu sıralarda hararetle tartışılan Altay Tankı Projesi’nin ilişkisini incelediği yazısında, tank için motor üretecek şirketin neden bölündüğünü yazdı. “Albayrak Grubu’nun şirketi Tümosan AŞ, geçen Cuma günü, (11 Aralık) akşam saatlerinde borsaya bir açıklama gönderdi. Şirketin ikiye bölüneceği ve Ar-Ge bölümünün, Tümosan Teknoloji ve Mühendislik
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) ve gazeteci Bahadır Özgür’ün Uluslararası Şeffaflık Derneği ödüllerini almaları tek tek çok değerli fakat ne söylediği bu derece önemsenen derneğin bu üç ismi-kurumu seçmesi toplamda da bir şeyler anlatıyor. “Mansur Yavaş güven yeşertiyor” Öncelikle, kaçıranlar için Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin ödülleri nasıl gerekçelendirdiğine bakalım, sonra da
Önceki gün Amerikan devleti ve 48 eyalet Facebook’a karşı bir tekelleşme davası açtı ve Facebook’un bölünmesini istedi. Ticari işletmeler ve devletler yüz yıllardır hem karşı karşıya geliyor hem de birlikte çalışıyorlar. Global varlık gösterebilmeyi başarmış kurumlar ise güç zehirlenmesi yaşayıp oyunun kurallarını belirleyenin, hakemin ve oyunun mutlak sahibinin devletler olduğunu unutabiliyorlar. Buna en son örnek
Dışarıda durum malum. Türkiye en güçlü ordularından birine sahip olmakla övündüğü NATO’nun 1-2 Aralık zirvesinde ABD tarafından ittifakı bozmakla suçlandı. Suçlamanın haksız olup olmadığını tartışmıyorum. Suçlamanın Rus S-400 füzeleri nedeniyle gelecek ekonomik yaptırımların habercisi olmasından söz ediyorum. Önümüzde 10-11 Aralık Avrupa Birliği Zirvesi var. Orada da ekonomik yaptırımlar gündemde. Türkiye’ye yapılan haksızlığı tartışmıyorum. “Yaptırımlar sembolik
Covid-19 rakamlarında olduğu gibi, enflasyonda da mızrak çuvala sığmadı ki TÜİK, kasım ayı enflasyonunu yıllık yüzde 14,03, yani yılın en yüksek oranı olarak açıkladı. Piyasaların, daha da önemlisi salgın belası nedeniyle gelir kaybına uğrayan halkın belirsizlikten bu denli yorulduğu bir anda enflasyon tahmininin de tutmaması, güven sarsıcı. Devlet kurumlarının açıkladığı rakamlara güvensizlik, zaten en sonunda
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “hukuk, ekonomi ve demokraside” yeni bir reform dalgası başlatacağını ilan etti. Seçim olmadı, yönetim değişmedi ama “yeni reform dalgası” neden gerekiyor? Yanıtı ağırlıkla ekonominin gidişinde yatıyor. Muhalefet liderleri bunun bir manevra olduğunu iddia ediyorlar. Muhalefete göre Erdoğan, damadı Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığını bırakması ardından ekonomideki hasarı atlatmak amacıyla göstermelik önlemleri
“Acı reçeteden” söz etmesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ekonomi politikasının yanlış olduğunun, başına damadı Berat Albayrak’ı getirerek daha büyük bir yanlış yaptığının kabulüdür. “Acı reçete” ifadesinin, kamu harcamalarının azaltılması, ücret artışlarının frenlenmesi anlamına geldiğini herkes biliyor. Bir başka boyutu da “dev yatırımlara” ayrılacak paranın kesilmesi gereği. Kesintinin en azından bir kısmının da koronavirüs Covid-19 salgını nedeniyle