Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bir süredir beklenen kamuda tasarruf önlemlerini 13 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın gözetiminde açıkladı. Her ikisi de bu önlemleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın direktif ve onayıyla hazırladıklarını özellikle vurguladı. Yılmaz ve Şimşek, açıklama sonrasında gazetecilerden soru almadı. Alsalardı, örneğin bu tasarruf önlemleri (bu bağlantıdan ayrıntılarını okuyabilirsiniz) eğer tam olarak uygulanabilirse
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından da iktidarın gayrıresmi koalisyon ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüşmesi farklı tepkiler doğurdu. Ateş püskürenler de var, alkışlayanlar da. Kimisi Özel’in bu görüşme ile Erdoğan’ın tartışmalı hukuki konumunu meşrulaştırdığını, 31 Mart seçimini kaybettiği bir dönemde hemen erken seçim isteyerek devirmek yerine ona imdat simidi attığını,
‘Ne biçim bir soru bu?”, diyebilirsiniz haklı olarak. Yanıtı normal koşullarda son derece basit: “Halihazırdaki anayasal sisteme göre, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 50’nin üzerinde kim oy alıyorsa ülkeyi de o yönetiyor”. Dışarıdan bakınca da öyle. Yasama, yürütme ve yargıyı adeta tek elden yöneten bir cumhurbaşkanı var. Bir de O’nun, sözlerine “sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve talimatları çerçevesinde…”
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un verdiği davet oldukça hareketli geçti. 31 Mart seçim sonuçlarının siyasi iklime getirdiği hareketlenme Meclis davetinde kendisini gösterdi. Görünürdeki konu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Anayasayı bir daha değiştirme arzusuydu ama biraz kazıyınca önümüzdeki ayları belirleyecek yeni senaryolar fark ediliyordu. Dikkatler Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın CHP lideri
AKP’nin otoriter pazarlığı bu krizi de aşar mı? Bu soru geçtiğimiz Cumartesi günü TÜSES, SODEV ve FES’in birlikte düzenlediği “31 Mart Sonrası Yeni Bir Türkiye Mümkün mü?” başlıklı paneldeki konuşma konumdu. Hem soru, hem de otoriter pazarlık kavramının kendisi uzun bir tartışma doğurunca, konuyu biraz daha açmak istedim. En son söyleyeceğimi en başta söyleyecek olursam,
31 Mart yerel seçimlerindeki yenilginin ardından ilk kez Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sert değişim mesajı verdi, “gerekeni mutlaka yerine getireceğiz” dedi. Yerel seçimlerde AK Parti oy oranlarındaki düşüş ve özellikle büyükşehirlerin muhalefet partilerinin yönetimine geçmesinin ardından Erdoğan’ın nasıl bir strateji izleyeceği, parti içinde ve kabinede köklü
31 Mart yerel seçimleri AK Parti’nin 20 yıllık iktidarı döneminde aldığı en ağır yenilgi oldu. Seçmenin bu tepkisi, son on yılda giderek bozulan ve özellikle Eylül 2021 sonrası dönemde ekonomi dengelerini alt üst eden politikaların gecikmeli sonucuydu. Genel seçimler öncesinde “gelecekten borçlanma” pahasına bütün musluklar açılmış, sürdürülemez politikaların yarattığı hasar yine sürdürülemez önlemlerle maskelenmişti. Büyük
31 Mart yerel seçimlerinin ardından, AK Parti’nin kaybettiği il ve ilçelerde eski belediye başkanlarının görevlerinden ayrılmadan önce son dakika girişimlerinde bulunduğu, seçimlerden bir iki gün önce ve sonra pek çok ihale için ilanların verildiği haberlere yansıdı. İstanbul’da Üsküdar, Tuzla, Sancaktepe, Eyüpsultan, Beykoz ve Çekmeköy gibi önemli ilçelerin yanı sıra muhalefet partilerinin yönetimine geçen Manisa ve
Dün, 2 Nisan’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim yenilgisi muhasebesi için topladığı AK Parti Merkez Yönetim Kurulu (MYK) sonrasında, AK Parti dönemindeki medya uygulamalarına alışanları dahi şaşırtan “bir ilke” tanık oldu haberciler. AK Parti medya birimlerinden ilişkide oldukları haber merkezlerine gönderilen, deyim yerindeyse bir korsan bildiriyle MYK’da görüşülenlerin “perde arkası” veriliyordu. Bu metinde Erdoğan’ın konuşmasında yenilgiyi
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) DEM Parti’nin itirazını kabul ederek, Van Büyükşehir Belediyesi mazbatasının seçimi açık farkla kazanan DEM Partili Abdullah Zeydan’a verilmesini kararlaştırdı. Karar, Van Seçim Kurulu’nun mazbatayı seçimi, yüzde 55,5 oyla kazanan Zeydan’a değil, onun yarısından az, yüzde 27,1 oy alan AK Partili Abdulahat Arvas’a verme kararının siyasi gerilimi tırmandırdığı şehirde sevinçle karşılandı. Van