Hafta, CHP’li siyasetçilere yönelik art arda gelen soruşturmalarla başladı. CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın’ın sosyal medya paylaşımı nedeniyle adliyeye götürülmesinin ardından, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında da İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ile ilgili sözleri nedeniyle soruşturma başlatıldı. Soruşturmaya tepki gösteren İmamoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı için ‘bizimle yatıp bizimle kalkıyor’ demiştim ama
İstanbul Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın tutuklanması siyasi gerilimi arttırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Özgür Özel arasındaki söz düellosu şiddetleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beşiktaş Belediyesi’ne yapılan operasyon ve Akpolat’ın tutuklanmasının ardından “daha turpların büyükleri heybede,” sözleri siyasi gerilimi tırmandırdı. Erdoğan, 17 Ocak’ta yaptığı konuşmada ana muhalefeti hedef almış, “Siz dahil hiç kimsenin hukuku
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın tutuklanması ve görevden uzaklaştırılması, Türkiye’deki siyasi gerilimi tırmandırdı. İçişleri Bakanlığı, Akpolat’ın “suç örgütüne üye olma”, “ihaleye fesat karıştırma” ve “haksız mal edinme” suçlamalarıyla tutuklanmasının ardından “geçici bir tedbir olarak” görevden uzaklaştırıldığını duyurdu. Akpolat, dört günlük gözaltı sürecinin ardından, aralarında suç örgütü lideri olduğu öne sürülen Aziz
Gelişmeler karşısında CHP Genel Merkezinin fazla seçeneği kalmıyor: belediye başkanlarına peşi sıra davalar açılınca mecburen bütün enerji onları savunmaya harcanıyor. Son örneği Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alınması bunun son örneği oldu. CHP’nin zam yağmuruna, geçim sıkıntısına karşı meydanlara inme sözü yerini belediye başkanları için meydanlara inmeye bırakıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “büyük bir sürpriz yapacağız” sözleriyle duyurusunu yaptığı toplu açılış töreni konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kırmızı kart gösterme eylemi başlattıklarını duyurdu. Özel, Mersin Büyükşehir Belediyesi Toplu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada geniş halk kesimlerinin alım gücünün düşmesi ve ekonomi yönetimi sebebiyle zorluk çektiğini belirterek Erdoğan’a kırmızı kart gösterme eylemi başlattıklarını duyurdu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 25 Aralık’ta AK Parti grubunda “Suriye fatihi” sloganları eşliğinde Kuran’ın Fetih Suresinin ilk ayetlerini Arapça okumaya başladığında, not defterime “Suriye’ye giriyoruz” diye not düşmüşüm. Ama Suriye’de ki PKK/YPG’ye operasyona girmek başka, fetih bambaşka. Elbette Türkiye’nin Suriye’yi fethedeceği yok, Erdoğan dün de tekrarladı zaten “toprağında gözümüz yok” diye. Ama mesele, hazır ABD’nin müstakbel
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, asgari ücretin 22 bin TL olarak açıklanmasının ardından iktidarı erken seçime zorlayacaklarını açıkladı. Halk TV’ye konuşan Özel, “2025’in bir geçim yılı olmayacağı belli. Onu bir seçim yılı olarak Cumhuriyet Halk Partisi olarak tanımlıyoruz. Zorlayacağız” dedi. Geçim değil seçim yılı: 22 bin lira küfür gibi Özel, hükümetin ekonomi politikalarını sert bir
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kendisini Suriye politikası nedeniyle çok eleştiren Kılıçdaroğlu’nu bugünlerde hemen her konuşmasında hatırlatıyor, hedefe koyuyor. CHP lideri Özgür Özel ise geçenlerde CHP’nin Suriye konusunda fazla bir şey yapmadığı çıkışıyla -o zaman da CHP yönetiminde bulunması dolayısıyla- bir özeleştiri yaptı. Kılıçdaroğlu
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) heyetleri, kayyım atamalarına ilişkin yasal düzenleme konusunu görüşmek üzere TBMM’de bir araya geldi. MHP Grup Başkanlığı’nın Meclis’teki odasında gerçekleşen görüşmeye CHP’den Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, MHP’den ise Grup Başkanvekili Erkan Akçay ile Sakarya Milletvekili Levent Bülbül
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün 22 Kasım’da Ankara’da yargılanmaya başlaması Türkiye’de siyaset üzerindeki yargı baskısının son örneği. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un Ankara 57’inci Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmadan bir gün önce dava üzerine adeta yargı adına hükmü peşinen vermesi, görünümü daha da ağırlaştırıyor. Bakan Tunç, davanın diğer siyasetçilere de “ibret vesikası” olmasını istedi. Sanki